Gezi Parkı Direnişi’den yıllar sonra açılan davaların ardından birçok kişiye haksız ve hukuksuz şekilde cezalar yağdırıldı. Gezi tutukluları Tayfun Kahraman, Milletvekili Can Atalay, Mine Özerden ve Çiğdem Mater, hukuksuz bir şekilde tutuldukları cezaevindeki ikinci yıllarını geride bıraktı.

Gezi Direnişi’nin ardından açılan davalar sonucu “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmek” iddiasıyla Atalay, Kahraman, Özerden ve Mater hakkında 18’er yıl hapis cezası verildi. 2017’de tutuklanan hak savunucusu Osman Kavala’nın tutukluluk süresi ise 8’inci yılını doldurmak üzere.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Artvin Temsilcisi Hakan Yavuz, Gezi Davası'nda çıkan kararların ardından başlayan Adalet Nöbeti’nin ikinci yıl dönümünde www.gundemartvin.com İnternet Sitesine açıklama yaptı.

İki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik edildiğini ifade eden Yavuz, “TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay bu süreçte serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 2 yıldır, Osman Kavala ise 6 buçuk yıldır cezaevinde tutuluyor” dedi.

Alınan kararın sadece tutuklulara yönelik olmadığını aktaran Yavuz, “Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir” ifadelerini kullandı.

Gezi Davası Tutukluları İki Yıldır Tutsak-1Yavuz yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Her tarafı lime lime dökülen tek adam rejimi hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.

Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir.

Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlayarak, ülkenin bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihinler tarafından yönetildiğinin göstergesidir.

Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir.

Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, AKP’nin her tarafımızı saran gerici politikalarına itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz ne durdurabilirsiniz!

Bakan Murat Kurum’a Ziyaret Bakan Murat Kurum’a Ziyaret

Biz buradayız…

Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.

Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir.

Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi.

Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz…Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir. Mirasıdır. Geleceğidir.

Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz.

Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; Halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi’nin karşısında duramazsınız.

Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.

Bu hukuksuzluğa son verin. Arkadaşlarımızı serbest bırakın.”

Editör: ALİ ERAY ÇELİK