Ardanuç Kültür ve Sanat Festivali Başlıyor Ardanuç Kültür ve Sanat Festivali Başlıyor

23 Temmuz Salı günü gerçekleştirilen ihalede, Alpago Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, iki ayrı maden sahasında arama yapma hakkını kazandı. Toplam 1 milyar 606 milyon TL bedelle alınan ruhsatlar, şirketin yaklaşık 2500 hektarlık alanda maden arama yetkisine sahip olmasını sağladı. Ancak bu gelişme, hem bölge halkı hem de çevre örgütleri tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

Tüm Emeklilerin Sendikası Ardanuç İlçe Başkanı Azmi Yavuz, maden ruhsatları ve ardından başlayan tepkilerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Yavuz, sendika önlüğünü çıkararak, madene karşı birleşme çağrısı yaptı. Yerel halkın ve çevrecilerin kaygılarını dile getiren Yavuz, maden arama faaliyetlerinin bölgenin doğal yapısına ve tarım ile hayvancılıkla geçinen köylülerin yaşamlarına ciddi zarar vereceği uyarısında bulundu.

Yavuz’un konuşması şu sözlerle başladı: "Tüm Emeklilerin Sendikası Ardanuç Şubesi olarak bu önlüğümü çıkarıyorum ve bütün Ardanuç halkını, doğayı seven, ekolojik mücadeleye gönül veren herkesi bu mücadelede birlik olmaya davet ediyorum. Burası bizim toprağımız, buradaki sorunlar hepimizi ilgilendiriyor."

Maden arama ruhsatı verilen alanlar, Ardanuç’un tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Bereket, Ovacık, Meşeköy ve Gümüşhane köylerini kapsıyor. Özellikle endemik bitkiler açısından zengin olan bu bölge, uzun süredir bilim insanları ve çevre örgütleri tarafından korunması gereken önemli bir ekosistem olarak gösteriliyor. Bölge halkı, maden arama faaliyetlerinin geri dönüşü olmayan tahribatlar yaratacağından endişe ediyor. Toprak, su ve hava kirliliği gibi risklerin yanında, maden faaliyetlerinin bölgenin tarihi dokusunu da tehdit ettiğine dikkat çekiliyor.

Ardanuç halkı, maden arama ruhsatlarının iptali için hukuki yollara başvurdu. Çevre avukatlarıyla birlikte hareket eden Ardanuçlu vatandaşlar, ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Maden faaliyetlerinin bölgenin doğal ve tarihi yapısına geri döndürülemez zararlar vereceğini savunan halk, bu süreçte birlik olup mücadele etmeye kararlı.

Azmi Yavuz, maden çalışmalarının köylüler üzerindeki etkilerine dikkat çekerek şunları söyledi: "Maden sahası açılınca ne olacak? Çiftçilik yapılamayacak, hayvancılık yapılamayacak. Topraklarımız ve sularımız zehirlenecek. Bu da burada yaşayanların geçim kaynaklarını yok edecek. Bizim halktan başka gücümüz yok. Bütün bunları engellemek için insanların bir araya gelmesi lazım."

Ardanuç’taki maden faaliyetleri, Artvin genelindeki maden projelerine ek olarak çevreyi tehdit eden bir diğer önemli sorun olarak gündeme geliyor. Yavuz, Artvin’in büyük bir bölümünün madencilik faaliyetlerine açılmış durumda olduğunu belirterek, yıllardır bu talana karşı mücadele verdiklerini dile getirdi. Bölgedeki HES projeleri, orman tahribatı ve şimdi de maden arama çalışmalarıyla birlikte Artvin’in doğal yapısının büyük tehdit altında olduğunu vurgulayan Yavuz, Artvin’in %71’inin madencilik faaliyetlerine ruhsatlandırıldığını ve şimdi de Ardanuç’un köylerinin bu tehditle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Yavuz, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Artvin’in ormanları yıllardır talan ediliyor. Şimdi de topraklarımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Maden sahası ruhsatlandırılan bu köyler, bereketli topraklara sahip. Eğer maden çalışmaları başlarsa bu topraklarda tarım ve hayvancılık yapılamayacak. Sularımız kirlenip zehirlenecek. Bizim buna dur demekten başka çaremiz yok. Artık halk olarak bilinçlenmeli ve bir araya gelmeliyiz."

Azmi Yavuz, halkın bilinçlenip birleşmesi gerektiğine vurgu yaparak, maden faaliyetlerine karşı mücadelenin her geçen gün daha da büyümesi gerektiğini belirtti. Yavuz, "Artık biz bunun bilincinde olan insanlarla beraber yürümeye kararlıyız. Bunun gerekliliklerini yerine getirmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız," diyerek kararlılık mesajı verdi.

Ardanuç’taki maden sahalarına verilen ruhsatlar, hem bölge halkını hem de çevrecileri endişelendirirken, bu süreçte doğayı ve yaşam alanlarını korumak isteyenlerin mücadelesi de her geçen gün daha güçlü bir şekilde devam ediyor. Yerel halk, çevre örgütleri ve avukatlar, bölgede sürdürülen madencilik faaliyetlerine karşı hukuk mücadelesini sürdüreceklerini ve bu projelerin iptal edilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtiyor.

Ardanuç’ta yaşanan bu gelişme, sadece yerel bir sorun olmanın ötesinde, Türkiye genelinde artan çevresel tehditlere karşı verilen mücadelenin bir parçası olarak öne çıkıyor. Artvin halkı, toprağını ve doğasını koruma kararlılığını bir kez daha gösteriyor.

Editör: ALİ ERAY ÇELİK