Etkinlikte yapılan basın açıklamasında, kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı şiddetin son bulması için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikaların önemine vurgu yapıldı.

Eğitim Sen adına konuşan Funda Yılmaz Sarı, topluluğa seslenerek, "Şu an burada, bu topluluğa bakıp geçen ama aramızda olmayan ya da olamayan sevgili dostlara seslenmek istiyorum. Aslında biliyoruz ki yanımızda olmasanız bile gönlünüz, aklınız bizimle; aynı öfkeyi, aynı kaygıyı ve aynı endişeyi duyuyoruz çünkü insanız” dedi.

Sarı, ülkede adaletin dahi sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarla sağlanır hale geldiğini belirterek, "Yitip giden kadınların hakkını savunmak, sesimizi yükseltmek onlara karşı borcumuzdur" diye ekledi.

Açıklamada, 11 Ekim'in aynı zamanda Dünya Kız Çocukları Günü olduğuna da dikkat çekilerek, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı müfredatın öneminin altı çizildi. İstanbul Sözleşmesi'nden geri adım atılmayacağı ve kadınların şiddetten uzak, özgür bir gelecekte yaşayabilmesi için mücadelenin süreceği ifade edildi.

Sarı, "Kadınlar olarak sadece adalet, özgürlük, eşitlik ve güven içinde yaşamak istiyoruz. Erkek adalet değil, gerçek adalet sağlanana kadar hiçbirimiz güvende değiliz" diyerek kadınların taleplerini dile getirdi.

Sarı şu ifadeleri kullandı;

“Şu an burada, bu topluluğa bakıp geçen ama aramızda olmayan ya da olamayan sevgili dostlara seslenmek istiyorum. Aslında biliyoruz ki yanımızda olmasanız bile gönlünüz, aklınız bizimle; aynı öfkeyi, aynı kaygıyı ve aynı endişeyi duyuyoruz çünkü insanız.

Ama şunu unutmayın, neredeyse adaletin bile sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarla sağlandığı bir ülkede bir araya gelip birbirimizden güç almak, yitip giden kadınların hakkını savunmak, sesimizi yükseltmek onlara karşı borcumuzdur da.

Bugün aynı zamanda Dünya Kız Çocukları Günü. Bir kez daha okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan bir müfredatın gerekliliğini savunuyoruz ve bunu tartışılmaz olarak kabul ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğimizi, asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha haykırıyoruz. Kız çocuklarının hayallerini özgürce yaşayabildiği, şiddete uğramadığı bir geleceği, hep birlikte mücadele ederek sürdüreceğiz. Çünkü sustukça sıra gelecektir.

Kadınlar olarak sadece adalet, özgürlük, eşitlik ve güven içinde yaşamak istiyoruz. Artık her yerde ve kimseyi mağdur etmeden bunu istiyoruz ki yaşam hakkı kadına da verilsin. Kendi evimizde, iş yerlerimizde, sokaklarda kadınlar güvende olmalı çünkü erkek adalet değil, gerçek adalet sağlanana kadar hiçbirimiz güvende değiliz.

Sevgili kadınlar ve onlara kıymet veren erkekler, lütfen çocuklarınıza toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatınız. Oğullarınızı yüceltip kızlarınıza anlamsız yasaklar koymayınız. Değişim ailede başlar çünkü.

Son olarak diyoruz ki; kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet önlenebilir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikalar hayata geçirilerek şiddetin önü alınabilir.

Akaryakıt Sektörünün Sorunları Masaya Yatırıldı Akaryakıt Sektörünün Sorunları Masaya Yatırıldı

İşte bu yüzden kadın cinayetleri politiktir. Ve işte bu yüzden İstanbul Sözleşmesi yaşatır."

Editör: ALİ ERAY ÇELİK