“Laiklik yaşamsaldır. Savunduk, savunacağız. Vazgeçmiyoruz, buradayız! ÇEDES’e karşı laik eğitim laik yaşam eşit yurttaşlık şiarıyla buluşuyoruz” diyen Eğitim Sen Artvin Şubesi, 16 Eylül Cumartesi günü saat 13.00’de Halitpaşa Meydanında yapacakları basın açıklamasına Artvin halkını davet etti.
Basın açıklaması öncesi açıklamalarla bulunan Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, Türkiye'de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) uygulamasına tepki gösterdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncelikli gündeminde öğrencilerin okul masaları ve beslenme sorunları değil, İmam Hatip okullarını evrensel alternatif bir model olarak bütün insanlığın hizmetine sunmak olduğunu belirten Gümüş, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın hedeflerinde "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (CEDES) projesi kapsamında okullarda manevi danışman sıfatıyla imam ve vaiz görevlendirilmesi gibi politika ve uygulamalar bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
2023/24 Eğitim Öğretim Yılı Türkiye'de eğitimin karşı karşıya olduğu geçtiğimiz yıllar içinde birikerek büyüyen sorunların gölgesinde açıldığını ifade eden Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, Özellikle son birkaç yıldır derinleşen ekonomik kriz soncunda artan fiyatlar, okul masraflarını ciddi oranda arttırmış çocuk okutan ailelerin bütçelerini derinden sarmaya başlamıştır” dedi.
Gümüş yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Türkiye'de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Eğitimin temel sorunlara yönelik çözümsüzlük politikaları bizzat iktidar ve MEB eliyle yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmektedir. Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımlar, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen dini eğitim merkezli uygulamalar, başta öğrenciler olmak üzere, öğretmenler. Eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemektedir. Ekonomik kriz ve hayat pahalılığı, gıda fiyatlarının yükselmesi, kırtasiye ve katlanan okul fiyatları nedeniyle aileler, çocuklarını temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi anlamda zorlanmaktadır. Seçim sonrasında peş peşe gelen zamlarla birlikte veliler, çocuklarına günlük harçlık vermekte zorlanmanı yanı sıra beslenme çantalarını dahi dolduramama korkusu yaşamaktadır.
Türkiye'nin eğitim sistemi, yıllardır benimsenen piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav merkezli eğitim politikaları sonucunda tam bir sorun yumağı haline gelmiştir. Türkiye'de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Bu durum kaçınılmaz olarak eğitimin niteliğini de olumsuz etkilemekte, Ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitliliği eğitim programlarında ve ders kitaplarında neredeyse hiç yansıtılmamaktadır. Eğitime erişimde, kız çocukları mülteci çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımlar yıllardır atılmamıştır. Mevcut eğitim sistemi okulda ve toplumsal yaşamın her düzeyinde rekabeti, hizmetin bedelini ödemeyi, öğrenci ve velilerin müşteri olarak görülmesini hedeflerken, eğitim sistemi içindeki sınıfsal eşitsizlikler giderek derinleşmektedir.
LAİK EĞİTİM VE LAIK YAŞAMI TEHDİT EDEN ÇEDES PROJESİ İPTAL EDİLMELİDİR
Eğitim alanında Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalandı. Çevreme Duyarlıyım. Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi" (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılıyor ve çeşitli kararlar alınıyor.
ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur'an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda manevi danışman olarak görev yapmalarının önü açılıyor. Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiş durumdadır. Bu konuda mesai saatlerinin okul ders planlarının Cuma namazı saatlerine göre düzenlenmek istenmesi, karma eğitim ilkesinin ihlal edilmesi ve benzeri girişimler, kısaca eğitim sisteminin dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi kabul edilemez.
Türkiye'de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarımın birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzen projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tutum almak zorundadır. 16 Eylül Cumartesi günü Laik eğitim Laik yaşam ve Eşit yurttaşlık başlığı ile yaptığımız basın açıklamamıza başta velilerimiz olmak üzere Laiklikten yana olan tüm toplum kesimlerini bekliyoruz.”
Ali Eray ÇELİK