Dirsek, humerus adı verilen üst kol kemiği ve radius- ulna olarak adlandırdığımız ön kol kemiklerinin üçünün birlikte eklem yapması ile oluşan, yemek yeme, bir şeyi sallama, bir şeyi fırlatma, birine sarılma gibi birçok gündelik işi yapmamızı sağlayan vücut bölgesi.
Aşırı kullanım, boyacılık, aşçılık, tesisatçılık gibi mesleki durumlara bağlı gelişebilen tenisçi dirseği, golfçü dirseği, sinir sıkışması gibi birçok dirsek problemi görülmekte. Tekrarlayan fırlatma-sallama hareketlerinin dirsek iç tarafındaki tendonları zorlamasıyla ortaya çıkan durum medial epikondilit(Golfçü dirseği) olarak adlandırılırken; dirsek dış yan tarafındaki tendonların zorlanmasıyla görülen durum ise lateral epikondilit(Tenisçi dirseği) olarak adlandırılır
Berkant Ketenci açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Dirsek; humerus adı verilen üst kol kemiği ve radius- ulna olarak adlandırdığımız ön kol kemiklerinin üçünün birlikte eklem yapması ile oluşan, yemek yeme, bir şeyi sallama, bir şeyi fırlatma, birine sarılma gibi birçok gündelik işi yapmamızı sağlayan vücut bölgemizdir. Ayrıca dirseğimiz; omuz ve el bileği arasındaki iletişimi sağlaması ve birçok ince motor beceri gerektiren harekete aktif katılımı söz konusu olduğu için de fazlasıyla önemli bir bölge konumundadır.
Üzerine düşme, vurma-çarpma gibi direk travmalara bağlı gelişebilen burkulma-kırık-çıkık durumlarının yanı sıra, aşırı kullanım, boyacılık, aşçılık, tesisatçılık gibi mesleki durumlara bağlı gelişebilen tenisçi dirseği, golfçü dirseği, sinir sıkışması gibi bir çok dirsek problemi görülebilmektedir.
Bu problemlerden karşımıza çoğunlulukla mesleki deformasyonlar sonucu gelişen tenisçi ve golfçü dirseği rahatsızlıkları çıkmaktadır. Tekrarlayan fırlatma-sallama hareketlerinin dirsek iç tarafındaki tendonları zorlamasıyla ortaya çıkan durum medial epikondilit(Golfçü dirseği) olarak adlandırılırken; dirsek dış yan tarafındaki tendonların zorlanmasıyla görülen durum ise lateral epikondilit(Tenisçi dirseği) olarak adlandırılır. Bu iki problemin ortak belirtileri ilgili tendon bölgelerinde ağrı-hassasiyet hissetmek, bilek hareketlerinde zorlanma ve güç kaybı hissetmek gibi durumlardır.
Tanı koyma aşamasında hastanın şikâyetleri doğrultusunda yapılan fiziki muayeneye ek olarak röntgen ve MR gibi ileri tetkik yöntemleri de uygulanabilmektedir.
Tüm bu problemlere yönelik uzman hekim muayenesinin ardından mutlaka fizyoterapist eşliğinde kişiye özgü planlanmış egzersiz programları uygulanmalıdır.
Çoğu zaman fizik tedavi ile iyileşme elde edilirken bazı durumlarda kortizon iğnesi gibi medikal tedaviler de gerekmektedir. Fizik tedavi aşamasında ağrılı bölge üzerine soğuk uygulamalar ve manuel terapi uygulamalarının yanı sıra kişiye özgü planlanmış egzersizler de oldukça önem arz etmektedir. Ayrıca istirahatin de son derece etkili olduğu bilindiğinden gerekli durumlarda atel kullanımı da tavsiye edilmektedir.
Detaylı bilgi ve değerlendirme için ofisimi ziyaret edebilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.”
Ayşe ÖZDER