Artvin Merkez ve Murgul'da Eğitim Öğretime Ara Verildi Artvin Merkez ve Murgul'da Eğitim Öğretime Ara Verildi

Müftü Demir, konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’den “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zâriyat, 56) ayetini hatırlatarak, insanın en önemli vazifesinin Allah’a kulluk etmek olduğunu ifade etti. Bunun yanı sıra, yeryüzünü imar ve ihya etmenin de insanın görevleri arasında olduğunu belirtti.
İnsanın varlığının anlam kazanması için yaratılış gayesine uygun yaşaması gerektiğini söyleyen Demir, insanın dünya hayatındaki en büyük sınavlarının şeytan, nefis ve dünyaya aşırı bağlılık olduğunu dile getirdi. 
Demir, açıklamasına şu sözlerle devam etti; “Emrine amade kılınan insan bu araçlarla Rabbine kulluk edecek, O'nun adına yeryüzünde adaleti ve hakkı hakim kılacak, yine O'nun adına yeryüzünü imar ve ihya edecektir. Bu gayeye hizmet ettikçe de Rabbinin katında şeref ve izzeti artacak, O'nun rızasına mazhar olacak ve yine O'nun cemal ve cennetiyle müşerref olacaktır. 
Kur'ân-ı Kerim'deki tüm emir ve yasaklar, tavsiye ve örnekler, hepsi insanın yaratılış gayesine uygun yaşamasını sağlamaya dönüktür. Bu gayeyi gerçekleştirmesi önünde en büyük engeller ise şeytan, nefis ve dünyaya aşırı bağlılıktır.
Şeytan, insanın Rabbine yönelik kulluğunu unutturmayı, nefis kendisine hazzı put yapmayı, dünyaya aşırı bağlılıkta insanın sadece kendisini düşünmesini önceler ve vesvese olarak bunu telkin eder. Bu iğvalara kapılan insan da hem Rabbini hem de yaratılış gayesini unutur. Bunları unutan insanın ise ne dünyaya ne de insanlığa faydası vardır. İşte bu durum hüsran dediğimiz akıbetle sonuçlanacak bir felakettir. Oysa Rabbimizin bize olan ihsan ve ikramı, sevgi ve merhameti o kadar fazladır ki, bunları saymaya kalksak asla saymaya güç yetiremeyiz. (Nahl, 18) 
Buna rağmen, şeytanın aldatmasıyla Rabbini ve yaratılış gayesini unutan insan önce nankörleşir, sonra da kendi kendine yeterli olduğunu zannetmeye başlar.
Halbuki insan, Allâh’ın en güzel şekilde yarattığı ve bütün organlarını tastamam yaptığı, ruhundan üfleyerek şereflendirdiği, tertemiz rızıklar verdiği, yaratılmışlara üstün kıldığı ve şan şeref sahibi yaptığı, yaratılan her şeyi istifadesine sunduğu varlıktır. Vahiy, peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle doğru yolu gösterdiği, iradeli ve bilinçli olarak iman ve ibadet etmesini istediği, iyilik yapanları mükâfatlandırıp kötülük yapanları cezalandıracağı ve sorumlu kıldığı varlıktır. Bilmediği şeyleri kendisine öğrettiği, tertemiz fıtrat üzere yarattığı ve değiştirilmesini arzulamadığı, şah damarından daha yakın olduğunu bildirdiği varlıktır.
Tüm bu güzelliklere ve güzel nimetlere mazhar olan insanın yapması gereken en önemli şey ise, Allâh’a kul olması ve yaratılış gayesini asla unutmamasıdır.”

Editör: AYŞE ÖZDER