Ayla ALKAN
Türkiye’de şu an dördüncü sınıfta olan üniversite öğrencilerinin çoğu, pandemi ve deprem sebebiyle üniversite hayatlarının sadece yarısını yüz yüze eğitimle geçirebildi.
Artvin Çoruh Üniversitesi, Hemşirelik bölümü 2. sınıf öğrencisi Dilara Tunca, eğitimin sürekli ikinci üçüncü plana atılmasını yanlış bulduğunu bunu gençlerden korktuklarından dolayı yaptıklarını söylüyor.
Tunca sözlerine şöyle devam etti:
“Artvin Çoruh üniversitesinde 2.sınıf hemşirelik bölümü okuyorum. Normalde Adana'da yaşıyorum buraya okumak için geldim. Benim bölümüm açıldığı için buradayım, bölümüm de tam olarak açılmadı aslında bir gün staja gidiyorum, Perşembe günü de sabah öğleye kadar uygulamalı bir dersim var ona giriyorum diğer günler online oluyor.
Bir öğrenci olarak kötü bir süreç, hiçbir katkısı olmuyor, bir gün staja gidiyoruz ama diğer teorik derslerimiz eksik oluyor.
Eğitimin sürekli ikinci üçüncü plana atılmasını yanlış buluyorum. Bu konudaki düşüncem de açıkçası bizden korktukları yönünde, gençlerde artık Bir şeylerin farkına varmaya başladı. Belediyenin misafirhanesinde kalıyorum, arkadaşlarımın bir kısmı seyitlerde yurt var orada kalıyorlar. Depremzedeler buradaki Grand otelde kalıyor, öğrenciler ise seyitlerdeki A blokta kalıyorlar.
Artvin'de okuldan ziyade pek bir aktivite yok öğrenciler için, burası benim ikinci üniversitem. Ben Adana'da da Çukurova üniversitesinde paramedik okudum karşılaştırınca birçok eksik yönü var. Hem şehir yönünden hem üniversite yönünden fark var. Taşralarda açılan üniversitelerin eğitimin kalitesini düşürdüğünü düşünüyorum, bence daha nitelikli ve az olması gerekirdi. Herkesin üniversiteye okunmasından ziyade hak edenin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Ekonomik anlamda sorun yaşadığım için çalışıyorum. Sadece öğrenci değil herhangi bir vatandaş olarak bile herhangi bir emeğin karşılığını alamıyorsunuz bu da ayrı bir sıkıntı. KYK'dan herhangi bir burs almıyorum, bundan önce bir üniversite daha okumuştum okuduğum için hakkım bitti, ara verip yeniden başladım” dedi.