2024-2025 eğitim-öğretim yılı 9 Eylül Pazartesi günü itibariyle başladı, ancak okula dönüş heyecanı yerini ekonomik zorluklara bıraktı. Veliler, çocukları için gerekli okul alışverişini yaparken, yüksek enflasyon ve süregelen ekonomik kriz nedeniyle derin bir mali sıkıntı içine girmiş durumda. Eğitim giderlerinde yaşanan fahiş zamlar, okul kıyafetlerinden kırtasiye malzemelerine kadar her alanda kendini gösteriyor ve özellikle dar ve orta gelirli aileler için büyük bir yük haline gelmiş bulunuyor.
Bir öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli ürünlerin maliyeti, geçen yıla göre ciddi oranlarda artış göstermiş durumda. Örneğin, okul kıyafetlerinin fiyatları yüzde 60, spor ayakkabıları yüzde 63, okul çantaları yüzde 60 oranında zamlanmış. Defter, kalem gibi temel kırtasiye malzemelerinde de yüzde 50 ila yüzde 67 arasında artışlar gözlemleniyor. Bu fiyat artışları, özellikle birden fazla çocuğu olan aileler için neredeyse karşılanamaz hale gelmiş durumda. Geçen yıla göre aynı ürünler için yapılan harcamalar, veliler için oldukça ciddi bir mali külfet yaratıyor.
Bir öğrencinin okul ihtiyaçları için harcanan tutar, ilkokul öğrencileri için 3 bin TL ila 5 bin TL arasında değişirken, ortaokul ve lise öğrencilerinde bu tutar 6 bin TL’yi aşmış durumda. Teknolojiye yönelik ihtiyaçlar, tabletler, bilgisayarlar ve online eğitim materyalleri gibi unsurlar da eklendiğinde, bu masraflar 10 bin TL’nin üzerine çıkabiliyor. Bu durum, eğitim harcamalarını adeta bir lüks haline getiriyor. Özellikle ekonomik zorluklar yaşayan aileler, bu masrafları karşılamakta ciddi sorunlar yaşıyor.
Bu tablo, eğitim sisteminin temel ihtiyaçlarının bile erişilemez hale geldiği bir döneme işaret ediyor. Eğitimde fırsat eşitliği, artan maliyetler karşısında sadece ekonomik durumu iyi olan ailelerin faydalandığı bir ayrıcalık haline dönüşüyor. Artan enflasyon ve eğitim masraflarının bu denli yüksek olması, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarının kaliteli eğitim alabilmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor. Veliler, okulların açılmasıyla birlikte yaşadıkları maddi zorluklar karşısında ne yapacaklarını bilemez hale gelirken, devletin ve yetkililerin bu duruma çözüm bulması gerektiğini savunuyor.
Eğitim, toplumların geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olarak kabul edilirken, eğitim harcamalarının bu kadar yüksek olması, özellikle genç nesillerin eğitim hayatına başlarken büyük zorluklar yaşamasına neden oluyor. Aileler ve esnaf, bu duruma daha fazla kayıtsız kalınmaması gerektiğini savunuyor. Eğitimde fırsat eşitliği ve erişilebilirliği sağlamak adına devletin acil önlemler alması şart. Zira eğitim, bir toplumun geleceğini belirleyen en önemli yapı taşlarından biridir ve sadece ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocuklarına sunulan bir ayrıcalık olmamalıdır.
Bu ekonomik baskıların ortasında kırtasiye ve kitap satan esnaf da zor durumda. Patika Kitabevi’nin sahibi Onur Dede, kırtasiye ve kitap fiyatlarındaki artışların, velilerin üzerinde yarattığı sıkıntıyı dile getirerek, geçen yıla göre kitap fiyatlarının net yüzde 50 oranında zamlandığını ifade etti. Ancak, yüksek fiyatlar nedeniyle satışlarının düştüğünü belirten Dede, “Biz kitapların etiket fiyatlarına yüzde 50 zammı uygulayamıyoruz. Uyguladığımız takdirde satışlarımız düşüyor. Bu yüzden zamları sadece yüzde 20 oranında yansıtıyoruz, ama bu da bize zarar veriyor” dedi.
Kitap ve kırtasiye fiyatlarındaki artışın dolara endeksli olduğunu belirten Onur Dede, tüm bu malzemelerin ithal olduğunu ve döviz kurundaki artışın fiyatlara kaçınılmaz şekilde yansıdığını vurguladı. Dede, yakıt, kâğıt, baskı malzemeleri ve matbaa maliyetlerinin tamamının döviz üzerinden hesaplandığını ve bu durumun esnafı da zor duruma soktuğunu belirterek, “Biz fiyatları belirleyen taraf değiliz, ancak veliler bizi fırsatçılıkla suçluyor. Bu durumun muhatabı biz değiliz, daha geniş bir ekonomik krizin yansıması” diyerek esnafın yaşadığı sorunlara dikkat çekti.