Artvin’de yaklaşık 100 kişiye istihdam sağlayan Turkcell Global Bilgi A.Ş.’ye ait çağrı merkezinin kapanma süreci belirsizliğini korurken, çalışanlar hem yaşanan gelişmelere hem de kendilerine yönelik muamelelere tepki gösteriyor. Bir aydan uzun süredir gündemde olan süreçte çağrı merkezi çalışanları, sürecin şeffaf yürütülmediğini, haklarının korunmadığını, düşük ücretler ve ağır çalışma koşullarına rağmen seslerinin duyulmadığını dile getiriyor.
Çalışanlar, yıllardır aynı kurumda görev yapan personelin “çalışmak istemiyorsan kapı orada” denilerek mobbinge uğradığını ve birçok çalışanın zorla istifaya zorlandığını ileri sürüyor. Çağrı merkezinde yoğun iş temposu altında düşük ücretlerle çalıştıklarını ifade eden çalışanlar, hem ekonomik olarak hem de psikolojik açıdan büyük bir baskı altında bırakıldıklarını belirtiyor.
Kapanma tartışmaları ilk günden itibaren kentte siyasi çevreler ve sivil toplum kuruluşlarının gündemine de taşındı. Kentte sağlanan istihdamın önemine vurgu yapan çevreler, çağrı merkezinin kapanmasının Artvin’in zaten sınırlı olan iş imkânlarını daha da daraltacağını dile getiriyor. Ayrıca, Artvin’in kalkınmada öncelikli iller sıralamasında 4. bölgeden 6. bölgeye alınması gerektiğini savunan siyasi aktörler, bu sayede yatırım teşviklerinden daha fazla yararlanılabileceğini ifade ediyor. Ancak çalışanlar, tüm bu tartışmalar içinde göz ardı edilenin kendileri olduğunu ve koşulların iyileştirilmesi yönündeki taleplerinin gündeme getirilmesi gerektiğini dile getiriyor.
Çağrı Merkezinin kapanmasıyla ilgili son olarak AK Parti Milletvekili Faruk Çelik açıklamalarda bulunmuştu. Çelik, şirket yönetimiyle görüştüğünü belirterek, Artvin’de maliyetlerin yüksekliği nedeniyle merkezin, yatırım teşvikleri verilen 6’ncı bölgedeki bir ile taşınacağını söyledi. Çelik, çalışanların mağdur edilmeyeceğini, evden çalışma imkânı sunulacağını ve yeni projede görev almak istemeyen personele özlük haklarının ödeneceğini ifade etti.
Bugün gelinen noktada, çağrı merkezinin yalnızca kentte kalıp kalmayacağı değil, aynı zamanda mevcut çalışma koşullarının ne ölçüde iyileştirileceği de önemli bir soru olarak öne çıkıyor. Çalışanlar, sürecin yalnızca şirket ve siyaset üzerinden yürütülmemesi, aynı zamanda onların yaşadığı mağduriyetlerin de dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Artvin’deki istihdam açısından kritik bir öneme sahip olan çağrı merkezinin geleceği belirsizliğini korurken, çalışanlar, adil koşullar ve insanca bir çalışma ortamı taleplerinin karşılık bulmasını bekliyor.
