İstanbul’da ortaya çıkan ve kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen skandal, Türkiye’nin sağlık tarihinde derin bir yara açtı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ndeki bazı çalışanlarla işbirliği yaparak hasta bebekleri özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendiren bu çete, yeterli ve uygun tedavi sağlamayarak bebeklerin ölümlerine yol açtı. Olayda 47 kişi şüpheli olarak gözaltına alınırken, bunlardan 22’si tutuklandı. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran olay sonrası, sağlık çalışanları ve sendikalar bu insanlık dışı skandala yönelik tepkilerini dile getirdi.
Genç Sağlık Sendikası Artvin Şubesi Başkanı Doğancan Özdemir, konuya dair yaptığı açıklamada, Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu sağlık skandalını kınadı. Özdemir, skandalı gerçekleştiren kişileri "insanlıktan nasibini almamış, haysiyetsiz, namussuz bebek katilleri" olarak nitelendirerek, toplum vicdanında en ağır şekilde cezalandırıldıklarını ve adaletin de bu kişileri yargılayarak hak ettikleri cezayı vereceğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı;
"Yenidoğan Çetesi olarak adlandırılan bu kara oluşum, Türkiye tarihinde eşine rastlanmamış bir sağlık skandalına neden olmuştur. Bu kara oluşumun çökertilmesi, insanlıktan nasibini almamış bebek katillerinin tutuklanması hepimizin içini bir nebze olsun rahatlatmıştır. Ancak, bu olayda sadece cezai yaptırımlarla değil, sağlık sistemimizdeki yapısal sorunlarla da yüzleşmemiz gerekiyor."
Özdemir, olayın sadece birkaç kişinin suistimalinden ibaret olmadığını, sağlık sisteminin uzun süredir karşı karşıya olduğu denetimsizlik ve ticarileşme sorunlarının bu tür trajedilere zemin hazırladığını belirtti. Özel hastanelerin sayısının son 15 yılda %100’ün üzerinde arttığını vurgulayan Özdemir, denetim eksikliği ve Sağlık Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ilave ücret taleplerine karşı yetersiz kalmasının halkı zor durumda bıraktığını ifade etti. Özellikle özel hastanelerde sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinin düştüğüne ve kamu hizmetlerindeki eşitsizliklerin derinleştiğine dikkat çekti.
Özdemir, bu bağlamda derin yapısal reformların kaçınılmaz olduğunu belirterek, kısa bir süre önce Sağlık Bakanlığı görevine gelen Prof. Dr. Kemal Memişoğlu'na büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin en büyük özel hastanelerinin sahibi ve bebeklerin ölümüne neden olan dönemde sağlık bakanı olarak görev yapan Fahrettin Koca’dan açıklama beklediklerini dile getirdi. Koca’nın dönemiyle ilgili denetim eksikliklerinin de araştırılması gerektiğini belirtti.
Genç Sağlık Sendikası Artvin Şubesi Başkanı Özdemir, olayla ilgili olarak 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edildiğini ve bu hastanelerin kamulaştırılması gerektiğini savundu. Bu hastanelerin kamuya devredilmesinin, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu ve hastane ihtiyacına çözüm olacağını ifade etti.
"Bu hastanelerin kamusallaştırılarak halkımızın kullanımına açılması, hem sağlık hizmetlerimizin sürdürülebilirliği açısından hem de toplum yararına büyük katkı sağlayacaktır," diye ekledi.
Özdemir, bu skandalın tüm sağlık çalışanlarına mal edilmemesi gerektiğini ve sağlık çalışanlarına karşı güvenin zedelenmemesi için dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Sağlık çalışanlarının, ülkenin her felaketinde en ön safta mücadele ettiğini hatırlatan Özdemir, 6 Şubat depremleri ve Covid-19 pandemisi sırasında sağlık çalışanlarının gösterdiği fedakarlığı hatırlattı. Bu tür olayların sağlık çalışanlarına karşı güveni sarsmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
"Sağlık çalışanlarımız, 6 Şubat depremleri gibi büyük felaketlerde dahi en ön safta mücadele etmiş, Covid-19 pandemisinde milyonlara şifa dağıtarak halkımızın yaralarını sarmıştır. Bu skandal yüzünden onlara duyulan güvenin zedelenmesine izin vermemeliyiz."
Özdemir, açıklamasında soruşturmayı derinleştiren Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i de övdü ve savcının bu konuda gösterdiği kararlılığın örnek teşkil ettiğini söyledi. Engin’in yürüttüğü soruşturmanın, adaletin tecelli etmesinde büyük rol oynayacağına inandığını belirtti.
"Her türlü tehdit ve baskıya rağmen bu soruşturmayı derinleştiren Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin ile gurur duyuyoruz ve emsallerinin artmasını diliyoruz."
Son olarak Özdemir, bu karanlık günlerden toplum düzeni ve refahı için aydınlık yarınlara ulaşmak temennisinde bulundu. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için sağlık sisteminde derin reformların şart olduğunu bir kez daha vurguladı.