Mesleki başarısının işine verdiği özene bağlı olduğunu ifade eden Dede, işini severek yaptığını ve müşterisine önem verdiğini aktardı. Bir meslekte müşteriye verilen değerle bütünleşebileceğini ifade eden Dede, “Kendime uygun görmediğim bir şeyi asla kimseye sunmam.” dedi.
Her şeyin özen ve itinada saklı olduğunu savunan Dede, “Bana kalsa bu işi en güzel yapanlardan biriyim. İşimi de çok seviyorum. Bu işi güzel yapmama sebep olan en temel faktör karışındaki insanı para olarak görmeyeceksin. İnsan olarak göreceksin, insan faktörünü ön planda tutacaksın. Yaptığın işi sevmek çok önemli bir konudur. Yaptığın işi kimsenin görmesine gerek yok. Kişiyi vicdanı yargılar.” şeklinde konuştu.
Etin mevsiminden mevsimine değişiklik gösterebileceğini kaydeden Dede, “Kuru ottan yeşil ota geçiş aşamasında 15- 20 gün etler gevşek olur. Etlerde cıvıklık olur. Yeşil ottan kuru ota geçişte de 15-20 gün hafif bir sertlik olur. Biz etin her tarafını kullanıyoruz. Kullanmadığımız bir yer yok. Sadece incik bölümlerini katmıyoruz. Yöremizin Hemşin Koyunu dediğimiz koyun ırkının etinin kaliteli olmasından dolayı kebabımız da lezzetli oluyor. Tüm bunlara itina ve özen de eklendiği zaman, bir bütün haline geldiğinde kendi reklamını kendin yapmış oluyorsun.” kelimelerine yer verdi.
Döneri nasıl hazırladığından bahseden Dede, müşterinin önüne gelen tabağın hangi aşamalardan geçtiğini anlattı.
Dede, “Resmi olarak öncelikle mezbahada kesilir. Oradan et kasabımıza gelir ve 1 gün dinlenir. Daha sonra önce karkas vaziyette bütün sinirleri temizlenir. Etin sinirlerinin çok iyi bir şekilde temizlenmesi çok önemlidir. Bu işlemi yıllardır bizzat kendim yaparım. Temizlenip ve kemiklerine ayırırız. Marinasyonunda kullandığım sadece kuru soğan, kaya tuzu, karabiber ve hafif pul biberdir.” dedi.
“Cağ kebabın başkenti oluruz”
Sadece Ardanuç ve Artvin’de değil Türkiye genelinde bir namı olan ‘Dede Kebap’ salonu şehir dışından gelen birçok müşterisini de işletmesinde ağırlıyor.
Dede, “Bizim ilçemizin çıkışı yok. Kör bir nokta. Bizim buradan başka çıkış yolumuz yok. Diğer arkadaşlar da tam olarak buna özen gösterse biz cağ kebabın başkenti oluruz. Çünkü etimiz kaliteli, doğamız buna müsait.” ifadelerini kullandı.
“Erzurum da biziz, Artvin de biziz”
Döner Artvin’in mi Erzurum’un mu konusu hakkında “Döner bizim ortak kültürümüzdür. “ diyen Dede, “Erzurum da biziz, Artvin de biziz.” dedi.
Dede, “Erzurum ve Artvin’in bütün gelenek, göreneklerimiz hep birdir. Ardanuç, Yusufeli, Olur, Oltu, Tortum, Şenkaya, Uzundere, Göle’ye kadar git buradaki insanlar hep birbirleriyle iç içedir. Bunun yaygın olduğu yer burasıdır. Bunu sahilde ve Erzurum’un iç kesiminde kimse bilmez ama Çoruh Vadisi etrafında yer alan ilçelerin ortak ürünüdür. Erzurum bizim derse Erzurum’undur. Artvin bizim derse Artvin’indir. Türkiye olarak bizimdir. En güzelini kim yapıyorsa kebap onundur.” şeklinde konuştu.
Ayşe ÖZDER