Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, yalnızca mutfak masraflarını, kiraları ya da faturaları değil, aynı zamanda insanların kültür ve sanata erişimini de doğrudan etkiliyor. Kağıt fiyatlarındaki artış ve yayınevlerinin artan maliyetleri nedeniyle kitap fiyatları son birkaç yılda katlanarak yükseldi. Birçok aile artık bütçesinde kitap alışverişine yer ayıramazken, gençlerin, emeklilerin ve dar gelirli yurttaşların kitap okuma imkânı her geçen gün daha da azalıyor.
Ancak tüm bu tablo içinde dayanışmayı yaşatan küçük ama anlamlı girişimler toplumun nefes almasını sağlıyor. Artvin’deki Patika Kitabevi bunun en güzel örneklerinden biri. Şehrin merkezinde yıllardır ayakta duran, raflarında binbir çeşit eseri barındıran bu küçük kitabevi, şimdi girişinde kurduğu bir masa ile dikkat çekiyor. Masada romanlardan şiir kitaplarına, çocuk kitaplarından düşünce eserlerine kadar pek çok yayın var. Bu kitapların özelliği ise satışta olmamaları. Çünkü onlar “askıda kitap”.
Kitabevinin sahibi, şehrin Onur Dede uygulamayı şöyle anlatıyor:
“Ekmek nasıl ihtiyaçsa kitap da öyle. Ama bugün kitap almak birçok insan için neredeyse imkânsız hale geldi. Biz de düşündük; imkânı olan bir vatandaş kitap alıp askıya bıraksın, ihtiyacı olan da gelip hiç çekinmeden alsın. Kitap paylaştıkça değer kazanır, insanın kalbi ve zihni açılır. Bu zor günlerde belki de en çok buna ihtiyacımız var.”
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin raporlarına göre kitap fiyatları son yıllarda yüzde 200’ü aşan oranlarda arttı. Bir romanın fiyatı kimi zaman bir işçinin günlük yevmiyesini aşabiliyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan, emekli maaşıyla ay sonunu zor getiren vatandaşlar için kitap almak artık bir lüks sayılıyor.
Artvin gibi küçük şehirlerde bu tablo daha da ağır hissediliyor. Zincir mağazaların bulunmadığı kentte, Patika Kitabevi gibi mekânlar yalnızca satış noktası değil, aynı zamanda buluşma ve paylaşma alanları olarak önem taşıyor. “Askıda kitap” masası buna çok büyük örnek olarak çıkıyor.
“Askıda kitap” fikri kısa sürede şehirde yaygınlaşması bekleniyor. Onur Dede amacının reklam yapmak değil, dayanışmayı büyütmek olduğunu söylüyor:
“Ben bir kitapçı olarak elimden geleni yapıyorum. Bir başkası çorba yapıp paylaşır, bir başkası komşusuna odun verir. Herkesin yapabileceği bir şey var. Dayanışmayı büyütürsek ekonomik sıkıntılara da karamsarlığa da birlikte direnebiliriz.”
“Askıda ekmek” geleneğinden ilham alan “askıda kitap” uygulaması, aslında çok basit ama bir o kadar da anlamlı bir mesaj veriyor: Okumak lüks değil, temel ihtiyaçtır.
Patika Kitabevi’nin başlattığı askıda kitap, hayat pahalılığının gölgesinde bile umudu, paylaşmayı ve iyiliği canlı tutuyor. Belki de en zor zamanlarda insanı ayakta tutan şey sadece ekmek değil; aynı zamanda bilgi, kültür ve umut.