Romatolojik Problemlere Fizyoterapist Bakış Açısı

Toplumumuzda çeşitli romatolojik problemler sıkça görülmektedir. Fizyoterapist Berkant Ketenci'nin uzman bakış açısıyla, bu problemlere nasıl yaklaşılması gerektiğini ve tedavi süreçlerinde fizik tedavinin önemini ele aldı.

Romatolojik problemlerin toplumda yaygın olarak görülen türleri arasında iltihaplı eklem romatizması, kas ve eklem kireçlenmesi, fibromiyalji ve gut bulunmaktadır. Birçok romatolojik problem genetik geçişli iken, bazıları eklem ve kasların aşırı zorlanması sonucu ortaya çıkmaktadır.

Romatoid artrit, el ve ayak eklemlerinde deformasyona yol açarak bu eklemlerde harabiyet, hareket kısıtlılığı ve yangılı ağrılara neden olabilir. Ankilozan spondilit ise özellikle omurga ve kalça eklemi çevresinde tutulum yaparak, hareket kısıtlılıkları ve ağrıya sebep olur.

Romatolojik problemlerde fiziki sorunlar yaygın olduğu için, tedavinin multidisipliner yürütülmesi gereklidir. Bu süreçte ilaç kullanımı ne kadar önemliyse, fizik tedavi de kas ve eklemlerde gelişen deformasyonları kontrol altına alıp düzeltici hamleler yapmak açısından o derece önemlidir.

Ankilozan spondilit gibi romatolojik problemlerde, özellikle omurga eklemlerinde gelişen deformasyonlar kaynaklı ağrı ve hareket kısıtlılığı sıkça görülmektedir. Fizyoterapist Berkant Ketenci, bu gibi durumlarda manuel terapi teknikleri ve fizik tedavi yöntemleri ile omurga eklem hareketliliğinin mümkün olduğunca artırılması gerektiğini belirtmektedir. Bu, kısa ve uzun vadede birçok sorunun önüne geçilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Diğer romatolojik problemler ele alındığında, hangi eklem ve kas bölgesinde tutulum varsa, o bölgelere yönelik yapılan manuel terapi uygulamaları ile eklem ve kas harabiyetinin en aza indirilmesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda hareket kısıtlılığının giderilip fonksiyonelliğin artırılması temel amaç olmaktadır.

Romatolojik problemlerin tedavisinde fizyoterapistlerin rolü büyüktür. İlaç tedavisi ile birlikte uygulanan fizik tedavi ve manuel terapi yöntemleri, eklem ve kaslardaki deformasyonları en aza indirerek hastaların yaşam kalitesini artırmada önemli bir etkiye sahiptir. Fizyoterapist Berkant Ketenci'nin vurguladığı gibi, multidisipliner bir yaklaşım ile bu problemlerin semptomları kontrol altına alınabilir ve ilerlemesi yavaşlatılabilir. Bu şekilde, hastaların daha fonksiyonel ve ağrısız bir yaşam sürmeleri sağlanabilir.