DSİ Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda ayrıca Bölge Müdürleri, İl Müdürleri, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Çalışma Grubu Sorumluları ve diğer yetkililer de hazır bulundu.
Vali Cengiz Ünsal yaptığı konuşmasında; “Su verimliliğini, su politikalarının sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını, içme ve kullanma suyu güvenliği planlarının hazırlanmasını sağlamak; havza ölçekli yönetim planlarına katkıda bulunmak; su kaynaklarının bütüncül havza yönetimi anlayışı ile korunması ve etkin yönetimine yönelik uygulamaların izlenmesi ve değerlendirilmesi çalışmalarını yürütmek amacıyla bugün sizlerle bir araya geldik.
Su; başta insanoğlu olmak üzere bilinen tüm yaşam formları için gerekli ve vazgeçilemez bir yapı taşıdır. Ancak bahşedilen nimetler içerisinde en önemli yaşam nimeti olan su kaynakları, gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada küresel iklim değişikliği, kuraklık, hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşme, plansız sanayileşme gibi faktörlerden olumsuz etkilenmekte, yaşanan bu durum ise sağlığımızı ve geleceğimizi büyük oranda tehdit etmektedir. Bugün dünyada 1,5 milyar insanın temiz su kullanımı ve içme suyuna ulaşması mümkün olmuyor. Dünyada 8 milyar civarında insan yaşamakta olup bunun yüzde 20 ‘ye yakın bir kısmı temiz suya ulaşamıyor. Bunların temiz suya ulaşamamasında tabi ki birtakım organizasyon eksikliklerinin olması muhakkak ama bir taraftan belki de suyu bol bulup bol harcayan ya da bol bulmadığı halde bol harcayan insanların da vebali vardır.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan ve doğal göl bakımından zengin olan cennet vatanımız sanılanın aksine su zengini bir ülke olmayıp maalesef küresel ölçekte yaşanan iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. 25 akarsu havzasına sahip ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarının 1.297 m3 mertebesinde olduğu göz önüne alındığında ise su zengini bir ülke olmadığımız aşikardır. Su tüketimi ve ihtiyacı her geçen gün artmakta, su kaynakları ise hızla tükenmekte ve kirlenmektedir. Türkiye’nin enerji deposu olan ilimiz sınırları içerisindeki Çoruh Nehri üzerinde bulunan Deriner, Yusufeli, Borçka, Artvin ve Muratlı barajlarımız, ülkemizin enerji ihtiyacına büyük oranda katkı sağlamaktadır. Sahip olduğumuz bu eşsiz kaynakların akılcı ve sürdürülebilir kullanılması, havza ölçeğinde planlanması ve yönetilmesi gerekmektedir. Sosyal, ekonomik ve ekolojik hedeflerin dengesini gözeterek gerçekleştireceğimiz çalışmalar sadece içme suyu temini ve atık suların arıtılması ile sınırlı olmayıp; tarımsal sulama, taşkın koruma, enerji üretimi, gıda güvenliğinin sağlanması ve kuraklık yönetimi gibi birçok unsuru da kapsayacaktır. Ülkemizin en çok yağış alan bölgesinde yer alan ilimizde suyun afetten önce rahmet, bereket, nimete dönüşmesi ve gelecekteki yaşam depolarımız olan yeraltı kaynaklarımızın korunması için bireysel ve sektörel bazda sürdürülebilir su yönetimi üzerinde hassasiyetle duruyoruz.
Günümüzde su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve bilinçli kullanılması, insanlığın önünde alternatifsiz bir yol olarak durmaktadır. Bizler de binlerce yıldır bereketli Anadolu topraklarını besleyen bu zengin kaynağın sınırsız olmadığı; azalmasının, kirlenmesinin veya erişilememesinin birçok ekonomik ve sosyal sorunu da beraberinde getireceği idrakinde olmalıyız. Yağmur yağmasını istiyoruz ancak yağmurun rejimini biz belirleyemeyiz. Suyun rejimini, kullanılabilir hale gelmesini ve denizlere zarar vermeden ulaşmasını sağlamak bizim planlamamızın temelini oluşturuyor. Akan suyun afet olmaması için iyi bir yönetim şart. Akan su, doğru yönetildiğinde büyük bir nimettir. Dünyanın istikrarı ve refahı açısından büyük öneme sahip suyun değerinin ve hayatiliğinin anlaşılması, etkileri gittikçe daha fazla hissedilen iklim değişikliği ve küresel ısınmanın bedelini gelecek nesillerin ödememesi için bizlere emanet edilen bu doğal kaynağı verimli ve yerinde kullanmalı, israf etmekten kaçınmalıyız." dedi.
Toplantıda; Yönetim Planı ve Taşkın Tahmini, Risk Alanlarının Tespiti, Su Yönetimi gibi alanlarda sunumlar gerçekleştirildi.
Artvin Valiliği
