Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, seçim süreci hakkında değerlendirmeler yaptı.

Soydan, 2023 genel seçimlerinin 7-14 mayıs tarihlerinde olabileceğine işaret ederek,  “Kulis bilgisine dayanarak, Hükümet'in 30 Nisan'a göre seçimhazırlığını başlattığını yazdı. Bazı siyasilerin dilinde en çok telâffuz edilen tarihler 7 ve 14 Mayıs. Ne olursa olsun, seçim sürecine girdiğimiz açık. Göstergeler, stratejik ve çetin seçim atmosferi yaşayacağımız yönünde” dedi.

Seçim sürecinde  yöneticiler ve halka "çok önemli" görevler düştüğünü aktaran Soydan, “Siyasi partiler, "sorumlu" davranmalı; şiddet ve sertlikten kaçınmalı, "barış ortamı"nı korumalıdır. Önce "savaş"a değil, "seçim'e gittiğimiz "herkesçe" bilinmelidir. Ülkeyi 5 seneliğine yönetecek merkezi hükümeti ve milletvekillerini belirleyeceğiz. Bu, ilk defa yapılmıyor. Seçim sürecinde içte ve dışta o kadar çok tahrik edici unsur var ki! Ferasetli ve itidalli olmalıyız. Siyasi partiler birbirinin "düşman"ı değil; rakipleridir. Bu süreci tatlı, centilmence ve uzlaşmacı bir rekâbetle götürmeliyiz. Tahrikçilere, aşırılık gösterenlere prim bırakmamalıyız. Hükümet'ten, bu süreçte ülkemiz ve geleceğimiz adına talebim var: Bu hassas süreçte, -AKP öncesi dönemlerde olduğu gibi- seçimin tarafsız ve millet iradesinin şaibesiz sandığa yansıması için İçişleri, Adalet, Ulaştırma ve Basın-Yayından sorumlu bakanlar, seçimler ilân edilir edilmez "mutlaka" istifa etmeli; yerlerine bürokratlardan görevlendirme yapılmalıdır. Gerek "merkezî" gerekse "yerel" yönetimlerde açılışlar seçim sonrasına bırakılmalıdır. İstanbul BŞ Belediye Başkanı ile ilgili yargı kararı açıklandıktan sonra siyasi atmosfer hareketlendi. Bundan daha fazlasının "Altılı Masa"nın adayının açıklanmasından sonra yaşanacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“Tedbirli olmalıyız”

“Geçmekte olduğumuz hassas süreçte bazı siyasi partiler ve medya mensuplarının rakiplerine karşı kullandıkları sert ve gerilimli üslûpları hiç de hayra alâmet değil.” diyen Soydan,“Dışta Türkiye'yi yok etmek isteyen sömürgeci güçler pusuya yatmış, bizim zayıf zamanımızı kollarken; bizim birbirimize karşı insafa, vicdana sığmayan "düşmanca bir dil" kullanmamız hiç de Türkiye'nin yararına değil. Bugünlerde, sosyal ağlarda ürpertici, tehdit ve baskı içeren bir video dolaşıyor. Bir zat, 200 bin kişilik bir troll ordusunun başında olduğunu, bir siyasi partiyi yönetime getirmek için ant içtiklerini iddia ediyor. Ne oluyoruz? Bu mafya ve kabadayıca tehdit de neyin nesi? "Ordu" diyorsunuz, ama kime karşı? Ordu, dış düşmana karşı ülkemizin güvenliğini sağlar. Ya, bu ordunun(!) görevi ne? Milleti birbirine kırdırmak mı istiyorlar? İçişleri Bakanlığımız uyuyor mu? Sosyal, siyasal, ekonomik gelişmelere karşı güçlü bir öngörüye sahip olmakla anılan ve ABD'de yayınlanan ForeignPolicy dergisi 1 Ocak sayısında Türkiye'deki seçimlere burnunu sokan; tehdit içeren bir analiz yayınladı. Seçimlerde kan döküleceğini iddia etti. Biz, başka bir ülkenin Türkiye'deki seçimleri yönlendirmesini kabul edemeyiz. Türkiye, bağımsız bir ülkedir. Millî irade geleceğimizi belirleyecektir. Dış baskıya boyun eğmeyiz. Türkiye, içte ve dışta yasal olmayan yollarla seçime, millî iradeye müdahale etmek isteyen gayrimeşru güçlere karşı uyanık olmalıdır. Yabancı güçlerin, bu güzel ülkenin gidişatını yönlendirme hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

İBB Başkan Vekilliğine Meclis Üyesi Nuri Aslan Seçildi İBB Başkan Vekilliğine Meclis Üyesi Nuri Aslan Seçildi

“Seçimlerde Saadet'in Görevi”

Soydan, “Seçimlerin huzur ve sükûnet içinde geçmesinde Saadet Partisi'nin rolünü çok önemsiyorum. 54 senedir "sorumlu" davrandılar. Hiç şiddete başvurmadılar. Gerilim ve kutuplaştırma dilinden kaçındılar. Birleştirici, kaynaştırıcı, uzlaştırıcı oldular. Yöneticileri ağızlarından çıkana dikkat etti. Ülke yararını öne çıkardılar. Mağdur oldular, ama üslûplarını bozmadılar. Buna rağmen son seçimde Pütürge'de sandık başında görev yapan iki temsilcisi öldürüldü. Saadet Partisi kadrolarının bugüne kadarki örnek davranışlarının devamını diliyoruz. Erbakan Hoca, Milli Görüş "maya"dır, diyordu. Sahaya çıkın, halk arasına karışın; bu toplumun "iyilik" ve "hayır" mayası sizlersiniz! Biliyorum, üzerinize çok geliyorlar! Bazıları ellerinde devamlı "zehir tenekeleri" ile dolaşıyor. İktidar olmayı kendileri için "hak" görenler, sizler için "çok" görüyorlar. Sizlerin gayretleriyle bunlar da geçecek; kötülük mutlaka yenilecektir. Ne olur, seçim çalışması yaparken bir Allah'ın kulunu incitmeyin! İnatçılara karşı "selâm" deyip geçin. İşinize bakın! Erbakan Hocam, "Beklemesini bilenler için her şey zamanında olur; sen görevini yap, gerisini karışma!" derdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu; hep, siyasilerin Türkiye'nin meselelerini birlikte müzakere etmesini savundu: "İktidar ve muhalefet, müzakere ve uzlaşma yerine; ekranlardan, medyadan, meydanlardan birbirine meydan okuyor. Yüz yüze gelin; istişare edin; uzaktan gazel okumayın; lâfi çoğaltmayın!" Milletimizin önümüzdeki seçimleri sağ salim atlatması; her türlü seçim kazanma başarısından daha önemlidir. Fert fert, hepimiz sorumluluğumuzu bilelim” şeklinde konuştu.

Ayla ALKAN

Editör: TE Bilisim