ARTVİN

Adalet Yerini Buldu: Halkın Mücadelesi Kazandı

Rize İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara uyarak Cerrattepe’deki madencilik faaliyetleri için verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) olumlu kararını iptal etti.

Abone Ol

Yeşil Artvin Derneğinin düzenlediği basın açıklamasında, Artvin Cerattepe’de madencilik yapılamayacağına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı sonrası Rize İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararına uyarak ÇED olumlu kararını iptal etti. Bu karar sonucu Artvin halkının yıllardır verdiği mücadele önemli bir kazanım elde etti. Madenci şirket er ya da geç Cerattepe’yi terk edecek.

Anayasa Mahkemesi, 21 Mayıs Salı günü Cerrattepe’deki madencilik faaliyetleri için verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) olumlu kararını iptal etmişti. Anayasa Mahkemesi kararı, Cerattepe bölgesinde yapılmakta olan madenciliğin 2015 yılında alınmış olan 2009/7 genelgesi kapsamında bir ÇED olumlu kararına dayandığını ifade ederek, Artvin’in hemen üzerinde yer alan ve şehir merkezi yönünden büyük tehlikeler içeren bir bölgede, 2009/7 genelgesi kapsamında bir ÇED izninin verilemeyeceğini belirterek yeniden yargılama yönünde bir karar verdi. Rize İdare Mahkemesi de bu karara uyarak Cerrattepe’deki madencilik faaliyetleri için verilen ÇED olumlu kararını iptal etti.

Yeşil Artvin Derneği’nin dernekte düzenlediği basın açıklamasında Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın alınan karar ile ilgili “ben Anayasa Mahkemesi kararını size anlatırken de burada söylemiştim. Buradaki madencilik faaliyeti 2009/7 genelgesiyle yapılan bir madencilik. Anayasa Mahkemesi de diyor ki, 2009/7 genelgesiyle burada bir madencilik yapılamaz. Dolayısıyla Rize İdare Mahkemesi’nin vereceği karar ancak bir iptal kararı olabilir demiştim. Anayasa Mahkemesi kararına ya uymazlarsa gibi birçok çok da rastlanan bu ülkede artık son dönemde çok da rastladığımız durumlar olabiliyor ama burada başka bir şansının olmadığını Rize İdare Mahkemesi’nin bu kararın gereğini yapmak zorunda olduğunu anlatmıştım size. Dolayısıyla Rize İdare Mahkemesi tam da benim söylediğime de uygun bir şekilde ihlali kaldıracak nitelikte ÇED olumlu kararının iptaline karar verdiler” ifadelerini kullandı.

Kalın yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Anayasa Mahkemesi kararı geldiği zaman yine böyle toplanmıştık. Oldukça da yoğun ve güzel bir toplantı olmuştu. Basın açıklaması olmuştu. Orada da işte Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı verdiğimizi size anlatmıştık. Ama Anayasa Mahkemesi kararları doğrudan uygulanamıyor. İcra edilebilir nitelikte kararlar değil bağlayıcı ama gereğini yapmak üzere yani ihlali ortadan kaldırmak üzere Rize İdare Mahkemesi’nin bir karar vermesi gerekiyordu. Anayasa Mahkemesi kararı Rize İdare Mahkemesi’ne göndermişti ve hak ihlalini kaldırın diye göndermişti. Rize İdare Mahkemesi’ne dosya gitti ve esasa kaydedildi. Ondan sonra biz yürütmeyi durdurma talebinde de bulunduk. Mahkemeye gidip görüşme de yaptık. Yürütmeyi durdurma talebinde de durduk. Aynı zamanda maden şirketi de davaya müdahale talebinde bulunmuş, işte davalı bakanlık bazı dilekçeler vermiş. Anayasa Mahkemesi kararı uygun değildir, doğru değildir biçiminde bazı dilekçeler de vermişti. Ama işte biz bununla ilgili tabii adli tatil 20 Temmuz’da da adli tatile giriyorduk. Dolayısıyla adli tatile girmeden bir karar versin diye yoğun çaba gösterdik gerçekten. Ben Ankara’da Barolar Birliği başkanıyla, Anayasa Mahkemesi üyesiyle, işte bir partinin lideriyle falan da görüşmeler de yaptım ve onların da ilgisiyle Rize İdare Mahkemesi adli tatile girmeden önce bir karar vermiş oldu.

Bundan sonraki süreç şöyle oluyor, bu mahkeme kararı bir iptal kararı. Yani şu anda oradaki madencilik faaliyeti 2017’den beri yapılan madencilik faaliyeti bir ÇED olumlu kararına dayanıyor. Hukuki dayanağı ÇED olumlu kararıdır. Şimdi bu mahkeme kararı o ÇED olumlu kararını iptal ediyor. Yani yukarıdaki faaliyet tamamen dayanaksız kalmış oluyor. Şu an itibariyle bugün itibariyle artık yukarıdaki faaliyetin bir ÇED’i yok. ÇED’i olmadan bir madencilik faaliyeti için yapılması da mümkün değil.

Bu karar ilk derece mahkemesi kararı. Rize İdare Mahkemesi bir ilk derece mahkemesidir. Yani en alt idari yargı merciidir. Dolayısıyla onun üzerinde de istinaf ve Danıştay üst mahkemeleri oluyor. Bu da ilk derece mahkemeleri kararlarının tümü tabii ki istinafa tabidir. 15 gün içerisinde temyiz yolu Danıştay nezdinde açık olmak üzere verilmiş bir karardır. Çünkü her alt derece mahkemelerinin bir üst mahkemesi vardır. Dolayısıyla bu Danıştay nezdinde 15 gün içinde temyiz edilebilir bir karardır. Fakat temyiz ediliyor olması bu kararın yürütmesini durdurmuyor.

Bugün itibariyle idari yargı, idari yargılama usul kanununa göre bu kararın valiliğe verilmesinden sonraki bir ay içerisinde valilik bu kararı uygulamak zorunda. Bir aylık süre de şu demektir, bir ay içerisinde oradan pılını pırtını topla defol git anlamındadır. Hemen üretimin durdurulması gerekir. Bir ay içerisinde de alanı terk etmesi gerekir. Bunu sağlayacak olan kurum ise ilin idari en büyük mülki amiridir. Bu da valilik oluyor. Biz yarın itibariyle bir üst yazıyla bu kararı valiliğe bildireceğiz ve kararın gereğini yerine getirmelerini isteyeceğiz Artvin halkı olarak.

Bunlar da 15 gün içinde kararı temyiz edebilirler ve Danıştay’dan kararın yürütmesinin durdurulmasını isteyebilirler. Yasal olarak hakları var. Danıştay kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verirse henüz bir tahliye işlemi durmuş olur. Ama böyle ihtimal bana sorarsanız yüzde 1 bile yoktur çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı vardır, Rize İdare Mahkemesi de o karara uymuştur ve Danıştay bunu tartışacak, doğru muydu yanlış mıydı diyebilecek durumu yok, öyle bir tartışma yaratabilecek hukuksal bir zemin yok. Danıştay da kararı onaylayacaktır. Benim söylediklerim sonradan olduğunu gördünüz.

Bizim açımızdan önemli olan bu karar yarın itibariyle hükümlü karardır ve bir aylık süreleri yarın itibariyle başlar ve bir aylık süre içerisinde maden faaliyeti tüm unsuruyla durması gerekir. Olmazsa bunu yapmayan kamu idaresi suç işlemiş olur. Valilik suç işlemiş olur. Şahsi sorumlulukları doğar. Çevre İl Müdürü suç işlemiş olur, Orman Bölge Müdürü suç işlemiş olur, İl Özel İdaresi suç işlemiş olur. Burada ruhsatlandırma işlemi yapan bu faaliyetlere izin veren her kamu idaresi bu kararın kendilerine bildirildiği tarihten itibaren bir ay içersinde o faaliyetleri durdurmaz, geri almazlarsa suç işlemiş olurlar.

Bizim süremiz yarın başlar arkadaşlar. Bir ay içerisinde kararın uygulanmasını hep birlikte Artvin halkı olarak takip etmemiz gerekiyor. Başından beri söylediğimiz gibi hiçbir mücadele boşa gitmiyor, elbette uzun zaman alıyor maalesef hukuk sistemi bu şekilde ama eninde sonunda adalet yerini buluyor.”