Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı

Hopa’da bir süredir devam eden çevre mücadelesi, 7 Kasım’da Hopa Meydanı’nda toplanan halkın Dursun Ali Koyuncu için adalet talebiyle gerçekleştirdiği basın açıklaması ile gündeme taşındı. Dursun Ali Koyuncu, iki aydır tutuklu bulunduğu Kars Cezaevi’nde adalet taleplerinin karşılanması için açlık grevine başladı. Koyuncu'nun destekçileri ve mücadele arkadaşları, onun taleplerini güçlendirmek için meydanda toplandı.
Hopa halkı adına basın açıklamasını Volkan Altınkaya okudu. Altınkaya konuşmasında, Koyuncu’nun Cankurtaran bölgesinde yaşanan çevre tahribatına karşı çıkarken hedef alındığını ve haksız bir tutukluluğun mağduru olduğunu belirtti. Altınkaya, "Yaşam mücadelesi verenleri sindirmeyi amaçlıyorlar ama Cankurtaran’daki direnişi bastıramadılar" diyerek, Dursun Ali’nin yanında olduklarını dile getirdi.
Hopa halkı ve Koyuncu'nun mücadele arkadaşları, çevre mücadelesi verdikleri için baskıya uğradıklarını ve tutuklamalarla susturulmak istendiklerini iddia ediyor. Basın açıklamasında Altınkaya, "Yargı adaleti sağlamak için mi var yoksa halkın sırtında sopa olarak mı kullanılıyor" sorusunu sorarak, yargının halkın hak arama mücadelesini engelleyici bir araç olarak kullanılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Dursun Ali Koyuncu'nun tutukluluğunun iki aydır devam ettiğine dikkat çekilerek, iddianamesinin hâlâ hazırlanmadığı vurgulandı. "İki ay geçmesine rağmen iddianame neden hazırlanmadı? Arkadaşlarımız neden rehin tutuluyor" sorusunu yönelten Hopa halkı, yargı sürecinin kasıtlı olarak uzatıldığını belirtti.

08Ea6739 2Ae7 495C 83C5 14E8B534Bee8
Yapılan açıklamada Dursun Ali Koyuncu’nun mesajı da okundu. Koyuncu şu ifadeleri kullandı;
“Reşit'in yanıbaşımda katledilmesinin ardından iki ayı aşkın zaman geçti. Tutsaklığım da ikinci ayını doldurdu. Mücadelemizden korktular. Ağaç katliamına karşı mücadelemizi, yaşamı savunma mücadelemizi bastırmak, cezalandırmak istediler. Gece vakti kaldığım ev basıldı. Hopa'da gözaltına alınıp Artvin'e kaçırıldım. İfademi ise Hopa savcısı sistem üzerinden bağlanarak aldı. Tutuklanmam için talimat verenler tutsaklığımın da tecrit altında sürdürülmesini istiyorlar. Artvin Cezaevi'nden Kars'a sürüldüm. Ailemden, arkadaşlarımdan, Artvin'den uzaklaştırıldım, tecrit edildim. Ziyaretime gelebilenler de kilometrelerce yol gelmek zorunda bırakıldı. 
3 Eylül'de Cankurtaran'da tetikçinin yarım bıraktığı işi beni, Mutlu'yu, Yıllar'ı tutuklayarak tamamlamak istiyorlar. Reşit Kibar'ın katilleri dışarıda gezerken acısını ve öfkesini dile getiren bizler tutukluyuz. 
Cankurtaran sussun, orman savunması bitsin istiyorlar. Yargıyı hak arayan kadınlar, kent doğa savunucuları, işçiler, öğrenciler, aydınlar üzerinde bir sopa olarak kullanan AKP-MHP iktidarının yarattığı çürümüş adalet düzeninin sonucudur içinde bulunduğumuz durum. 
Yargı sopası ile özgürlüklerimizi kısıtlayarak sessiz kalmamızı isteyenler karşısında sessiz kalamazdım. Yaşadığım hukuksuzlukları, savcılığın keyfi ve ideolojik tutumunu teşhir etmek için Reşit'in katlinin ikinci ayında açlık grevine başladım. Dosyamın savcısı hâlâ hakkımda iddianame hazırlamış değil. Bunun tutsaklık sürecimi uzatmak adına kasten yapıldığını biliyorum. Bu yüzden eylemimi hakkımdaki iddianame hazırlanana kadar sürdüreceğim. 
Tutsaklığım süresince izlediğim tüm hukuksuzluklara karşı da bir çığlıktır bu eylemim. Cerattepe'de yağmanın sürdürülmek istenmesine, Arhavi, Perşembe Yaylası ve Karadeniz genelinde devam eden maden projelerine, Kaz Dağlarındaki orman katliamına, kadınlar ve çocuklar için, halkın en temel hakları için devrede olmayan yargının halkın üstünde bir sopa olarak durmasına karşı bir çığlık. Tüm bu yaşananların normalleştirilmek istenmesine ve tutsaklığımın normalleştirilmesine bir çığlık. Kabul etmiyorum. Bu eylemi Cankurtaran direnişinin de bir parçası olduğu, Türkiye'nin dört yanında süren özgürlük, adalet ve hak mücadelelerine bir güç verebilmek adına yapıyor, bu ülke ve bu halk için, doğa ve yaşam için, eşitlik ve demokrasi için, ekmek ve barış için mücadele eden tüm dostlarımızı selamlıyor, yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum.”

1F157A64 E482 4621 8Ff3 Affe6Bb77762
Dursun Ali Koyuncu'nun avukatı Haktan Özkan da basın açıklamasında söz alarak müvekkilinin adalet talebine destek verdi. Özkan, "Dursun’un grevini onurlu mücadelesini selamlıyoruz. Sanmasınlar ki bu yalnızca 4 gündür süren bir açlık. Tam 2 aydır adalete açız" ifadeleriyle adalet talebinin haklılığını vurguladı.
Özkan, çevre mücadelesine yönelik baskıların bilinçli bir şekilde yapıldığını ve müvekkili Koyuncu’nun bu süreçte asılsız iddialarla suçlanmaya çalışıldığını iddia etti. "Savcılık hâlâ Dursun’un iddianamesini hazırlamış değil. İki ihtimal var: ya Dursun’u içeride yatırmaya devam ettirmek istiyorlar ya da Dursun’un iddianamesine yazacak suç bulamıyorlar" diyen Özkan, hukuki sürecin ağır ilerlemesini eleştirdi.
Hopa halkı, Dursun Ali Koyuncu'nun taleplerini dile getirirken, doğaya ve yaşama sahip çıkma kararlılıklarını bir kez daha gösterdi. Açıklamada, "Maden şirketleri bir ağaç kesmek isterken iki kere düşünsün, çünkü binlerce Reşit Kibar karşınıza dikilecektir" ifadeleriyle bölgedeki çevre mücadelesinin süreceği mesajı verildi.

69E26B51 7F59 40Ca 8523 66C9443C0030

Editör: AYŞE ÖZDER