Artvin'de, bu yıl 37’ncisi düzenlenen "Ahilik Haftası" etkinlikleri kapsamında tören düzenlendi.
Törende yılın ahisi Muammer Tosun şet kuşanırken, yılın kalfası Fatih Altuntaş ve yılın çırağı Emirhan Arslan'a plaket takdim edildi.
Milli İrade Meydanı'nda düzenlenen tören Ticaret İl Müdürü Abdullah Yıldırım, Artvin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seçkin Kurt, Artvin Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Şeref Öngüner', Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet kooperatifi Başkanı Yaşar Tekin Alkan'in Atatürk Anıtı'na çelenk sunması ile başladı.
Çırak, konuşmasının devamında, “Ahilik, bir meslek örgütü olmasının yanında, sahip olduğu vizyon ve ilkeleriyle, yüzyıllar boyunca nice erdemli nesiller yetişmesine katkı sunan manevi bir terbiye ocağıdır. Ticarette doğruluk, dürüstlük ve dayanışma gibi ahlaki değerleri esas alan Ahiler, günümüz sosyal ve iktisadi hayatına yön veren kavramları 800 küsur yıl önce hayata geçirmiştir. Dünyanı hiçbir ülkesinde görülmeyen böylesine köklü bir camiaya, geleneğe ve kültüre sahip bir milletin mensubu olmakla ne kadar iftihar etsek azdır. Ahilik, aynı zamanda dünyanın ilk kadın teşkilatlanması olan Bacıyan-ı Rum diğer bir adıyla Anadolu Kadınlar Birliği’nin de ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Ahi Evran-ı Veli'nin eşi Fatma Bacı tarafından kurulan birlik, toplumsal yardımlaşmanın gelişmesinde, barış ve huzurun tesisinde önemli roller üstlenmiştir. Esnaf ve sanatkârın piri Ahi Evran-ı Veli'nin kardeşliğe, cömertliğe, akla ve ahlaka dayanan felsefesi, büyük, güçlü ve müreffeh bir Türkiye' ye giden yolda bizlere kılavuzluk etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran'ı ve yıllardı bu topraklarda Ahilik geleneğini yaşatarak ahirete irtihal eden tüm esnaf ve sanatkarlarımızı rahmetle yâd ediyor, ticaret erbabı başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Ahilik Haftasr'nı kutluyorum” ifadelerine yer verdi.
“Ahilikte ‘ben’ yoktur, ‘biz’ vardır”
Ticaret İl Müdürü Abdullah Yıldırım, Ahilik programında yaptığı konuşmada “Çok Kıymetli Hazirun, Esnafın piri Ahi Evran-ı Veli Ahilik Teşkilatını şöyle tarif etmiştir; “Ahilik, bir insan bilimidir. Ahi; her şeyde, her ortamda ve her çağda, denge ve düzen tutturandır. Ahi, dağıtan değil toparlayandır, yıkan değil yapandır. Ahi, ülke ve ülkelerin varlığına kârlılıklar, mutluluklar sağlayandır. Ahi Evran, bu tanımlamayla Ahilik değerlerinin “her şeyde, her ortamda ve her çağda” geçerliliğini ifade ederek Ahilik felsefesinin durum, zaman ve mekândan bağımsız olduğunu, Ahilik değerlerinin evrenselliğini vurgulamıştır” dedi.
Yıldırım, ahinin yoksullara düşkünlere yardım etmek için kapısına gelen herkese sofrasının açık olduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi; “Ahi Evran-ı Veli’nin öğretileri, ticareti mal alıp satarak kar etmenin ötesine taşımış; ticaret yaparken adalet, helal kazanç elde etme, eşitlik ve kardeşlikten sapmamayı temel düstur edinmiştir. Ahi Evran-ı Veli tarafından kurulan Ahilik Kültürü ve Felsefesi; toplumsal yaşamın ortak paydası olan insan üzerine kurulmuştur. Kardeşlik, cömertlik anlamlarına karşılık gelen Ahiliğin temeli yardımlaşmaya, milli birlik ve beraberliğe, karşılıklı saygı ve sevgiye dayanmaktadır. Ahilik kültürü, üretirken de satarken de dürüst, güvenilir, insan hak ve hukukuna saygılı, şefkatli, cömert ve güler yüzlü olmayı olmazsa olmazlarından kabul etmiştir. Ahilik, zanaat ve ticaret gibi dünyevi işleri Hakkın rızasına ve Kur-an Ahlakına uygun biçimde yürütmektir. Ahilik teşkilatlarının amacı, zenginle fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye, halk ile devlet arasında iyi ve sağlam ilişkiler kurarak sosyal adaleti gerçekleştirmektir. Ahilik eğitim sisteminde temel ilke olarak Ahinin üç şeyinin hep açık olacağı, üç şeyinin ise hep kapalı olacağı öğütlenir. Ahinin yoksullara, düşkünlere yardım etmek için eli; kapısına gelen herkese kapısı; ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermek ve açları doyurmak için sofrası açıktır.
Öte yandan, Ahinin kimsenin ayıbını görmemek, kimseye kötü gözle bakmamak için gözü; kimsenin namusuna, haysiyet ve onuruna kötülük etmemek için beli; kimseye kötü söz söylememek ve iftira etmemek için dili bağlıdır. Bu ana ilkeler, yüzyıllardır Müslüman Türk toplumunun karakteristik bir özelliği olmuş ve topluma alın teri ile geçinme, başı dik bir şekilde kendine güvenli ve minnetsiz yaşama yeteneği kazandırmıştır. Ahiliğin temeli yardımlaşmaya, milli birlik ve beraberliğe, karşılıklı saygı ve sevgiye dayanmaktadır. Ahilikte “ben” yoktur, “biz” vardır. Bizler dürüstlük, kardeşlik ve doğruluk ekseninde bir ve bütünüz. Ahilik milli birliğimizin en temel sütunlarından biridir. Biz bu değerlere sarıldığımız zaman Allah’ın izniyle hiçbir kudret birlik ve bütünlüğümüze zeval getiremeyecektir. Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir kültürdür.”
“Ahilikte Çalışmak Bir İbadettir”
Yıldırım, konuşmasının devamında “Bu kültür, teşkilatın kuruluşunu takiben hızla tüm Anadolu’ya yayılmış, izleri bugüne kadar süregelmiştir. Ahilik kurumunu yalnızca bir meslek örgütlenmesi olarak değil, sosyal, askeri ve kültürel yönleri de bulunan bir dünya düzeni olarak görmek gerekir. Ahilik, günümüzde hala geçerliliğini koruyan, bugünün şartlarında bile birçok ülkede sağlanamamış olan adil, etkin ve son derece güzel bir yapıyı Ülkemize kazandırmış bir kültürdür. Ahilikte çalışmak bir ibadettir. Amaç, fazla üretmek değil, en kaliteli üretimi, toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yapmaktır. Ahilikte ticaret yapılırken asla aşırı kâr hırsı ön plana çıkmamıştır. Bununla beraber sermayenin tabana yayılması oldukça önemsenmiş; sosyal dayanışmaya, olandan olmayana doğru mal ve hizmet akışına çok önem verilmiştir. Olanın olmayana yardım etmesi, hem dinimizin emri hem de sağlıklı bir sosyal hayatın en temel unsurlarından bir tanesidir. Ahiliğin her bir düsturunun ayrı bir önemi ayrı bir değeri vardır. Bu değerlerin hakiki manasını anlamak ve günlük hayatımıza bu manalarını yaşayarak hissederek nakşetmek önemlidir. Bu değerleri yaşayabildiğimiz ölçüde de yaşatacak ve gelecekte çocuklarımıza ve torunlarımıza aktarabileceğiz. Bizim için oluşturulmuş Ahilik değerlerine sımsıkı sarılmalıyız. Emin olabiliriz ki tüm dünyanın barış ve kardeşlik için Ahilik anlayışına ihtiyacı vardır. Bu inançla, Ahilik Haftası’nın bundan sonrada halkımızın ve esnaf ve sanatkârlarımızın Ahi Evran-ı Velinin öğretilerini yaşatmasına vesile olmasını dileyerek hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum” diye konuştu.
Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şeref Öngüner, Ahiliğin zengin-fakir ayrımı yapmadan çalışmak ve üreterek alın teri ile kazanç sağlamanın ahilikte ahlak kuralı olduğunu söyledi.
Öngüner,“Ahilik kültürü 13. yüzyılda Ahi Evran tarafından Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden, esnaf ve zanaatkârlarımızı bir araya toplayarak günümüze kadar uzanan kültür oluşumudur. Ahilik zengin-fakir ayrımı yapmaz, çalışmak ve üretmek alın teri ile kazanmak ahilikte ahlak kuralıdır. Dürüstlük, güven, İş ve meslek ahlakı, sevgi ve saygı, hak ve hukuka riayet etmek Ahiliğin yaşam tarzıdır. Ahilik dil, din, ırk ve cinsiyet gözetmez. Eşitlik ve terazi Ahiliğin simgesidir. Ahiler sadece ticaret yapan, üretim yapan değil, aynı zamanda muhitinin gözüdür, kulağıdır, sesidir. Ahi'nin eli, kapısı, sofrası daima açıktır. Gecesini gündüzüne katarak çalışan, ülkemizin bel kemiği ahilerimiz yani, fırıncımız, bakkalımız, tamircimiz, berberimiz, terzimiz, şoförlerimiz ve tüm zanaatkârlarımız ülkemizin sigortasıdır, mihenk taşıdır. Bütün Oda Başkanlarımız ve yöneticilerimiz, üzerimizdeki bu kutsal görevin sorumluluğunu biliyoruz, bu inanç ve azimle hiç durmadan camiamıza layık olmaya çalışıyoruz. “Hak ile sabır dileyip Bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” diyen Ahi Evran Veli'yi rahmet ve minnetle anıyorum” şeklinde konuştu.