Tüm Emeklilerin Sendikası Hopa Şubesi, Hopa Parkı’nda gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntılarına dikkat çekti.
Muhammet Oral tarafından okunan açıklamada, “Sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmeyeceğiz” mesajı verilirken, emeklilere yönelik politikalar sert bir dille eleştirildi.
Açıklamada ilk olarak, Orta Doğu’da süren savaşlar ve İsrail’in saldırgan politikaları kınanarak, emperyalist güçlerin halkları sömüren düzenlerine karşı durma çağrısı yapıldı. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin insan hayatını hiçe sayan politikalarına tepki gösterilirken, bu düzenin mağdurlarının başında emeklilerin geldiği ifade edildi.
Muhammet Oral, iktidarın ekonomi politikalarının bedelini emeklilere ödetmeye çalıştığını vurgulayarak açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Emekli aylıkları ve kamu çalışanlarının maaşlarında yaşanan kayıplarının karşılanması ve yılın ikinci 6 ayı için öngörülen enflasyon üzerinden yeniden düzenlemenin yapılacağı bu günlerde; AKP iktidarı ve işbirlikçileri akla ziyan iç ve dış politikalarının sorumluluğunu ve bedelini emeklilere yüklemeye kalkmamalıdır. Ülkeyi yönetememe krizinin sorumluları bellidir ve bedel ödenecekse, sorumlular bedel ödemelidir. İktidar TÜİK marifetiyle her ay enflasyonu düşük açıklıyor. Böylece hem kayıplarımız karşılanmıyor hem de iktidarın-merkez bankasının-TÜİK’İN öngördüğü enflasyon tahminleri hiç tutmamış ve hep öngörülenden açık ara düşük kalmıştır. Bugün yine TÜİK’İN açıklamaları gerçeklikten uzaktır. TÜİK’İN enflasyon cambazlığı iktidardan bağımsız değildir. Bilinçli olarak enflasyon düşük gösterilip, aylıklarımızda yapılması gereken artış düşük tutulacaktır. Biz bu senaryoyu biliyoruz ve bu filmi görmüştük. Enflasyon düşük teraneleriyle, ikici 6 aylık enflasyon tahminin de düşük olacağı açıklanarak, ikinci defa mağdur edileceğiz. Üstüne üstlük, büyümeden de pay vermemeyi gelenekselleştirdiler. Sonuç olarak; emekli aylıkları hiç olmadığı kadar düşmüş, emekliler perişan edilmiştir.
Başta 5510 sayılı yasa olmak üzere, emeklilik sistemi sosyal tarafların uzlaşısıyla yeniden düzenlenmelidir. Emekli olunurken, hak sahibinin son maaşı üzerinden emeklilik maaşı güncellemesi yapılması gerekirken, aldığı toplam aylıkların ortalaması üzerinden aylık güncellemesi, enflasyonla yaşanan bir ülkede halkına atılan çok büyük bir kazıktır. Ayrıca bu güncellemede aylık belirlenirken, büyümenin yüzde yüzünün yansıtılması kaldırılmış, oran; yüzde otuza düşürülmüştür. Bugün açlık sınırının yarısından çok daha az kök maaş rezaletinin nedeni, emekliye atılan kazığın sonucudur. İktidar, emeklilerin ortaya koyduğu direnişler ve ara ara yapılan seçimlerde durumu kurtarmak için; düşük kök maaşlara hazine yardımı yapmak zorunda kalmışlardır. O da komik düzeyde kalmıştır. 4 milyon emekli ve bir o kadar dul ve yetim, bu açlık oyununun kurbanıdır.
Memur emeklileri için de durum farklı değildir. ‘’Memurlara verilen maaş artışlarından, memur emeklileri de faydalanır’’. Yasa öyle diyor. Ancak; iktidar söz vermesine rağmen, memurlara verilen seyyanen ödeneği, memur emeklilerine vermedi. Ödeneği seyyanen adıyla tarifleyerek, yasaların arkasında dolandı. Böylece bir memur emekli olurken, maaşının en az yüzde 70’ni alırken, bu oran bugün yüzde 40’lara düşmüştür. Oysa biz; bütün emeklilere seyyanen ödeneğin verilmesini istiyoruz. Zira emekliler çok zor durumdadır. Kayıplarımızın telafisi ve enflasyon beklentisi üzerinden Temmuz’da açıklanacak artışların, kök maaşlar üzerinden değil, ele geçen aylık üzerinden olmalıdır. Artışlar kök maaş üzerinde olursa, 4 milyon emekli ve bir o kadar dul ve yetimin aylıklarında artış olmayacak yani sıfır zam alacaklardır. Bu tam açlık demektir. İktidara uyarımızdır. Sakın böyle bir delilik yapılmasın!
Sayın Mehmet Şimşek ve Sayın Vedat Işıkhan ile TÜİK başkanını birlikte semt pazarlarını gezmeye davet ediyoruz. Bakalım halkın içine çıkabilecek cesaretleri var mı? Yanlış anlaşılmasın. Cesarette ki kastımız, halkın, özellikle de emeklilerin çektiği ve bir parçası oldukları sefalet politikalarını savunup, savunmayacaklarını görmek istiyoruz! Bu mevsimde emekliler domatesi, biberi taneyle, karpuzu dilimle almaya bütçeleri yetmiyor. Meyve ülkesinde meyveye hasret, sebzeye hasret emekli topluluğu yarattılar. Etin adını dahi ağzımıza alamıyoruz. Emekliler artık ekmek almaktan aciz duruma düşürüldü. Emekliler geçinemiyor. Duyun bizi. İktidar etrafına bakmalıdır. 71 yaşında inşaatta çalışmak zorunda kalan ve aynı gün 6.kattan düşüp hayatını kaybeden Selami Şimşek’in faili, uygulanan sefalet politikaları değil midir? Sadece Eylül 2024’de, yani 1 ayda çalışmak zorunda kalan 65 yaş üzeri 8 vatandaşımızın iş cinayetlerine kurban gittiklerinden iktidar haberdar mıdır? Geçtiğimiz yıl 79 yaşında inşaatta çalışırken kaybettiğimiz amcadan da haberleri yoktur. Daha niceleri var. Ancak bunlar, konforları bozulmasın diye el kaldırıp indirmekten müteşekkil parlamenterlerin ajandalarında, ülkenin kaynaklarına çökenlerinin siyah ciplerinin renkli camlarından görünmüyordur. Defalarca söyledik, bir kez daha yineliyoruz. Yüzdelik zam oyunlarıyla emeklilere çare olunmaz. En düşük emekli aylığı, seyyanen artışlarla birlikte, en düşük memur maaşına eşitlensin. Yoksulluk sınırı 90 binleri bulduğu bu günlerde, Yoksulluk sınırının yarısını talep etmemiz çok şey istiyoruz demek değildir. Açıklamamızı dinleyen herkes dikkat buyursun.
Türkiye’de en yoksul yüzde 10’luk dilimin, yüzde 30’undan fazlası emeklidir. Yani kağıt toplayan, sokakta yaşayan, işsiz, yardıma muhtaç kesimin içinde ki her 100 kişiden 17’si emeklidir. Çok korkunç bir durumdur. GSMH’den emeklilere ayrılan pay çok sayıda EYT’LİYE rağmen yıllar içinde % 4’e kadar düşmüştür. Oysa İtalya’da bu oran % 16,9, Yunanistan’da % 16,3, Fransa’da % 14,7’dir. Avrupa ortalaması % 11, Dünya ortalaması % 8’dir. Uygulanan % 4 lük pay emeklilerimizi yok saymaktır.
Tramp, NATO üyesi ülkelere emri verdi. Her ülke GSMH’NIN yüzde 5’ni silahlandırmaya ayırsın diye. Bu oran Türkiye’de eğitime ayrılan bütçenin neredeyse iki katı. Sağlığa ayrılan bütçeden fazla, emeklilere ayrılan bütçeden fazlası silah tüccarlarına ödensin isteniyorlar. Ülkemiz dahil Tramp ın bu önerisine itiraz eden olmadı. Ülkemizde silahlanmaya 2024 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 250 artış düşündürücüdür. Yeni artış çok daha fazla olacaktır. Elbette savunma sanayiye pay ayrılır. Barışçı politikalar esas alınır, yeterince teknolojik yatırım yapılırsa, kaynaklarımız, emperyalist silah tekellerine değil, vatandaşlarımızın ürettiği değer, vatandaşlarımıza verilir. Bu ülkenin deneyimli vatandaşları olarak, gelecek kaygılarımızı paylaşmayı görev sayıyoruz. Son olarak uyarımızı tekrarlıyoruz. Bize kulaklarınızı tıkamayın. Bizi yine sefalete mahkum ederseniz, ilk seçimlerde bir daha iktidar yüzü göremeyeceksiniz. Bir avuç yandaşa hizmet eden iktidar çare olamaz. Biz çaresiz değiliz. Çare biziz. Çare örgütlü gücümüzdür. Eninde sonunda sendikal mücadelemiz kazanacaktır. Biz kazanacağız” dedi.
Basın açıklamasının ardından müzik dinletisi gerçekleşti.