TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve Başkan Yardımcısı Meral Gezgin, Maden Mühendisleri Odası eski Başkanı Mehmet Torun, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve yönetim üyeleri, TEMA Vakfı Artvin Temsilcisi Öğr. Gör. Kübra Elif Bağrıyanık Yukarı Maden Köyündeki (Hod) madeni inceledi.
Ataç, şu ifadeleri kullandı;
“Sadece Artvin değil, sadece Ordu değil, şu anda Türkiye’nin her tarafı bu konuda çok ciddi risk altında bu altın madenlerinin sayısı hızla artacak. Bunlar bittikten sonra kalanla biz ne yapacağız? Şimdi İliç’i düşünün şimdi biz İliç’i ne yapacağız Fırat’ın kenarında milyonlarca ton siyanürü bulaşmış toprakla orada aylardır duruyor ve bütün su kaynaklarımıza yağmurlar yağdığında üstten biz her tarafa bunu ulaştırıyoruz.
Şu anda bu kadar küçük terörler için ülkemizde bu kadar güzel bir coğrafyayı riske atmayı açıkçası biz anlayamıyoruz ve burada bir ciddi bir karar hatası olduğunu düşünüyoruz. Bütün buna yani ucundan orasından, burasından karar sürecine katılan herkesi gerçekten dikkatli olmaya ve bu kararlarını defalarca gözden geçirmelerini diliyoruz. Aksi halde bunun altından bunun günahının altından kimse kalkamaz.”
Artvin için çok tedirgin olduğunu belirten TEMA Vakfı Artvin İl Temsilcisi Kübra Elif Bağrıyanık, yapılan incelemelerin sonucunda şu ifadeleri kullandı;
“TEMA Vakfı’nın maden çalışmalarıyla ilgili yayınlamış olduğu youtube kanalımızda bir tane kısa film var. Bunu bütün herkesin izlemesini istiyorum. Çünkü şu anda bu da o filmde gösterilen aşamalardan sıyırma işlemi aşamasındayız. Yani şu an burada madencilik çalışmalarına başlayabilmesi için gördüğümüz gibi alanında yüzeyde sayıma başlanmış galiba. Fakat tabii bu işlemi yapılabilmesi için önce belli yolların ve yolların açılması lazım. Beni dehşete düşüren şey şu oldu, daha çalışmam bile başlamış ama burada kendi ördükleri duvar yıkılmış. Bugün daha bu duvarı ödemeyenler acaba içerisinde bu kadar zehirli atıkların yapılabileceği, kullanılacağı bir maden işletmesinde süreci nasıl yönetecekler? Burada iş güvenliği, çevre güvenliği, doğa nasıl korunacak ve bununla ilgili denetimler gerçekten yeterince yapılabilecek mi? Yani şu görüntü beni şu anda gerçekten dehşete düşürdü.