ARTVİN

Reşit Kibar Davası Salona Sığmadı

Cankurtaran’daki ağaç kesimini engellemeye çalışırken yaşamını yitiren Reşit Kibar’ın davası, yoğun katılım nedeniyle salon yetersizliğinden dolayı başlamadan ertelendi.

Abone Ol

Cankurtaran bölgesinde, mesire alanı projesi kapsamında yapılan ağaç kesimini engellemeye çalışırken yaşamını yitiren Reşit Kibar’ın ölümüne ilişkin davanın ilk duruşması, salon yetersizliği nedeniyle başlamadan ertelendi.

Biri tutuklu iki sanığın yargılandığı davanın duruşması için Artvin Adliyesi’nde yalnızca 50 kişilik bir salon hazırlanması, kamuoyunun tepkisine yol açtı. Çok sayıda yurttaş salona alınmazken, avukatlar daha büyük bir salon talep etti.

Mahkeme heyeti, “elverişli bir ortamın sağlanabilmesi” gerekçesiyle duruşmayı 30 Mayıs Cuma günü saat 09.00’a erteledi.

Duruşma günü adliye önünde yoğun bir kalabalık toplandı. EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, SOL Parti PM Üyesi Sercan Dede, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ve baro temsilcileri de duruşmayı takip etmek üzere adliyeye geldi.

Reşit Kibar’ın yaşamını yitirmesiyle ilgili adalet arayışının ilk adımı, salon krizine takılırken; kamuoyunun davaya ilgisinin önümüzdeki duruşmada da sürmesi bekleniyor.

Duruşmanın ardından adliye önünde yapılan basın açıklamasında avukatlar, siyasi parti temsilcileri, çevre örgütleri ve Kibar’ın yakınları söz aldı. Her biri, bu davanın sadece bir cinayet davası değil, aynı zamanda yaşam alanlarını korumaya çalışan halkın verdiği onurlu mücadelenin bir parçası olduğunu vurguladı.

Avukat Haktan Özkan:
“Az önce mahkeme salonunda bir karar alındı. Bildiğiniz gibi, bu duruşma için önceden mahkemeye bir talepte bulunmuştuk. Çünkü, bu davaya yoğun katılım olacağını öngörüyorduk. Bu dosyanın mağduru bir kişi değil, onlarca değil, yüzlerce insan. Bu dava doğrudan ya da dolaylı olarak yaşam alanları tehdit edilen tüm halkın davası. Bu nedenle, daha büyük bir salonda yapılması gerektiğini söyledik. Mahkeme de bugün fiziki koşulların yetersiz olduğunu kabul etti ve duruşmayı 30 Mayıs’a erteledi. Ancak şunun altını çizmek isterim: Bu erteleme kararını biz avukatlar değil, sizler aldırdınız. Bugün o salon doldu, koridorlar taştı, alt kat doldu, dışarısı insanlarla doldu. Mahkeme bu katılımı görmezden gelemedi. Bu mücadeledeki dayanışmanız için hepinize minnettarız. Mücadele sürüyor ve sürecek.”

Dursun Ali Koyuncu (Çifteköprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi):
“Öncelikle, Reşit Kibar’ın ailesi, arkadaşları ve yaşam savunucuları adına herkese teşekkür ederim. Biz bu mücadelede yalnız olmadığımızı biliyoruz ama bugün bir kez daha gördük ki halk adalet için bir araya geldiğinde çok şey değiştirebilir. Biz defalarca uyardık. ‘Bu bölgede olay çıkacak, geri dönüşü olmayan gelişmeler yaşanacak’ dedik. Ama kimse bizi dinlemedi. Güvenlikten sorumlu olanlar görevini yapmadı. Bu yüzden bugün Reşit aramızda değil. Bu dava münferit değil; planlı, organize bir saldırının sonucudur. Üç sac ayağı var bu olayın: Siyaset, bürokrasi ve sermaye. Bu cinayet onların işbirliğiyle işlendi. Bugün karşımızda sadece bir şirket ya da birey değil, bütün bir düzen var. Ancak yılmayacağız. Adalet sarayları güçlüden yana olabilir ama biz halkın vicdanıyız. Ve bu vicdan asla susmayacak.”

Nebiye Merttürk (Halkevleri Genel Başkanı):
“3 Eylül’den bu yana Reşit Kibar’ın katledilmesinin ardından bu dava tüm Türkiye’de halkın sahip çıktığı bir dava hâline geldi. Çünkü herkes biliyor ki bu ülkede doğa, yaşam alanları ve insan hayatı şirketlerin çıkarları uğruna feda ediliyor. Maden şirketlerine topraklarımız peşkeş çekiliyor. Reşit, buna karşı duran bir halk neferiydi. Onun duruşu bize Metin Lokumcu’yu hatırlatıyor. Aynı kararlılık, aynı vicdan. Biz bu ülkeyi, bu dağları, bu suları, bu köyleri satanları teşhir edeceğiz. Ve bu ülkenin onurlu insanları buna izin vermeyecek. Bu dava yalnızca Reşit’in davası değil; bu ülkenin tüm yaşam savunucularının davası.”

Sercan Dede (Sol Parti Meclis Üyesi):
“Güzel memleketimizin onurlu insanı Reşit Kibar’ı bir kez daha özlemle, sevgiyle ve saygıyla anıyoruz. O gün hayatını kaybettiğinde, Türkiye’nin dört bir yanında ortak bir ses yükseldi: ‘Reşit Kibar’ın davası hepimizin davasıdır.’ Reşit sadece bir kişi değildi; bir direnişin adıydı. O topraklarına, suyuna, ormanına sahip çıkan bir halkın sesi oldu. Bu yüzden onun mücadelesi, hepimizin omzunda bir sorumluluktur. Bu dava ne kadar uzarsa uzasın, biz burada olmaya, adalet talep etmeye devam edeceğiz. Geri adım atmak yok.”

Seyit Aslan (EMEP Genel Başkanı):
“Bugün burada Reşit Kibar’ın ve ondan önce bu uğurda yaşamını yitirmiş tüm mücadele insanlarının mücadelesini selamlıyoruz. Bu dava aynı zamanda sistemin nasıl işlediğini de açıkça gösteriyor. Bir yanda yaşam alanlarını savunan halk, diğer yanda ranttan beslenen şirketler ve onların koruyucusu olan bürokrasi. Reşit ve Metin Lokumcu gibi isimler, bu çarpık düzene karşı duran onurlu insanların sembolleridir. Biz EMEP olarak bu mücadelenin yanındayız ve sorumluluğumuzu biliyoruz. Adalet sağlanana kadar burada olacağız.”

İbrahim Akın (DEM Parti İzmir Milletvekili):
“Bugün burada katledilen bir yaşam savunucusunun davasını izlemeye geldik. Bu dava sadece bir cinayet davası değildir. Aynı zamanda, bu ülkede toprağını, deresini, ağacını korumaya çalışan insanların ödediği bedellerin bir ifadesidir. Bizim görevimiz bu bedelleri görünür kılmak, bu mücadeleyi büyütmektir. Halkın sesine kulak tıkayanlar, er ya da geç bu halkın vicdanında yargılanacaktır. Biz DEM Parti olarak bu mücadelenin bir parçasıyız ve adalet sağlanana dek Reşit’in sesi olmaya devam edeceğiz.”

Tahsin Ocaklı (CHP Rize Milletvekili):
“Bu coğrafyada artık herkes toprağına sahip çıkmak zorunda. Çünkü vahşi madencilik sadece doğayı değil, halkın sağlığını, geleceğini ve yaşam hakkını tehdit ediyor. Bu nedenle sadece mahkeme salonlarında değil, maden sahalarının önünde, köy kahvelerinde, dağ başlarında da mücadeleyi büyütmeliyiz. Reşit Kibar bu toprakların evladıydı. O’nun uğruna hayatını verdiği mücadele, hepimizin omuzlarında bir görevdir. CHP olarak bu sürecin takipçisi olacağız.”

Uğur Bayraktutan (CHP Artvin Milletvekili):
“Bugün Artvin’in dört bir yanından gelip burada duruşmaya katılan, adalet mücadelesine tanıklık eden herkese yürekten teşekkür ediyorum. Reşit Kibar’ın ailesinin yaşadığı acıyı içimde hissediyorum. Çünkü ben de bu toprakların evladıyım. Bu coğrafyada yaşayan herkes biliyor ki, yıllardır çevre mücadelesi veriyoruz. HES’lere, madenlere, taş ocaklarına karşı verdiğimiz mücadele, yaşam hakkı mücadelesidir. Reşit’in davası, bizim davamızdır. Artvin susmayacak, halk susmayacak, adalet sağlanana kadar bu dava sürecek.”