Hopalı kadınlar “Aile yılı değil, kadın yılı patriyarkayı yıkana kadar feminist mücadeledeyiz” diyerek Hopa belediyesi önünde bir araya geldi.

8 Mart’ta Kadınlardan Fotoğraf Sergisi 8 Mart’ta Kadınlardan Fotoğraf Sergisi

Etkinlik, ilçede gerçekleşen bisiklet turunun ardından Belediye binası önünde toplanan kadınların İnönü Caddesi'nde yürüyerek tekrar Belediye önüne dönmeleriyle devam etti. Kadınlar, yürüyüş boyunca "Yaşasın feminist mücadelemiz!", "Erkek devlet yıkacağız elbet!", "Kadınlar yürüyor, mücadele büyüyor!", "Devlet elini bedenimden çek!", "Kadınlar var, umut var!" sloganları attı.

Hopalı kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Yarensu Ustabaş, 8 Mart'ın tarihsel anlamına dikkat çekerek şunları söyledi: “8 Mart, 1857 yılında Amerika'nın New York şehrinde düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı koşullara karşı direnen kadın işçilerin mücadelesinin simgesi haline gelmiştir. Ancak bugünün anlamı sadece geçmişteki direnişle sınırlı kalmamalıdır. Bugün, kadınlar yoksulluk ve güvencesizlikle mücadele ediyor, toplumsal yaşamdan dışlanıyor ve şiddetle karşı karşıya kalıyor. Bizler, şiddet ve cinayetlere karşı direnişimizi sürdürmeye devam edeceğiz."

Hopalı Kadınlar (6)

Ustabaş, iktidarın "aile yılı" ilan etmesine de tepki göstererek, "Kadın cinayetlerinin çoğu, en yakınlarımız, aile içindeki erkekler tarafından işleniyor. Kadınları şiddet ortamına hapsetmeye çalışan bu zihniyete teslim olmayacağız” dedi.  Eğitim politikalarındaki gerici ve cinsiyetçi yaklaşımlara da değinen Ustabaş, "Kız çocukları erken yaşta evliliğe, ev içi görevlere ve itaate zorlanıyor. Bizler, laik ve bilimsel eğitimi savunarak, kadınların özgür bireyler olarak yetişmesini engellemeye çalışan gericiliğe karşı duracağız" diye konuştu.

Hopalı kadınlar adına basın açıklamasına devam eden Fatma Biçer, şu ifadelere yer verdi; “Kadın cinayetleri, kadına ve çocuğa karşı işlenen suçlar her geçen gün artarken, kadınları korumayı değil, faili cesaretlendirmeyi, ödüllendirmeyi seçen iktidar, 2025'i aile yılı ilan ederek kadınları maruz bırakıldıkları şiddet ortamına hapsetmeye çalışıyor. Oysa öldürülen kadınların büyük bir kısmı en yakınlarındaki yani ailelerindeki erkekler tarafından öldürülüyor. Kadınların her türlü şiddete maruz bırakıldığı 'kutsal ailenin' devamlılığını sürdürmeye çalışan zihniyetinize teslim olmayacağız. Ailenin bekası için kadınların boşanması zorlaştırılıp uzlaşma sistemi getirilirken her seferinde 'süresiz nafaka' diye çarpıtılarak hedef gösterilen, elimizden alınmaya çalışılan haklarımızdan da vazgeçmiyoruz. Kadınların, LGBTİ+'ların, çocukların eşit yaşam hakkını ellerinden almaya çalışanlara itaat etmiyoruz. İktidarın dayattığı hetero normatif aile düzeninin dışında kalan herkesi gayri meşru ilan etme çabalarına rağmen "Aileniz batsın" demeye devam edeceğiz.

Kadınların özgürlüğünün ve eşit yurttaşlık hakkının güvencesi olan laikliği savunmaya devam edeceğiz. Bugün eğitim politikaları, gerici ve cinsiyetçi uygulamalarla şekillendirilerek, kız çocukları erken yaşta evliliğe, eve ve itaate zorlanıyor. Karma eğitime karşı saldırılar, dini vakıflarla imzalanan protokoller ve bilim dışı müfredatlarla kadınların eşit bireyler olarak yetişmesi engelleniyor. Laik ve bilimsel eğitimi savunmaya ve kadınların özgür birey olarak yaşaması için gericiliğin karşısında durmaya devam edeceğiz. Tüm dünya kadınlarının kesintisiz sürdürdüğü özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesinin eş zamanlı sokaklara döküldüğü günün adı olan bu 8 Mart, bizler için kadın mücadelemize olan inancımızla onurlu barışı örmenin 8 Mart'ı olacaktır. Kadın özgürlük mücadelemizin mayasında savaşsız, şiddetsiz, sömürüsüz bir yaşam vardır. Savaşa karşı direniş ve mücadele vardır. Çünkü bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; tarihin hangi döneminde olursa olsun savaşlardan en çok kadınlar etkilenmiştir. Kadınlar için savaş demek; yoksulluk, işsizlik, erkek şiddeti, bedeninin ve emeğinin sömürülmesi, göçmen ve mülteci olmak demektir. İşte tam da bu nedenlerle en çok biz kadınlar savaşa karşı duranlar olmalıyız.

Yoksullaştırma politikaları, aile politikaları ve erkek şiddeti karşısında çare dayanışmamız, çare örgütlülüğümüz, çare feminist mücadelemiz. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Türkiye'nin dört bir yanında kadınlar olarak haklarımız ve hayatlarımız için yine sokaklardayız. 8 Mart'ta sokaklardayız; çünkü kadın sağlığını daha fazla nasıl doğuracağımızdan ibaret gören iktidarın karşısında parasız, nitelikli ve erişilebilir sağlık hakkımızı istiyoruz. 8 Mart'ta sokaklardayız; çünkü gericiliğe karşı laiklik mücadelesinin sesini yükselteceğiz. Tarikatların ve cemaatlerin gerici kadın düşmanı politikalarına karşı laik, eşit, özgür bir memleket istiyoruz. 8 Mart'ta sokaklardayız; çünkü kadın katilleri, tacizciler, tecavüzcüler elini kolunu sallayarak yürürken, ceza indirimleri alırken susmaya niyetimiz yok. Failleri koruyan erkek adaletin karşısında gerçek adaleti istiyoruz. 8 Mart'ta sokaklardayız; çünkü en güvencesiz, ucuz, esnek işlerde kadınlar olarak biz çalışıyoruz. Güvenceli çalışma hakkımızı istiyoruz. 8 Mart'ta sokaklardayız; çünkü ev içi emeğimiz sömürülüyor. Kamusal hakkımız olan nitelikli ve parasız kreşler, yaşlı bakımevleri istiyoruz. 8 martta sokaklardayız; çünkü erkek egemen bu dünyanın bize bir yaşam borcu var. Haklarımızı sokaklarda direnerek kazandık. Dayanışma ve mücadele ile korumayı sürdüreceğiz. Biz kadınlar birbirimizin çaresiyiz! Başını dik umudunu diri kız kardeşinin elini sıkı tut! Yaşamak için feminist mücadeleye! Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması! Yaşasın Mücadelemiz!.”

Hopa’daki coşkulu etkinlik, kadınların bir araya gelerek seslerini duyurdukları, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin simgesi haline geldi. Kadın dayanışmasının gücüyle toplanan kadınlar Hopa Belediye meydanında gerçekleştirdikleri horon ile etkinlik sona erdi.

Hopalı Kadınlar (7)Hopalı Kadınlar (5)Hopalı Kadınlar (4)Hopalı Kadınlar (3)Hopalı Kadınlar (2)

Editör: Ümran Kara