Artvin İl Vaizi Ali Yıldırım, Ramazan ayının manevi atmosferine dikkat çekerek bu ayı ihya etmenin önemine vurgu yaptı. Özellikle teravih namazının, Ramazan’ın gecelerini ihya etmede önemli bir yer tuttuğunu belirten Yıldırım, İslam alimlerinin bu namazın sünnet-i gayrı müekkede olduğunu ifade ettiklerini dile getirdi.
Yıldırım, teravih namazının cemaatle kılınmasının Peygamber Efendimiz’in sünneti olduğuna dikkat çekerek Hz. Ömer’in halkın teravih namazını cemaatle kılmasını sağladığını ve bunun sahabe icması ile onaylandığını belirtti. Peygamber Efendimiz’in bu konuda yaptığı uygulamaları hatırlatan Yıldırım, Hz. Ömer’in teravih namazını cemaatle kılmasının ne kadar kıymetli olduğunu ifade etti. Yıldırım, bu uygulamanın günümüze kadar sürdüğünü ve teravih namazlarının cemaatle kılınmasının büyük bir fazilet olduğunu vurguladı.
Ramazan ayında kılınan vitir namazının cemaatle kılınmasının da müstehap olduğunu belirten Yıldırım, “Hadis alimlerinden İmam Nevevi, peygamberimizin ashaba Ramazan’ı ihya etmeyi vacip kılmadığını ancak mendup (sünnet-i gayrı müekkede) bir ibadet olarak emredip teşvik ettiğini ve İslam alimlerinin bunun mendup olduğunda ittifak ettiklerini bildiriyor. Ve yine Ramazan’ı ihya etmek Teravih namazı kılmakla hasıl olur diyor. Müslim’de geçen bir hadis-i şerifte “kim Ramazan ayını inanarak ve mükafatını yalnızca Allah’tan bekleyerek (riya yapmaksızın) ibadetle ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır” buyuruyor. İmam-ı Nevevi diyor ki işte buradaki Ramazan’ı ihya etme sözü geceyi namazla, teravihle geçirmektir. Yine teravihle ilgili Abdurrahman b. Avf’ın rivayet ettiği bir hadiste efendimiz “şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım (fıkıh kitaplarımızda açıklandığına göre bazı alimler teravih namazı sünnet-i gayr-ı müekkededir derken bazıları da bu hadisi şerifi delil getirerek teravih namazı sünnet-i müekkededir ama onu cemaatle ihya etmek sünnet-i gayrı müekkede yani müstehabtır demişlerdir). Her kim iman ederek ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan’ın gündüzünü oruçla gecesini ise namazla ihya ederse anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur” buyuruyor. İşte ramazan ayının gecesini müminler teravih namazı kılmak suretiyle ihya etmiş oluyorlar. Allahu Teala mümin kullarını bağışlamak için onlara mübarek geceleriyle, hususi vakitlerle bir çok fırsat sunuyor. Yeter ki kul rabbine yönelsin o yönde bir adım atsın. Hadis-i kutside de buyrulduğu gibi “kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım, kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim” buyuruyor (buhari).
Zaten rabbimizin bize koşarak geldiğini küçücük bir salih amele ne kadar mükafatlar bahşettiğini görerek şahid olmuş oluyoruz. Biz bir amel yapıyoruz o en az on misliyle karşılık veriyor. İşte Allah’ın kuluna koşması bu demek. Allah’ın kuluna koşması demek bir tövbe ile Cenab-ı Hakkın geçmişteki hataları hiç olmamış gibi kabul ederek bağışlaması demek. Ne buyuruyor “günahlarından tevbe eden Allah katında hiç günah işlememiş gibidir.” İşte gerek orucuyla gerekse teravihlerle ramazan ayını ihya etmek de kulun bağışlanması için, anasından doğduğu gün gibi tertemiz olabilmesi için bir fırsattır. Bu yönüyle Ramazan ayı hem manevi iklimiyle hem de günahlarımızın bağışlanmasına vesile olarak bizlerin hayatında yepyeni bir sayfa açmış oluyor. Cenab-ı Hak bu hazineyi hakkınca değerlendirebilenlerden eylesin.
Teravih namazıyla ilgili birkaç hususa değinmek gerekirse, diğer nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde teravih namazının cemaatle kılınması peygamberimizin sünnetiyle sabit ve Buhari de geçtiğine göre efendimiz teravih namazını birkaç defa cemaatle kılmış ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhari, salatü’t-teravih-1). Hz. Ömer efendimiz ise halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kılmakta olduklarını görüp artık farz olma endişesi de kalmadığı düşüncesiyle cemaatle topluca kılmanın daha hoş olacağını düşünerek sahabe ile istişare etmiş ve efendimizin de birkaç defa cemaatle kıldırmasına dayanarak böyle bir karar almışlardır. Böylelikle bu konuda en kuvvetli delillerden biri olan sahabe icmaı oluşmuş oldu. Hz Ömer halkın vecd ile bu namazı kıldıklarını görünce “ne güzel bir adet oldu” buyurmuştur (buhari). İlmin direği olan Hz. Ali efendimiz de bu uygulama sebebiyle “Ömer mescidlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi Allah da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın” diye dua etmiştir (kenzu’l-ummal).
Sünnet bir namaz olan teravih namazlarının rekatlarına değinecek olursak, Hadis alimlerinden Nevevî ve Aynî’nin, fakihlerden de İbn-i Hümam’ın belirttiğine göre Hz. Ömer efendimizin halifeliği döneminden başlayarak sonrasında da Hz. Osman ve Hz. Ali efendimiz zamanında devam ederek günümüze kadar teravih namazı 20 rekat olarak kılına gelmiş ve sahabeden hiç kimse de buna itiraz etmemiştir. (Hz. Aişe’nin belirttiğine göre peygamberimizin gece namazını 11 veya 13 rekat olarak kıldığını ve Hz. Ömer’inde halifeliğinin ilk yıllarında 11 rekat kıldığını sonlara doğru 20 rekat kılınmaya başladığını rivayet ederler)(İbni Hümam, fethulkadir, 1/334; Ayni, Umdetul-kari 5/357). Bununla birlikte yorgunluk, halsizlik yolculuk gibi hallerde teravih namazı 8, 10, 12, 14, 16, 18 rekat kılınması durumunda da sünnet yerine getirilmiş olur. Yine teravih namazını 4 rekatta bir selam vererek kılmak caiz ise de iki rekatta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Yine her 4 rekatın sonunda bir miktar oturup dinlenmek, bu dinlenmelerde de salavat ile meşgul olmak müstehaptır. Ramazan ayında kılınan Vitir namazının sanki teravihin devamıymış gibi cemaatle kılınması menduptur. Bu ayda vitrin cemaatle kılınması tamamen efendimizin uygulamasına bağlıdır. Efendimiz Ramazan’da teravih namazını kıldırdığı zaman vitir namazını da cemaate kıldırmıştır. Ancak ramazan dışında cemaatle kılmak mekruh görülmüştür.
Son olarak teravih namazıyla ilgili şu hadis-i şerife de değinelim hocam. Peygamberimiz bir gün Ramazan’ın bir gecesinde gece yarısına kadar namaz kıldırıyor. Namaz bitince Ebuzer “ya rasulallah gecenin kalan yarısında da bize namaz kıldırsaydınız” deyince peygamberimiz cevaben “imam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak bütün geceyi ihya etmeye eşdeğerdir” buyuruyor. (ebu davud, salat-318). Rabbim hem teravih hem de diğer bütün namazlarımızı hakkıyla eda edebilmeyi nasip eylesin” dedi.