Ulusal ve uluslararası gazetecilik ve insan hakları örgütlerinden oluşan 19 kurum, yayımladıkları ortak bir açıklamayla tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep etti. Açıklamada, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı cezalandırılmasının basın özgürlüğüne yönelik açık bir ihlal olduğu vurgulandı.
Soruşturma kapsamında 13 Haziran’da İstanbul’da düzenlenen ev baskınlarında gözaltına alınan gazeteciler Dicle Baştürk, Yavuz Akengin, Eylem Emel Yılmaz ve Ozan Cırık, 16 Haziran gecesi çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Aynı soruşturmada yer alan gazeteci Metin Yoksu ise Batman’da savcılığa ifade verdikten sonra 26 Haziran’da tutuklandı. Böylece soruşturma kapsamında tutuklu gazeteci sayısı beşe yükseldi.
Açıklamada, gazetecilerin haber sitelerine verdikleri teknik destek, habercilik faaliyetleri kapsamında aldıkları telif ücretleri ve mesleki iletişimlerinin suçlama konusu yapıldığına dikkat çekildi. Bu tür mesleki ilişkilerin “örgüt üyeliği” kapsamında değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı. “Gazeteciler, yaptıkları haberler ve bu haberler karşılığında aldıkları ödemeler nedeniyle cezalandırılmak isteniyor,” denilen metinde, bu uygulamanın gazetecilik mesleğini kriminalize etmeye yönelik tehlikeli bir eğilim olduğu belirtildi.
Basın özgürlüğünü koruyan ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemeleri hatırlatılarak, haber yapmanın, paylaşmanın ve bunun karşılığında telif geliri elde etmenin suç olmadığı ifade edildi. “Gazetecilik suç değildir,” cümlesiyle vurgulanan bu temel ilkenin çiğnendiği, gazetecilerin yalnızca mesleki faaliyetlerinden ötürü hedef haline getirildiği bildirildi.
Tutuklu gazeteci Eylem Yılmaz’ın cezaevi kapasitesinin dolu olması nedeniyle yerde yattığı bilgisi de açıklamada yer aldı. Bu durumun, yalnızca hukuksuz bir tutuklama değil, aynı zamanda insan hakları ihlali olduğu ve kişinin psikolojik ve fiziksel sağlığını tehdit ettiği kaydedildi. Açıklamada, bu tür koşulların uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğu vurgulandı.
19 kurumun imzasını taşıyan açıklamada, tutuklamaların “muğlak suçlamalar” üzerinden basını susturma çabasının yeni bir örneği olduğu belirtildi. Gazetecilerin, çalıştıkları kurumlar, SGK kayıtları ya da gelir elde ettikleri mecralar gerekçe gösterilerek tutuklanmalarının, ifade özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına ağır bir darbe olduğu ifade edildi. Bu tür uygulamaların gazeteciler nezdinde caydırıcı bir baskı ortamı oluşturduğu ve demokratik toplumun en temel yapı taşlarından biri olan özgür basını tehdit ettiği vurgulandı.
Gazeteciliğin zaten güvencesizlik, sansür ve baskı kıskacında yapıldığı bir dönemde, bu tür soruşturmaların gazetecilerin üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekilen açıklamada, “Basını susturmaya yönelik girişimlerden vazgeçilmesini ve tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi.
Açıklamada imzası bulunan 19 kurum ise şöyle:
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF), Haber-Sen (Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası), DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği, Netgazeti (Gürcistan), Batumelebi (Gürcistan), Community Radio “Marneuli” (Gürcistan), Gürcistan Gazetecilik Etik Tüzüğü, Gürcistan Bağımsız Gazeteciler Derneği (IAGJ), Gazetecilik Kaynak Merkezi (JRC), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), ARTICLE 19, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Gazeteciler ve Medya Çalışanları Sendikası (Rusya), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD).