Sırttaki öne eğikliğin normalin üzerine çıkması (50-60 dereceden fazla olması) ya da beldeki çukurluğu düzelmesi (15 derecenin altına inmesi) ya da kaybolması durumunda kifoz ortaya çıkıyor. 

Omurgaya arkadan baktığımız zaman omurların birbiri üzerine diziliminden oluşan ve kafa ile leğen kemiğinin tam ortasından geçen bir izdüşümü olan düz bir kolon olduğunu görürüz. İnsan omurgasına yandan bakınca ise böyle bir düz hat olmadığını ve omurların her birinin birbirleri ile bir açı yaparak oluşturduğu fizyolojik birtakım eğrilikler olduğunu görürüz. Örneğin göğüs, sırt bölgemizde bir kifoz (kambur) varken bunu izleyen bel bölgemizde bir çukurluk vardır.

İnsanların göğüs, sırt bölgesindeki kifoz kişiler arasında çok geniş bir farklılık gösterir. Bir başka deyişle sizin de etrafınızda gözlediğiniz gibi, bazı insanlar daha kambur dururken bazıları daha dik durmaktadırlar. Bu kamburluğun fizyolojik olarak kabul edilen ölçüsel bir sınırı vardır. İnsanın rahat ayakta durduğu pozisyonda çekilen yan radyografisinde yapılacak bir açı ölçümünde, bu sınır 20 derece ile 55 derece arasında değişmektedir. Yani 20 derece kifozu olan bir insanın da, 55 derece kifozu olan bir insanın da kifozları normal sınırlar içinde kabul edilir. Dolayısıyla bir ailenin herhangi bir bireyinin diğer bir bireyden daha az ya da daha fazla kambur olması son derece normaldir.

Fizyoterapist Berkant Ketenci, kifoz hakkında önemli bilgilerde bulundu. Ketenci, “Bu gibi sorunlara ek olarak boyun, omuz, sırt, bel, kalça gibi vücut bölümlerinde ciddi ağrılar yaşanabilmektedir. Yine bu vücut bölümlerinde bazı kas gruplarının aşırı gergin oluşu, bazı kas gruplarının kuvvetsiz olulu gibi parametrelere bağlı kas ve eklemlerde deformasyon ve açısal sapmalara rastlayabiliriz” dedi.

Ketenci, kifoz ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Halk arasında “Kamburluk” olarak bilinen “Kifoz” omurgada öne doğru eğilme sonucu sırtta geriye doğru oluşan çıkıntıya verilen addır. Ailevi etkenlere bağlı doğuştan olabileceği gibi duruş bozukluğu başta olmak üzere bir çok sebebe bağlı sonradan da oluşabilmektedir.

Omurga çok fazla öne doğru eğildiği zaman vücut ağırlık merkezinin dengelenmesi amacıyla sırt bölgesi geriye doğru çıkıntı yapmak durumunda kalır. Bunumla beraber bel ve boyun bölgelerinde olması gereken kavimler kaybolup düzleşme yönünde eğilim gösterir. Dolayısıyla kamburluk, omurganın diğer bölümlerinde de eğrilikleri beraberinde getirir. Bu durum görsel açıdan kişide rahatsızlık ortaya çıkartmak bir tarafa dursun fizyolojik açıdan çok daha fazla problemi beraberinde getirebilir.

İlerlemiş kamburluk durumunda kalp ve akciğerler ciddi baskı altında kalacağı için kalp-akciğer problemleri, aynı şekilde diğer karın içi organlar da baskılanacağı için bu organlarda da problemler görmek mümkündür.

Akciğerler ciddi baskı altındaysa derin nefes alıp vermede problem en çok gözlemlediğimiz sorunlar arasındadır.

Bu gibi sorunlara ek olarak boyun, omuz, sırt, bel, kalça gibi vücut bölümlerinde ciddi ağrılar yaşanabilmektedir. Yine bu vücut bölümlerinde bazı kas gruplarının aşırı gergin oluşu, bazı kas gruplarının kuvvetsiz olulu gibi parametrelere bağlı kas ve eklemlerde deformasyon ve açısal sapmalara rastlayabiliriz.

Tanı konma aşamasında gözle tanı koymak mümkün olduğu gibi, MR röntgen gibi ileri tetkik yöntemleri de kullanılabilmektedir.

Okullar Açıldı: Veliler Enflasyon Kıskacında Okullar Açıldı: Veliler Enflasyon Kıskacında

Tedavi noktasında öncelik fizik tedavi olurken çok ilerlemiş ve donmaya gitmiş vakalarda cerrahi yöntemler tercih edilebilir. Fizik tedavi noktasında kaslara ve eklemlere yönelik manuel terapi uygulamalarıyla kasların rahatlatılıp eklemleri hareket kabiliyetinin artırılması ana hedeftir. Tüm bunlara ek olarak elde edilen kazanımların korunması ve ilerletilmesi amacıyla kişiye özgü planlanmış yoğun egzersiz programları oldukça önemlidir.

Detaylı bilgi ve değerlendirme için ofisimi ziyaret edebilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.”

Ali Eray ÇELİK

Editör: Haber Masası