Artvinli olmanın getirdiği ayrıcalıklara vurgu yapan Öztürk, memleketine duyduğu sevgi ve özlemi Gündem Artvin İnternet Haber Sitesi muhabirine anlattı.
Aslen Artvinli olan ve 25 yıldır Samsun’da yaşayan Özgür Öztürk, Artvin'in kendisi için ne ifade ettiğini şu sözlerle dile getirdi: "Artvinli olmak büyük bir ayrıcalık, bunu gittiğimiz her yerde görüyoruz. Artvinli olmak paylaşmak, var olanı bölüşmektir. Ne olursa olsun hesap kitap yapmadan, çıkarsız ve menfaatsiz birinin yardımına koşmaktır. Biz bıraktığımızda Artvin böyleydi, umarım ki yine böyle devam ediyordur. Artvinli olmanın avantajını memleketinizden dışarı çıktığınızda fark ediyorsunuz."
“Medeniyetin dağdan ovaya yayıldığı tek yerdir Artvin”
Öztürk, Artvin'in sosyal ve siyasi yapısının diğer illerden farklı olduğuna değinerek, "Artvin’in havası sert ama insanı merttir. Artvinli olmak bir ayrıcalıktır. Belki de medeniyetin dağdan ovaya yayıldığı tek yerdir Artvin. 1980’li yıllarda Artvin, siyasi yapısından dolayı 'küçük Moskova' olarak adlandırılıyordu. Türkiye’nin eğitim oranı en yüksek il olması sebebiyle de sosyal demokrat ve sol görüşün daha ağırlıklı olduğu bir ildi. Çünkü insanlar her şeyi okuyarak, araştırarak, tartışarak doğru olanı bulmaya çalışıyordu." dedi.
Artvin'den hiç kopmadığını vurgulayan Öztürk, "Her yıl Artvin’e gider gelirim. Mutlaka her bayramda Artvin’de olmaya çalışırım. Artvin aşığı bir insanım. Artvin’e gittiğimiz zaman yaşadığımız yer artık memleketimiz haline geldiği için belli bir süre sonra sıkılmaya başlıyorum. İnsanlarla iş zamanı sizin boş zamanınızla çakışıyor ve belli bir zaman sonra o insanları da yormaya başlıyorsunuz." diye konuştu.
Samsun’a Yerleşme ve Siyasi Mücadelesi
Ailevi sebeplerden dolayı Samsun’a yerleşmek zorunda kaldığını ifade eden Öztürk, "Samsun’a yerleştiğimde ilk işim, oradaki parti üyeliğimi Samsun’a aldırmak oldu. Siyasi tercihimiz aileden gelen bir gelenek gibi görünse de doğru olanın bu yolda olduğunu gördüğümüz için solcu olduk. Artvin’deki CHP’liliğimizi, solculuğumuzu Samsun’a taşıdık. 13 yıl ilçe yöneticiliği, son bir yıldır da il yöneticiliği görevlerinde bulundum" dedi.
Atakum'daki Başarı ve Gelecek Hedefleri
Öztürk, Atakum’daki parti olarak Atakum’daki siyasi başarılarından ve hedeflerinden söz ederek şunları kaydetti: " Buradaki yol arkadaşımızla birlikte 4 sene önce yola çıktığımızda hayallerimiz çok büyüktü. Bunun ilk basamağını gerçekleştirdik Atakum belediyesini aldık. Atakum belediyesini kazanırken de hedefimiz 5 yıllık program değildi 20 yıl biz bu kenti yönetmeye talip olduk, Karadeniz’in lokomotifi olmaya talip olduk. Ki bunu da gerçekleştireceğiz Karadeniz Bölgesi’nin lokomotifi olacak. Atakum’daki Cumhuriyet Halk Partisi ve Karadeniz bölgesindeki sosyal demokrat belediyeciliğin nasıl olduğunu, nasıl yapılması gerektiğini bütün belediyelere göstereceğiz. Bizim rol modelimiz 1980’li yıllardaki Fatsa Fikri Sönmez modelidir. Fikri Sönmez ne yapıyordu sokakları kaldırım taşı döşüyordu. O günkü şartlarda yapılması gereken çamurdan Fatsa’yı çamurdan kurtarmaktı. O günkü şartlarda Fikri Sönmez onları yaptı biz şimdi bunu güncelleyerek bilim ve sanat atölyeleriyle devam ettirmeye çalışıyoruz. Umarım ki başarılı olacağız çünkü bu bir ekip işidir. Siyasette ekip işidir, belediyecilik ekip işidir. Çok güzel bir ekip kurulduğuna inanıyoruz.”
Türkiye’nin Geleceğine Dair Umutları
Öztürk, Türkiye’nin geleceğine dair umutlarını şu şekilde ifade etti: "Türkiye’nin yarınında umut görüyorum. Haritanın yarısından fazlasının kırmızıya boyandığını ama önümüzdeki ilk seçimlerde üçte ikisinin kırmızıya boyanacağına inanıyorum. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla yola çıkarsanız ve halka dokunursanız bunun karşılığını alıyorsunuz. Ekonomik olarak ülke çökmüş durumda. İnsanlar yeniden bir umut ışığı arıyor ve bu umudun da Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna inanıyorum. Çünkü 4-5 Kasım’daki değişim rüzgarı bu partiyi buraya getirdi. Daha katılımcı, kimseyi ötekileştirmeyen, herkese dokunan bir yönetim anlayışıyla yola çıktık. İnsanlar bize oy vermedi ne yaparsanız yapın bize oy vermiyor mantığında değilim. Çünkü eğer size oy vermiyorsa hatayı önce kendimizde arayacağız. Ne kadar dokunduk biz o insanlara, sorunlarla ne kadar inceledik, ülkenin ekonomik yapısını ne kadar anlatabildik… Bu eksikliklerimizi gidermeye başladık ve bunun karşılığında da ilk yerel seçimde Türkiye’deki belediyelerin çoğunluğunu alarak halk bize açık çek verdi. Bu çeki de iyi kullanın yereldeki iktidarı genele taşıyalım ve ülkeyi ekonomik bir huzura kavuşturun dedi.”
Üretime Dayalı Ekonomi Vurgusu
Öztürk, üretime dayalı bir ekonomiyle ülkenin yeniden ekonomik bağımsızlığına kavuşacağına inandığını belirterek, "Üretmeye başladığımız anda ayağa kalkabiliriz. Mustafa Kemal’in büyük bir sözü var, 'Sanat kılıçtan üstündür.' Üretim olmadan bir şey yapma şansımız yoktur. Üretime dayalı bir ekonomiyle ülkenin yeniden ekonomik bağımsızlığına kavuşacağına inananlardan biriyim." ifadelerini kullandı.
CHP'nin ve Türkiye’nin Geleceği
Öztürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin geleceği hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, "İlk seçimde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında sosyal belediyeciliğin ne olduğunu herkes daha iyi görecek. Daha katılımcı, kimseyi ötekileştirmeyen, herkese dokunan bir yönetim anlayışıyla yola çıktık. Umuyorum ki, ilk yerel seçimde Türkiye’deki belediyelerin çoğunluğunu alarak halk bize açık çek verdi. Bu çeki de iyi kullanarak yereldeki iktidarı genele taşıyacağız ve ülkeyi ekonomik bir huzura kavuşturacağız." şeklinde konuştu.