Toksöz, ülke genelinde geleneksel ve modern okçuluk olarak ata sporunun temsilinin yapıldığını, geleneksel okçuluğun kıyafetleri, atış stilleri, yarışmaların çeşitliliği ve barındırdığı manevi değerler açısından farklı yönlerinin bulunduğunu anlattı.
Geleneksel okçuluğun Türk tarihinde önemli bir yerinin bulunduğunu, ok ve yay kullanarak savaşlar kazanan, fetihler yapan, tarihe yön veren ecdadın torunları olduklarını dile getiren Toksöz, bu branşın 2019'da federasyonlaştığını anımsattı.
"Türk okçuluğunu geliştirme adına elimizden geleni yapıyoruz"
Toksöz, geleneksel okçuluğun son 30-40 yılda ele alındığını ancak herhangi bir kurumsal yapısı ve federasyonunun bulunmadığına değinerek, "Devletimizin sahip çıkması, federasyonlaşmasının gerçekleşmesiyle bizler de çocuklara, gençlere, tarihini öğrenmek isteyen evlatlarımıza fırsat doğurmak istedik." dedi.
Lisanslı sporcuları bünyelerine kazandırma, kulüplere tescil imkanı sağlama, hakem ve antrenör yetiştirme faaliyetleri yürüttüklerini aktaran Toksöz, geleneksel Türk okçuluğunu yaşatma adına çalışmaları sürdürdüklerini dile getirdi.
Toksöz, 5 yıllık federasyon olmalarına rağmen önemli mesafe katettiklerini vurgulayarak, "Bu süreçte yaklaşık 21 bin lisanslı sporcuya ulaştık. Kuruluş sürecinde yaklaşık 2,5 yıl salgınla mücadele ettik. O dönem faaliyetlerin çok az olduğu dönemlerdi. Bu sayının çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. 600'den fazla kulübümüz, 1000'e yakın antrenörümüz, 400'ün üzerinde hakemimiz var. Geleneksel Türk okçuluğunu geliştirme ve yaşatma adına elimizden geleni yapıyoruz." diye konuştu.
Metin Gazoz: "Geçmişimizden güç aldığımız için daha uzağa ok atabiliyoruz"
Türkiye Okçuluk Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi Metin Gazoz da geleneksel Türk okçuluğunun, temellerini Türk tarihinden alan ve hızla gelişen spor dalı olduğunu belirtti.
Bu kapsamda Türkiye'nin birçok yerinde yarışmalar düzenlendiğine hatırlatan Gazoz, "mutant atışı" denilen hedef atışı ve "menzil atışı" olan oku en uzağa atma yarışı klasmanlarının bulunduğunu kaydetti.
Düzce'nin bu sporun yapılması anlamında aktif illerden biri olduğuna dikkati çeken Gazoz, 15 gün önce Minikler Türkiye Şampiyonası'nın yapıldığını, geçen hafta sonu düzenlenen menzil yarışmalarına da hemen hemen her yaştan sporcunun katıldığını aktardı.
Gazoz, Türk okçuluğunun duyulmasında oğlu milli okçu Mete Gazoz'un önemli mihenk taşı olduğunu, onun başarılarının uzun yıllar boyunca anlatılacağını ifade etti.
Türk okçuluğuna geleneksel ve modern şeklinde bakmadığını vurgulayan Gazoz, şöyle devam etti:
"Kendi içinde 2 ayrı klasman gibi duruyor ama biz modernde geçmişimizden güç aldığımız için, ayaklarımız o kültüre bastığı için, daha ileriye, daha uzağa ok atabiliyoruz, daha bilimsel çalışabiliyoruz. Türk okçuluğunun temellerinden, modern anlamda bilimi ve malzeme bilgisini, fiziği, matematiği, metalürjiyi kullanarak olimpiyat şampiyonu çıkarmış bir ülkeyiz. Bakanlığı, federasyonu olan büyük bir camiayız ve bu sayede geniş kitlelere ulaşabiliyoruz."
Gazoz, özellikle Okçular Vakfı'nın kurulmasıyla unutulan geleneksel okçuluk kültürünün yeniden ateşlendiğini dile getirdi. Her yaştan insanın bu sporu yapabildiğini anlatan Gazoz, "Çok ciddi kas yapılarının çalışmasına gerek yok aslında. Herkesin keyifle yapabileceği spor dalı. İlgiden son derece memnunuz, katılım gayet güzel. Her yaştan insanın buraya gelerek yayı gerip ok atması güzel bir şey. Ben de yarışıyorum burada, her yaştan insanımızın da gelerek burada yarıştığını görmek güzel." ifadesini kullandı.