T4 ve T3 hormonlarının vücudun metabolizmasını düzenlediğini ve metabolizmanın hızını kontrol ettiğini kaydeden Diyetisyen Gizem Tekin, “Eğer çok hormon salgılanırsa metabolizma hızlanır ve hipertiroidi hastalığı gelişir. Hipertiroidi durumunda kalp hızı artarak çarpıntı şikayeti oluşurken, bağırsak hareketi artar ve ishal yapabilir. Eğer tiroid hormonu çok az salgılanırsa bu duruma hipotiroidi denir. Hipotiroidi oluşunca metabolizma yavaşlar, kalp hızı azalır ve barsak hareketleri azalarak kabızlık ortaya çıkar” dedi.
Tiroid bezinin hastalıklarının neler olduğundan bahseden Diyetisyen Tekin, şunları kaydetti:
“Guatr: Tiroid bezinin büyümesi Guatr olarak adlandırılır. Ergenlik çağında ve hamileliktetiroid bezi büyüyebilmektedir. Bu tip büyümeler ‘fizyolojik büyümeler’ olarak adlandırılır ve hastalık olarak kabul edilmezler.
Nodül: Tiroid bezinin içinde normal dışı doku oluşmasıdır. Eğer hastada birden çok nodül mevcutsa bu multinodüler guatr olarak adlandılırılır.
Tiroidit: Tiroid bezinin iltihabına denir. Bezde ağrı vardır.
Hipertiroidi: T4 ve T3 hormonlarının bezden aşırı salgılanması durumudur.
Hipotiroidi: Tiroid hormonlarının (T4 ve T3) az salgılanması durumudur.
Ötiroidi: Tiroid hormonlarının (T4 ve T3) normal sınırlarda salgılanması durumudur.”
Tiroid hastalığının gelişme riskinin kimlerde olabileceğini anlatan Diyetisyen Tekin, “İyot eksikliği olan bölgede yaşayan veya yeterli iyot almayanlarda, ailesinde tiroid hastalığı olanlarda, diabetesmellitus (şeker hastalığı), romatoidartrit ve persiniyöz anemisi olanlarda, gebe kadınlar ve yeni anne olanlarda, kanser nedeniyle baş ve boyuna radyoterapi (ışın tedavisi) yapılanlarda, bazı ilaçları kullananlarda (lityum, amiodaron ve interferon gibi)” şeklinde konuştu.
İyotun, tiroid hormonu üretimi için çok gerekli olduğunu ve insan vücudunda bulunmadığı, depolanmadığı için mutlaka dışarıdan gıda ile alınması gerektiğini ifade eden Diyetisyen Tekin, “Anne karnındaki ceninin beyin - sinir gelişimi için de çok çok önemlidir. Normal erişkin insanın günlük iyot ihtiyacı 100-150 μg’dır. Gebelik ve emzirme dönemlerinde ise ihtiyaç artmaktadır, 200-300 μg/gün iyot alımı olmalıdır.
İyot su, gıda veya ilaç ile alındıktan sonra bağırsaklardan emilerek kana karışır, önce tekli - ikili iyot molekülü içeren öncül tiroid hormonları; sonra bunlardan 3 ve 4 iyot molekülü içeren T3 ve T4 hormonları yapılır.
Yeterince iyot alamadığımız zaman T3 T4 hormonları yeterince yapılamaz ve daha fazla hormon yapılabilmesi için tiroid bezinde büyüme olur ve Guatr oluşur. Yeterli iyot alınmaması, özellikle okul çağındaki çocukların öğrenme yeteneğinde azalmaya ve algılama güçlüğüne neden olmaktadır. İyot eksikliği çocukluk döneminde çok belirgin ise, beyin gelişimi de iyi olmayacağından zeka geriliğine dahi neden olabilir. İyot eksikliği kadınlarda düşük yapmaya, gebe kalmada zorluğa neden olur. Veganlarda iyot eksikliği etkin olabilir. Laktoz intoleransı olanlarda da iyot eksikliği görülebilir” dedi.
Beslenme önerileri veren Diyetisyen Tekin, “İyot tüketimi hipotiroidizm hastaları için oldukça önemlidir. (Aşırı tüketim önerilmez). Guatrojenik besinlerin günlük beslenmede yer almaması gerekir. Bu besinler iyot emilimini engelleyerek tiroid üretiminin azalmasına neden olabilir. Guatrojenik besinler: Karnabahar, ıspanak, Brüksel lahanası, brokoli, turp, lahana, şalgam, armut, yer fıstığı. Hipotiroidi hastalarında metabolizma daha yavaş çalıştığı için kabızlık görülme ihtimali artabilir. Bundan dolayı lif içeriği yüksek olan besinlerle beslenmeye dikkat edilmelidir. Bağışıklık sistemi için önemli olan çinko, tiroid bezinizin sağlığını da korur. Kırmızı et, kurubaklagiller, kaju, yumurta, tam tahıllar, kabak çekirdeği çinko içeriği zengin besinlerdendir. Soya fasulyesi ve soya ürünleri içeriğindeki fito-östrojenler, tiroid hormonlarını üreten bir enzimin aktivitesini baskılayabilir. Ayrıca soya takviyesi tüketen kadınlarda hipotiroidi 3 kat daha fazla görülmüştür.
Ve bir diğer önerim; stresle birlikte kortizol seviyesi yükselerek tiroid hormonlarının işlevi yavaşlayabilir. Böylece bağışıklık sistemi baskılanabilir. Bu sebeple stresinizi artıracak ortamlardan kaçınmalı ve rahatlatıcı aktivitelerde bulunmaya dikkat etmelisiniz” diye konuştu.
Ayşe ÖZDER