TBMM gündemine sunulan yeni torba yasa teklifine karşı Artvin’de çevre örgütleri harekete geçti. Doğal varlıkların ve yaşam alanlarının sermayeye teslim edilmesine yol açacağı belirtilen düzenlemeye karşı Vaminon, Çankurtaran Yaşam Savunması ve Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde 24 Haziran Salı günü saat 13.00’te Hopa Parkı’nda kitlesel bir buluşma gerçekleştirilecek. Türkiye genelinde eş zamanlı düzenlenecek etkinlikte “Toprağımızı Vermiyoruz” çağrısıyla yaşam alanlarını savunan yurttaşlar bir araya gelecek.
Yasa değişikliği, zeytinliklerden meralara, ormanlardan biyolojik çeşitliliğe kadar birçok alanda ciddi tahribatlara neden olabilecek maddeler içeriyor. Çevre örgütlerinin en çok tepki gösterdiği noktalardan biri ise Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin işlevsiz hâle getirilmesi. Düzenlemeye göre, dört ay içinde ruhsat verilmezse izinlerin otomatik olarak verilmiş sayılacağı belirtiliyor. Böylece, doğayı korumaya yönelik kontrol mekanizmalarının devre dışı bırakılmasının önü açılıyor.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, yasa teklifine ilişkin yaptığı açıklamada, “Yasa yapıcılar bir kez daha doğanın ve halkın sesini değil, sermayenin çıkarlarını dikkate aldı. Bu torba kanun teklifi, yalnızca zeytinlikleri değil, aynı zamanda meraları, orman alanlarını ve biyolojik çeşitliliği de tehdit ediyor” dedi. Karahan, ÇED sürecinin baypas edilmesinin doğayı koruyan mekanizmaların tamamen işlevsiz bırakılması anlamına geldiğini vurguladı.
Karahan açıklamasında ayrıca, “Zeytin ağaçlarının taşınabilir bir meta gibi görülmesi, bu yasayla birlikte yasal zemine oturtulmaya çalışılıyor. Oysa ki zeytin bir ağaçtan çok daha fazlasıdır; kadim bir kültürün, bir yaşam biçiminin temsilcisidir” ifadelerine yer verdi. Karahan’a göre, zeytinliklerin kamu yararı bahanesiyle maden sahalarına kurban edilmesi, bu kültürel mirasın da yok edilmesi anlamına geliyor.
Yasa teklifine getirilen bir diğer eleştiri ise yerel yönetimlerin yetkilerinin merkezileştirilmesi. İmar planı onaylarının ve yapı ruhsatlarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na devredilmesi, Karahan’a göre yerel demokrasinin altının oyulması anlamına geliyor. “Bakanlık, yerel halkın bilgisi ve onayı olmadan projelere imar izni verebilecek. Bu kabul edilemez bir durumdur,” diyerek tepkisini dile getiren Karahan, özellikle hayvancılıkla geçinen köylüler açısından mera alanlarının enerji yatırımları için kullanılmasının büyük bir yıkım olacağını vurguladı.
Karadeniz’in dört bir yanından çevre örgütlerinin destek verdiği çağrıyla, Hopa’daki eylem yalnızca yerel bir direniş değil, aynı zamanda ülke genelindeki doğa savunucularının ortak sesi olmayı amaçlıyor. “Bu yasa yalnızca bugünü değil, geleceğimizi de tehdit ediyor. Doğal varlıklarımızı, yaşam alanlarımızı, kültürel değerlerimizi korumak için sesimizi yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz” diyen Karahan, halkı 24 Haziran Salı günü doğayı ve yaşamı savunmak için Hopa Parkı’na çağırdı.