TMMOB İl Temsilcisi Hakan Yavuz, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla “Yaşanabilir bir dünya ve sağlıklı bir gelecek istiyoruz” başlıklı yazılı basın açıklaması yayınladı.
“Bugün ‘Dünya Çevre Günü’… Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle 5 Haziran 1972 tarihinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Stockholm Konferansı`nda alınan kararla ilan edilen Dünya Çevre Günü’nü kutluyoruz” diyen Yavuz, çevre ve insan yaşamı arasındaki ilişkiyi çarpık biçimde kuran kapitalizmin, insanlığı bütün olarak tehdit eden küresel ölçekli çevre sorunlarının doğmasına neden olduğunu vurguladı.
Dünyanın yaşadığı çevre sorunları ve küresel tehditlerin her yıl daha da arttığına dikkat çeken Yavuz, “Ne yazık ki küresel ölçekli çevre sorunlarının bazıları geri dönüşü mümkün olmayacak düzeylere ulaşmıştır. Temiz su kaynaklarının azalması, okyanus ve çevre kirliliği, giderek sıklaşan aşırı hava olayları, tarımsal üretimin azalması, gıda krizi, savaşlar, çevresel felaketler ve biyoçeşitliliğin azalması gibi sorunlar vahşi ve sınırsız bir doğa sömürüsüne dayalı kapitalizmin yarattığı küresel sonuçlardan bazılarıdır” dedi.
İnsan ile insan arasındaki ilişkiyi sömürü temelinde kuran, üçüncü dünya savaşı olarak nitelendirilen günümüzdeki koşulların sağlayıcısı olan kapitalizmin çevre ile ilişkisinin de sömürü üzerine kurulu olduğunu söyleyen Yavuz, “5 Haziran Dünya Çevre Gününde sorgulanması gereken şey kapitalizmin kendisidir.Kâr hırsının ve gündelik çıkarların insanlığın, doğamızın ve gezegenimizin geleceğini tehdit etmesine izin veremeyiz. Gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için, küresel bir krize dönüşen çevre sorunlarının çözümünde, bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekir” diyerek çevre politikalarının sanayi, kentleşme, ulaşım, enerji politikaları ile birlikte değerlendirilmesinin asgari bir gereklilik olduğunun altını çizdi.
AKP iktidarı boyunca ülkedeki çevre sorunlarının da sistematik olarak arttığını dile getiren Yavuz, “İktidarın rant politikaları ve alınmayan önemler nedeniyle sorunlar giderek büyümekte, ülkemizin geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşmaktadır. Ormanların, kıyıların, nehirlerin, meraların birer rant alanına dönüştürülmesi, doğal varlıklarımızın yok olmasına neden olmakta ekolojik denge bozulmaktadır” dedi.
TMMOB İl Temsilcisi Yavuz, 5 Haziran Dünya Çevre Günü ile ilgili açıklamasını şu ifadelerle bitirdi:
“Hasankeyf, Allianoi, Phaselis gibi tarihi mekanlarımız; Uzungöl, Salda Gölü gibi benzersiz su varlıklarımız; Fırtına Vadisi, Kazdağları, Munzur, İkizdere gibi ekosistemlerimiz sermaye için yaratılacak rant kapısı olarak görülmekte ve birer birer yok edilmektedir. Halkın ve bilim insanlarının itirazlarına rağmen iktidarın ısrarcı olduğu Kanal İstanbul Projesi ise, bütün bir Marmara Bölgesinde geri dönülmez bir coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel ve kültürel bir felaket yaratacaktır.
Bu yıkım politikaları yetmezmiş gibi, nükleer güç olma hevesiyle yapılmak istenen Nükleer Santraller de ülkemizin geleceği için büyük bir çevresel tehdit durumundadır. Ülkemizin ve coğrafyamızın geleceğini tehdit eden bu tehlikeli yoldan derhal dönülmelidir. Sanayi, tarım, enerji, ulaşım ve kentleşme politikaları belirlenirken çevre politikalarını önceleyen bir yaklaşım benimsenmelidir.
Giderek artan ve geriye döndürülemez boyutlara ulaşan bu sorunlar nedeniyle yaşam mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olan çevre mücadelesinin önemi çok daha artmıştır. Kar hırsının ve gündelik çıkarların insanlığın ve gezegenimizin geleceğini tehdit etmesine izin veremeyiz. Anayasamıza göre "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir". Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Gelecek nesillere yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için, ekolojik bir krize dönüşen çevre sorunlarının çözümünde, bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekir.
TMMOB olarak, çevreyle uyumlu bir kalkınma ve sanayileşme için, derelerimizin, ormanlarımızın, tabiat varlıklarımızın korunması için, insanlarımızın sağlıklı bir çevrede huzur içinde yaşaması için mücadele etmeye, mesleki teknik bilgimizi bu doğrultuda seferber etmeye devam edeceğiz.”
Hikmet BAŞAR