Ders ücretlerinin her ayın 1 ila 5’i arasında yatması gerekirken, Kasım ayına ait ödemelerin 10 günün üzerinde bir gecikmeye rağmen hala yapılmamış olması, çalışanları maddi ve manevi zor durumda bıraktı.
Eğitim sendikaları, konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretli öğretmenlere reva gördüğü koşulları eleştirerek “İnsanlık onuruna aykırı” ve “Modern kölelik” ifadelerini kullandı. Özellikle ücretli öğretmenlerin asgari ücretin bile altında maaşlarla çalıştırılması ve sosyal haklardan yoksun olmaları ciddi eleştirilere yol açtı.
Eğitim-İş Artvin Şube Başkanı Filiz Yılmaz, yaptığı açıklamada durumun eğitim sistemindeki çürümeyi ve adaletsizliği gözler önüne serdiğini belirtti. Özellikle ücretli öğretmenlerin çalışma koşullarını eleştiren Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Güvencesiz ve modern kölelik koşullarına mahkum edilen ücretli öğretmenlere reva görülen bu durum, sadece bir yönetim zafiyeti değil, aynı zamanda bir insan hakları ihlalidir. Her fırsatta ‘Eğitime en büyük bütçeyi ayırdık’ diye övünen MEB, emeğini sömürdüğü 100 bine yakın ücretli öğretmenin maaşlarını hala neden ödeyememektedir?”
Ücretli öğretmenlik sisteminin, MEB tarafından kronik hale getirilen bir sorun olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu sistemin insanlık ve meslek onuruna aykırı bir yapıya dönüştüğü ifade edildi. Yılmaz, öğretmen açığını kadrolu atama yerine ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışmanın eğitime yapılan en büyük ihanetlerden biri olduğunu belirtti.
“Ücretli öğretmenler sadece ayakta kalmaya çalışırken, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımız nitelikli bir eğitim alabilir mi? Bu koşullarda öğretmenlerden ve eğitim sisteminden başarı beklemek hayalden ibarettir.”
Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş ise, özellikle Aralık ayı başında ödenmesi gereken Kasım ayı ek ders ödemelerinin hala yatmadığını belirtti ve şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öğretmen maaşlarının ve ek ders ücretlerinin gecikmesi sadece maddi bir sorun değil, aynı zamanda eğitim emekçilerine verilen değeri göstermesi açısından da düşüncendiricidir. Her yıl sonunda ve başında benzer sorunların yaşanması dikkat çekicidir.”
Gümüş, ücretli öğretmenlerin haftada 30 saat derse girmesi halinde bile asgari ücrete yakın bir maaş alabildiğine dikkat çekti. Buna rağmen birçok öğretmenin açlık sınırının altında maaşlarla çalıştığını ifade eden Gümüş, şu noktalara vurgu yaptı:
Ücretli öğretmenlerin maaşları asgari ücretin altında kalmaktadır.
Sigorta primleri sadece çalıştıkları günler üzerinden yatmakta ve diğer sosyal haklardan yoksun kalmaktadırlar.
Maaş gecikmeleri öğretmenlerin ekonomik sıkıntılarını artırmakta, özellikle kira ve fatura gibi çok temel giderlerde mağduriyet yaratmaktadır.
Eğitim sendikaları, ücretli öğretmenlik sisteminin son bulması ve öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Açıklamalarda, MEB’in bu gecikmelere bir an önce son vererek, eğitim sisteminde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirmesi gerektiği ifade edildi.
Özellikle öğretmenlerin hak ettikleri maaşların yoksulluk sınırının üzerinde olması ve sigorta gibi hakların eksiksiz verilmesi gerektiği belirtilen açıklamalarda, şu ifadelere yer verildi:
“Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma koşulları iyileştirilmeli, ücretli öğretmenlik sistemine son verilmelidir. Eğitim sisteminin temel taşı olan öğretmenlere yapılan bu haksızlıklar sadece onların değil, Türkiye’nin geleceğine yapılan bir ihanettir.”