MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı Öcalan'a çağrı yaparak, “Şayet tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın” demesine Zafer Partisi Artvin İl Başkanı Gökhan Aktan’dan tepki geldi.
Zafer Partisi Artvin İl Başkanı Gökhan Aktan, bu açıklamaları "şaşkınlık, üzüntü ve tiksintiyle" dinlediklerini belirtti. Aktan, son günlerde AKP, CHP ve MHP'nin yeni bir açılım sürecini gündeme getirme konusunda yarış içinde olduklarını ifade etti.
Aktan, Anayasa’nın değiştirilemez ilk dört maddesinin tartışmaya açılması, İstanbul Barosu seçimleri ve terör örgütü propagandası gibi konulara değinerek, "Bütün bunların tesadüfen yaşanmadığını anlayacak bir siyasi olgunluğa sahibiz" dedi.
Aktan, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 Salı günü grup toplantısında yaptığı konuşmayı şaşkınlık, üzüntü ve tiksintiyle dinledik.
Son haftalarda giderek daha da fazla dillendirilen yeni açılım süreci için AKP, CHP ve MHP bayrağı en önde taşımak için adeta bir yarışa girmiş durumdalar. Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükmündeki ilk 4 maddesinin Numan Kurtulmuş tarafından tartışmaya açılmasına sonra İstanbul Baro seçimleri ve sonrasında yaşanan terör örgütü propagandasına, sonra CHP genel başkanı Özgür Özel’in Selahaddin Demirtaş’ı ziyaret etmesine ve son olarak da Devlet Bahçeli’nin PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ı TBMM’ye çağıran ihanet niteliğindeki sözlerine şahit olduk.
Tüm bunların tesadüfen yaşanmadığını anlayacak bir siyasi olgunluğa sahibiz. Söz konusu kişi ve kurumların kukla olduklarının, iplerinin dışarıdan tutulduğunun, aynı yerlerden talimat ve vaatler aldıklarının farkındayız. Ancak şartlar
ve baskılar ne olursa olsun söz konusu vatansa gerisi teferruattır ilkesiyle hareket etmemenin, bölücü terör örgütüne meşruiyet kazandırmanın ihanet dışında hiçbir açıklaması yoktur.
Şahsiyetleri itibariyle hiçbir değeri olmayan bu şahısların yetki, konum ve etkileri bununla ters orantılıdır. Ancak yetki
ve konumlarının gücünün benzerliği gibi vatana bakış açıları da Vahdeddin ve Damat Ferit’ten farklı olmayan bu şahısları ve kurumları uyarıyoruz!
Bizim Atatürk’ün gençliğe hitabesinden aldığımız bir görevimiz var. Bu görev doğrultusunda vatanı savunmaktan bir an bile geri durmayacağız. İktidara sahip olan sizler gaflet, delalet ve hıyanet içinde olsanız bile bizler bu yemini ederken samimiydik.
Bugün itibariyle 20. yy.’ın başlarındaki şartlar oluşmaya başlamıştır.
Bugün yeniden Müdâfaa-i Hukuk Cemiyetlerinin benzeri bir görevi siyasi partiler olarak bizlerin ve sivil toplum örgütlerinin üstlenmesi gerekmektedir. Tüm vatanseverlere hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar ülke çapında eş zamanlı protesto gösterileri düzenlenmesi çağrısında bulunuyoruz. Bu hayâsızlığa ve ihanete Türk milleti olarak sessiz kalmayacağımızı duyuruyor, muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda olduğunu ilan ediyoruz.
Ne mutlu Türk’üm diyene.”