Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı Nisan ayı verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 69,8 olarak açıklandı. Ancak bağımsız akademisyen ve ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise bu oranın çok daha yüksek olduğunu, yıllık enflasyonun gerçekte yüzde 124,35 seviyesinde seyrettiğini belirtiyor. Özellikle gıda ve enerji gibi kalemlerdeki fiyat artışları, yurttaşın cebindeki gerçek enflasyonun açıklanan verilerden çok daha yakıcı olduğunu gösteriyor. Bu tablo, büyükşehirlerde olduğu kadar Artvin gibi küçük illerde de derinden hissediliyor.

Özellikle emekliler, temel gıda ürünlerine erişimin neredeyse imkânsız hale geldiğini, aldıkları maaşların yetersiz olduğunu ve yaklaşan Kurban Bayramı için de kaygı duyduklarını dile getirdi. 

Artvinli emekli Etan Özçelik de hayat pahalılığı karşısında ezildiklerini ifade ederek şu ifadeleri kullandı:

"Emekliyim ama iki çocuğumu okutamıyorum. Ekonominin durumu soruluyor, işte durum bu! Ne pazarı kardeşim? Pazara falan gittiğimiz yok. Evdekiler bütün marketleri araştırıyor hangisi ucuzsa oraya gidip alışveriş yapıyorlar. Millet bitmiş durumda. Vatandaşın elinde harçlık kalmamış. Neyin hesabını yapıyorsun kardeşim? Kurban Bayramı geliyormuş, gelmesin kardeşim. Vatandaş kurbana uzaktan bakıyor. 15 bin lira maaş alan biri nasıl 15 bin liralık kurban alsın? 15 bin lira kiraya, 15 bin lira kurbana verecek. Sonra da vatandaş ayaklarını da yukarı dikecek. Bırakın bu işleri."

Whatsapp Görsel 2025 05 02 Saat 15.29.43 90F1F2C0Artvinli emekli Turgay Gümüşgöz, pazardaki fiyatların ulaşılamaz seviyelere geldiğini belirterek, "Domatesin kilosu 70 hatta 100 liraya çıkmış. Bursa’dan gelen zeytin burada 250 liraya satılıyor. Bir tabak çorba 100 lira, ekmek 15-20 lira olmuş. Emekli maaşıyla geçinmek mümkün değil" dedi.

Gümüşgöz, enerji fiyatlarındaki artışa ve art arda gelen zamlara da tepki göstererek, "Zam, zam, zam... Usandık artık yeter, bir an önce seçim olmalı" ifadelerini kullandı.

Bayraktutan TBMM’de Artvin’i Anlattı Bayraktutan TBMM’de Artvin’i Anlattı

Gümüşgöz sözlerine şöyle devam etti:

"Pahalılık çok fazla. Pazara gidip alışveriş yapamıyoruz. Domatesin kilosu 70 lira olmuş, hatta 100 liraya satılan da var. Örneğin, zeytin Bursa’dan geliyor. Orada kilosu 50 lira, buraya geliyor, buranın şartlarını bilen satıcı, vatandaşa 250 liradan satıyor. Bu yüzden pazardan alışveriş yapamıyoruz. Pazara gidip birkaç çeşit sebze alsan, zaten gücün yetmiyor. Bir tabak çorba olmuş 100 lira. Küçük bir tasla karın doyar mı? Zaten su gibi bir şey ona nasıl vereceksin 100 lira? Ekmek olmuş 15- 20 lira. Bu emekli maaşıyla geçinmek mümkün değil. Kira ödüyoruz, mutfak masrafları desen yetişemiyoruz. Doğal gaz pahalı, elektriğe yeniden zam yaptılar. Yani sürekli zam, zam, zam… Usandık artık. Bir an evvel seçim olması lazım.”

Ocak ayında yapılan zamlarla birlikte en düşük emekli maaşı 10.000 TL’ye çıkarılmıştı. Ancak TÜİK verileriyle hesaplanan açlık sınırı bile 16 bin lirayı aşarken, yoksulluk sınırı 50 bin liraya dayandı. Emekliler, maaşlarının yalnızca kiraya ya da temel gıdaya yettiğini, ay sonunu getiremediklerini söylüyor.

Gümüşgöz, verilen bayram ikramiyesiyle kurban kesmenin hayal olduğunu belirterek, "Verdikleri o parayı kendileri alıp yesinler. Kendi maaşlarını bize versinler, bizim maaşlarımızla da kendileri geçinsinler bakalım, geçinebilecekler mi? Haftada bir araba değiştiriyorlar, ciplerde geziyorlar ama vatandaşı düşünen yok. Halk olarak mağduruz" dedi.

Whatsapp Görsel 2025 05 02 Saat 15.29.42 Fee7A082Hayat pahalılığından yalnızca emekliler değil, çalışan kesim de derinden etkileniyor. Artvin’de taksicilik yapan Ferdi Usta da yaşadığı ekonomik sıkıntıyı şu sözlerle dile getirdi:

“Günlük kazancımızla sadece mazotu karşılayabiliyoruz. Sabahın köründe kontak açıyoruz, gece yarısına kadar direksiyon sallıyoruz ama evimize götürdüğümüz para yok denecek kadar az. Bir depo mazot 2 bin liraya dayanmış. Yolcu desen azaldı, insanlar artık taksiye binmeye korkuyor. Herkes yürümeye çalışıyor ya da tanıdığından araba rica ediyor. Biz de müşteri bekleyerek saatlerce boşta kalıyoruz. Eskiden öğleye kadar birkaç sefer yapardık, şimdi bütün gün boş geziyoruz. Ay sonunu getirmek mümkün değil. Kendi işimizin patronuyuz derlerdi, patron değil köleyiz. Yani buradan hükümete sesleniyorum: Ya bu milletin halini görün. Çünkü vatandaşın artık dayanacak gücü kalmadı.”

Türkiye genelinde ekonomik sıkıntıların derinleştiği bu dönemde, alım gücü düşen milyonlarca yurttaş gibi Artvinliler de aynı soruyu soruyor: “Bu maaşlarla nasıl yaşayacağız?” Verilere göre sadece gıda değil, ulaşımdan barınmaya, sağlık harcamalarından temizlik ürünlerine kadar neredeyse her kalemde yıllık bazda yüzde 100’ü aşan zamlar yaşandı. Özellikle dar gelirli kesimlerin, başta emekliler ve asgari ücretlilerin, bu ekonomik tabloda nefes alacak alanı kalmadı.

Yurttaşların geçim çığlığı her geçen gün daha yüksek sesle yankılanıyor. Sokakta, pazarda, evde ve işyerinde ortak cümle aynı: “Geçinemiyoruz.”

Editör: ALİ ERAY ÇELİK