Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından yayımlanan veriler arasındaki büyük fark, ekonomik gerçeklik konusunda kamuoyunda yeni tartışmalara yol açtı. TÜİK'e göre yıllık enflasyon yüzde 44,38 olarak hesaplanırken, ENAG verilerine göre bu oran yüzde 83,40 olarak belirlendi. Aralık ayında ise TÜİK, aylık enflasyonu yüzde 1,03 olarak duyururken, ENAG’a göre bu oran yüzde 2,34 oldu.

Artvin Ticaret Borsası Resmen Faaliyete Başladı Artvin Ticaret Borsası Resmen Faaliyete Başladı

Açıklanan veriler, halkın gündelik hayatına doğrudan etki eden gıda fiyatlarından kira artışlarına, enerji maliyetlerinden ulaşım giderlerine kadar pek çok alanda derin etkiler yaratıyor. Milyonlarca memur, kamu çalışanı, SGK ve Bağ-Kur emeklisi için belirleyici olan enflasyon rakamları, aynı zamanda maaş zamlarını da doğrudan etkiliyor.

TÜİK tarafından açıklanan yıllık enflasyon oranı yüzde 44,38 olarak belirlenirken, bağımsız araştırmalar yürüten ENAG’ın verilerine göre gerçek enflasyon yüzde 83,40 seviyesinde. ENAG’a göre, enflasyon sepetinde en yüksek fiyat artışı eğlence ve kültür alanında yaşanırken, lokanta, otel ve ev eşyası kategorilerinde de yüzde 5’in üzerinde fiyat artışları görüldü.

Ekonomi uzmanları, TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının, halkın pazarda ve markette hissettiği gerçek enflasyonla örtüşmediğini vurguluyor. TÜİK’in hesaplama yöntemlerine yönelik eleştiriler artarken, bağımsız enflasyon verilerinin daha gerçekçi olduğu görüşü yaygınlaşıyor. Halkın hissettiği enflasyon ile resmi rakamlar arasındaki uçurum, maaş zamlarının da tartışmalı hale gelmesine neden oluyor.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Artvin Merkez Gençlik Kolları Başkanı Arda Esen, enflasyon verileri ile maaş zamları arasındaki dengesizliğe dikkat çekti. Esen, "AKP iktidarının ekonomi yönetimindeki başarısızlıkları, halkın her geçen gün derinleşen sıkıntılarıyla daha da görünür hale geliyor. Ülkenin gerçek sorunlarını çözmek yerine, gündemi suni tartışmalarla meşgul eden iktidar, emek mücadelesi veren insanların yaşam savaşını görmezden gelmektedir" dedi.

Açıklamasında, TÜİK ve ENAG verileri arasındaki büyük farkın halkın mutfağında, pazarında ve cebinde çok daha sert hissedildiğini belirten Esen, "İktidar, enflasyon rakamlarını manipüle ederek, emekçinin, emeklinin ve işçinin hak ettiği maaş artışlarını engellemektedir. Memurlara ve memur emeklilerine yüzde 11, diğer emeklilere ise yüzde 15 oranında yapılan maaş artışları, artan hayat pahalılığı karşısında anlamını yitirmiştir. Vatandaş, maaşını cebine koyamadan borçlara, faturalara ve temel ihtiyaçlara harcamak zorunda kalırken, geçim sıkıntısı her geçen gün daha da derinleşiyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de ekonomik krizin etkileri her geçen gün daha fazla hissediliyor. Asgari ücretliler, emekliler, memurlar ve işçiler artan hayat pahalılığı karşısında geçinmekte zorlanırken, esnaf kepenk kapatıyor, çiftçiler tarlalarını ekemez hale geliyor. Gençler, iş bulma umudunu kaybederken, milyonlarca insan borç yükü altında eziliyor.

Hükümetin uyguladığı ekonomi politikaları, yolsuzluk ve rant ekonomisiyle birlikte gelir adaletsizliğini daha da derinleştiriyor. Kamu kaynaklarının lüks makam araçlarına, büyük saraylara ve yandaş şirketlere aktarıldığını belirten eleştirmenler, halkın refah seviyesinin her geçen gün geriye gittiğine dikkat çekiyor.

CHP’li Esen, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılara karşı mücadelenin kaçınılmaz olduğunu belirterek şu çağrıyı yaptı:

"Bu düzen, halkın umutlarını çalan, emeğini sömüren ve ülkenin geleceğini ipotek altına alan bir yapıya dönüşmüştür. Memurların, işçilerin, emeklilerin ve işsizlerin talepleri görmezden gelinirken, milyonların alın teri bir avuç zengin azınlığın cebine akıtılıyor. Kamu kaynakları ise lüks makam araçlarına, devasa saraylara ve yandaşlara verilen ihalelere harcanıyor.

Bu sistem, yalnızca gelir adaletsizliğini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal huzursuzluğu da derinleştiriyor. AKP’nin yanlış ekonomi politikaları, halkın geleceğini çalarken yoksulluğu bir kader haline getirmiştir. Ancak halk artık bu yalanlara inanmıyor. Pazar yerlerinde, marketlerde ve faturalarda hissedilen gerçekler, iktidarın pembe tablolarını yerle bir ediyor.

Milyonlarca emekçi, işçi, memur ve emekli, adil ve insanca bir yaşam istiyor. Bu ülke, yolsuzluğun, haksızlığın ve adaletsizliğin esiri olmamalıdır. Bu düzen böyle devam edemez! Halkın emeğini sömüren, adaleti hiçe sayan ve toplumun büyük kesimini yoksulluğa mahkûm eden bu yönetim anlayışına karşı durmanın vakti çoktan geldi ve geçmektedir. Daha adil, şeffaf ve halktan yana bir ekonomi yönetimi şarttır. Bu karanlık tabloyu değiştirecek olan, hakkını arayan, mücadelesinden asla vazgeçmeyen halk olacaktır. Bu ülkenin geleceğini, yalnızca emeğiyle var olan milyonlar inşa edecektir!"

Editör: ALİ ERAY ÇELİK