Hyaluronik asitin en önemli yararının doku hücreleri içerisinde yer alan suyu hapsederek eklemler ve kaslar gibi vücudun hareketli kısımlarını yağlı ve gözleri nemli tutmak olduğunu ifade etti.
Gizem Tekin, “Ciltte nem dengesini koruyan hyaluronik asidin vücuttaki miktarı azalmaya başladığında ciltte kırışıklık, sarkma ya da ince çizgi gibi yaşlanma belirtileri görüldüğü için güzellik ve kozmetik alanında ciltbakım ürünlerinde, estetik uygulamalarında da kullanılmaktadır” dedi.
Hyaluronik Asit hakkında bilgiler veren Tekin, “Doku ve eklemlerde oluşan baskı gücüne karşı koymada, yaralanan bölgelerin tamiri esnasında görev yaptığı düşünülmektedir. Embriyonik gelişme esnasında boşlukları doldurucu olarak da önemli görev yapar. Çok hızlı ve kolay üretilir. Çok az miktardaki hiyaluronan su ile birlikte çok büyük hacim işgal eder. Hyaluronik Asit doku tamiri sırasında salgılanır. Glukozamin, hyaluronik asit sentezi için bir substrattır” şeklinde konuştu.
Tekin, cerrahi veya travmada hem birkaç gün önce hem de birkaç gün sonra oral glukozamin kullanılmasının, yarada hyaluronik asit üretimini arttırdığı, iyileşmeyi hızlandırdığı ve skar oluşumu ile ilişkili komplikasyonları en aza indirdiği bildirilmekte olduğunu aktardı.
Tavuk kemiği iliğinde, karides ve ıstakoz gibi hayvanların kabuklarında doğal olarak bulunan bir madde olduğunu kaydeden Tekin, “Hyaluronik asit vücut tarafından üretilmektedir ve besinlerde hazır olarak bulunmaz. Ancak hyaluronik asit üretimini arttırmak için tüketilebilecek besinler vardır” dedi.
Tekin, Hyaluronik asit üretmek için gerekli yapı taşlarını içeren besinleri şöyle sıraladı: “Hayvansal ürünlerde bolca bulunur. Örneğin, tavuk, et suyu, kırmızı et gibi. Yeşil biber, limon, portakal, elma, muz, şeftali, armut, soya ürünleri, patates, nişasta içeren sebzelerde bolca bulunur.”
Ayla ALKAN