ARTVİN

Futbol seyirciliğinden holiganizme uzanan çizgi-2

Holiganizm; kimlik yitimi ve tek kimlik sahibi olma açısından önemli bir kimlik sorunu olarak kabul edilmektedir

Abone Ol

Fanatikliğini şiddet boyutuna taşıyan, çevreye zarar verme eğilimi olan ve azgınlık olarak nitelendirilen aşırı davranışlarda bulunmayı normal karşılayan bireyler holigan olarak tanımlanmaktadır. Bu bireyler kendilerini takımlarına ölesiye bağlı olarak nitelendirirler ve vandalizme varan boyutta olan davranışlarını olağan bir durum olarak değerlendirirler. “Futbol holiganlığı” kavramı ise; bireylerin bağlı oldukları takımlarına rakip olan takıma ve taraftarlarına, sadece maç esnasında değil, maçtan önce veya sonra yaptıkları asi ve yıkıcı davranışları olarak tanımlanmaktadır.

Dünya’da yaşanan holiganizm olaylarına baktığımızda 1964’de Lima (Peru)’da 24 Mayıs günü Tokyo Olimpiyatları eleme grup karşılaşması olan Peru-Arjantin maçı sırasında hakem, ev sahibi takımın golünü iptal edince tribünde olaylar çıkmış, 320 kişi ölmüştür. 1984’de Cali (Kolombiya)’da Pascal Guerrero Stadı’nda 17 Kasım günü Cali ve Amerika maçı sonunda çıkan olaylarda 24 kişi ölmüştür.  1985’de yılında Belçika’nın Heysel stadında oynanan Liverpool ve Juventus maçı esnasında çıkan olaylarda 39 kişi hayatını kaybetmiştir.  1967’de yılında Türkiye’de 17 Eylül günü Kayserispor ve Sivasspor maçında çıkan olaylar sonucunda 43 kişi ölmüştür. 2012’de yılında Mısır’da 1 Şubat günü Al-Masry Club ve Al-Ahly SC takımları arasında oynanan futbol maçı sonrasında çıkan olaylarda 74 kişi yaşamını kaybetmiştir. 2001’de yılında Gana’da Hearts Oak Sporting Club ve Asante Kotoko arasında oynanan maçtan sonra yaşanan olaylar sonucunda 127 kişi hayatını kaybetti. 1964’de yılında Peru’da Peru ve Arjantin arasında oynanan maçta yaşanan olaylarda 318 kişi hayatını kaybetti. 1968’de Arjantin’de boca juniors ve river plate arasında oynanan maçta yaşanan olaylarda 74 kişi hayatını kaybetti.

Psikolog Tunas Merttük, “Futbol seyirciliğinden holiganizme uzanan çizgi” yazı dizisinde holiganizm hakkında detaylı açıklamalarda bulundu.

Merttürk konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Futbol müsabakaları kapsamında holiganizm kavramına bakıldığında bir ya da birden fazla bireyin, futbol müsabakası ile ilgili olarak stadyuma giden güzergâhlarda, stadyumda ya da taraftarların toplanma yerlerinde genel asayişi bozmaya yönelik eylemleri olarak tanımlanabildiğini belirten Merttürk, “Holiganların bu eylemlerdeki amaçlarının, kendileri tarafından, karşı takımın ve taraftarlarının huzurunu bozmak, odağını dağıtmak ve maça daha dayanıksız çıkmalarını sağlamak olduğu söylenmektedir.”

Holiganlığın nedenleri araştırıldığında holigan bireylerin taraftarlık adı altında ve bir anlamda da futbolu kullanarak, yaşadıkları kimlik sorunlarını ya da sosyal yaşama yönelik tepkilerini ortaya koydukları görülmektedir. Yani kişiler aslında kendi problemlerinin yarattığı gerginliği bu şekilde ortaya dökmekteler. Dolayısıyla da holiganizm; kendisini sadece bir futbol sorunu olarak değil, sosyolojik ve psikolojik bir sorun olarak ortaya koymaktadır.

Çeşitli makalelerde holiganların nasıl tanımlandıklarına bakarak genel olarak holiganların özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.

Arıkan ve Çelik’in 2007’de yazdıkları “Futbolda Şiddet ve Polis” isimli makalesinde holiganlar, antisosyal kişilik yapısına sahip olmak bakımından sosyal yaşama uyum sağlayamayan bireyler olarak tanımlanmıştır.

Demirel, Karahan ve Ünlü’nün 2007’de yazdıkları “Farklı Üniversitelerdeki Spor Taraftarlarının Takımları ile Özdeşleşme Düzeyleri” isimli makalelerinde holiganlar; gerçekleştirdikleri şiddet davranışlarının sonuçlarından utanmadıkları ve pişmanlık duymadıkları için, bu kapsamdaki davranışları tekrar tekrar gerçekleştirme eğilimi gösteren bireyler olarak tanımlanmıştır.

Rona’nın 2003’te yazdığı “Futbol Müsabakalarında Şiddet Olaylarına Karışarak Adli Kayıtlara Geçen Seyircilerin Psiko – sosyal Analizleri Üzerine Bir Araştırma” tezinde holiganlar, sorumluluk bilincine sahip olmayan bireyler olarak tanımlanmıştır.

Dünyada ve Ülkemizde Holiganizm – Futbol İlişkisi

Holiganizm olgusunun, futbol taraftarlarının fanatiklik düzeylerine göre farklılık gösterdiği belirtilmektedir. Fanatiklik düzeyinin arttıkça holiganizm düzeyinin de arttığına dair bulgular bulunmaktadır. Bununla birlikte futbol taraftarlarının holigan davranışlar sergilemelerinin temelinde; sosyolojik, psikolojik, sosyo – ekonomik, sosyo – kültürel, politik ve coğrafi birçok değişik etmenin yer aldığı ifade edilmektedir.

Giulianotti’ye (1995) göre de futbol taraftarlarının holigan davranışları genel olarak; aşırı alkol alımından, bireyin model aldığı futbolcuların ya da teknik direktörlerin çok sinirli yaklaşımlar sergilemelerinden, sosyal yaşamda sıklıkla engellemelerle karşılaşılmasından ve aile ve/veya arkadaş grubunda sıklıkla sorunlar yaşanmasından kaynaklanabilmektedir. Yani Giulianotti’nin açıklamasından da anlaşılacağı üzere holigan davranışların bireysel ve çevresel birçok sebebi olabilmektedir.

Ülkemizde ise gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, futbol taraftarlarının holiganizm davranışlarının temel nedeninin alkol olduğu görülmüştür. Üç büyük futbol kulübünü (Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş) kapsayan araştırmalar doğrultusunda, futbol taraftarlarının % 28,3’ünün düzenli olarak ve % 45’inin maç günü alkol kullandıkları bulgulanmıştır.

1986 yılında yapılan bir araştırmaya göre; futbol kulüplerinin ya da profesyonel futbol takımı sahibi olanların, futbol pazarından daha fazla pay alabilme arzusu gütmeleriyle birlikte futbol ticarileşmiş ve bu ticarileşme ile beraber futbol kulüplerinin ya da profesyonel futbol takımı sahibi olanlar futbol taraftarlarını daha fazla fanatizme ve şiddet davranışları anlamında holiganizme yöneltmişlerdir. Bu sebeplerle de holganizm artmıştır.

Sosyal Öğrenme Kuramı; şiddetin öğrenilen bir sosyal davranış olduğunu, şiddet davranışlarının diğer sosyal davranışlara göre çok daha fazla sosyal çevre tarafından geliştirildiğini ve bir anlamda da üretildiğini belirtmektedir. Bu kurama göre holiganlar şiddet davranışlarını; futbol taraftarlarının şiddete teşvik edilmeleri ile kazanmış, iletişim araçları ile desteklenmiş olduğu anlamı çıkarılabilmektedir.

Bu bağlamda medya incelendiğinde, yeni futbol ekonomisini geliştirmeye ve reytinglerini artırmaya yönelik olarak; haberlerin televizyonlarda ya da köşe yazılarında yaşanan olumsuz olayın tekrar tekrar gündeme getirilmesi veya olmayan olayların oldu şeklinde gösterilmesi gibi içeriklere sahip olduğu görülmektedir. Amaç ise bu haberler ile taraftarların ateşlerini sürekli yüksek tutmasını sağlamak olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak Kurtiç tarafından 2006 yılında yapılmış olan bu araştırmaya göre futbol taraftarları; şiddet konusunda desteklenmekte, fanatizme ve ilerleyen boyutları anlamında da holiganizme yönetilmektedirler.

Holiganizm Neyden Kaynaklanır?

Aynı takım altında bir araya gelen insanlar, grup olmanın verdiği güven ve güç duygusuyla davranışsal sapma ve saldırganlık eylemleri gerçekleştirirler ve bu sadece spor için geçerli olan bir durum da değildir. Bireyler bir grup içerisine girdiğinde gruba uyma davranışı (istemediği halde grubun davranışlarına ayak uydurma hali) gösterebileceği gibi grup içerisinde bireylik yitimi yaşayarak yani grubun içinde kimliğini kaybederek grupla beraber saldırgan davranışlar da gösterebilmektedir. Bu durumlar herhangi bir grup için geçerli olabilmektedir. Bu genel olarak grup dinamiklerinin bir özelliği olabilmektedir. Bireylerin grup halinde normalde tek başınayken yapmayacakları şeyleri yapması aslında kaytarma fikrinden de kaynaklanıyor olabilir. Yani bireyde “Ben tek başıma olsam yapmam evet ama şu an herkes bunu yapıyor beni fark etmezler ben de yapsam bir şey olmaz” şeklinde bir düşünce hakim olabilir.

Şiddet olayları bireysel ve toplumsal sorunların bileşiminden meydana geldiği için fanatizm ve holiganizm toplumsal kaynaklı sorunların dışa vurumu olarak ele alınır. Holiganizmin; öz farkındalık, sosyal kimlik, toplumsal sorunlar gibi olgular bağlamında ele alınmasının nedeni de budur.

Yapılan araştırmalara göre sağlıklı bir toplumda yetişmiş sağlıklı bir bireyin öz farkındalığının yüksek olacağı ve takım fanatizmiyle kendini ifade etme ihtiyacının da görece düşük olacağı bulunmuştur. Sağlıklı yetişen kişilerde öz farkındalık yüksek olur ve kimlik, statü, güç gibi ihtiyaçlarını spor takımları üzerinden ifade etme gereksinimi düşük olur. Spor etkinliklerinde holigan davranışlar gösteren kitlelerin sosyoekonomik verileri incelendiğinde sonuçların bu yorumları desteklediği görülmüştür. Dünya genelinde taraftar dağılımına bakıldığında ise fanatik ve holigan grupların büyük çoğunluğunun işsiz ve gelir düzeyi düşük kişilerden oluştuğu görülür. Ancak bütün holiganların gelir düzeyi düşük kişilerden oluştuğu yanılgısına düşmemek gerekir. Çünkü büyük çoğunluk gelir düzeyi düşük kişilerden olsa da diğer gelir düzeylerine sahip bireylerin de holigan olabileceği bilinmektedir. İstatistiksel bir gerçeğin genellenerek bir ayrımcılığa sebep olması kabul edilemezdir.

Holigan davranış nedenleri dünya genelinde ortaktır, denilebilir. Spor takımları, sosyoekonomik düzeyi düşük toplum grupları tarafından bir ifade aracı olarak kullanılmaktadır. Örneğin Kıraç’ın 2012’de yaptığı araştırmaya göre İngiltere futbolunun; özellikle genç ve işçi sınıfına mensup erkeklerin erkekliklerini ortaya koymak amacıyla kullandıkları bir ifade aracı olduğu gözlemlenmektedir. Özmaden’in 2004’te yaptığı araştırmaya göre de Türkiye'de ise sporun holiganizm gölgesinden çıkamamasının temel nedeni olarak eğitimsizlik, hoşgörüsüzlük ve medyanın tahrik edici rolü gösterilmektedir.

Köknel’e (1996) göre sporun ifade aracı olmasının temel nedenlerinden biri kişilerin kendilerini takımlarıyla özdeşleştirmesidir. Diğer araştırmalara bakıldığında da bireyin kendisini takımıyla özdeşleştirme seviyesi arttıkça fanatiklik düzeyinin arttığı görülmektedir.

Öz farkındalığı yüksek bireylerin kendini ifade etmek, başarılı hissetmek, başarısızlığın yarattığı öfkeyle mücadele etmek gibi konularda kendi buldukları başa çıkma yöntemleri vardır. Görece öz farkındalığı düşük bireyler ise kendilerini takımlarıyla özdeşleştirerek amaç ve beklentilerini takımlarının gücü, üstünlüğü ve yenilgisine bağlarlar. Taraftarı olduğu takımın fedailiğini yaptıklarında toplumda yer ve rol kazandıklarını düşünürler. Bu durum da aslında bireylerin tamamen kendileriyle alakalı olan onaylanma ve beğenilme arzularına ve ihtiyaçlarına yönelik bilgi vermektedir.

Köknel’in 1996’da yaptığı araştırmaya göre; bir spor takımını sevme ve desteklemenin çok ötesine geçen ve kişisel bir meseleye dönen fanatizm ise bu kadar kutsal bir mesele uğruna yani takımlarının üstünlüğü uğruna saldırganlık ve şiddeti mubah görür. Görüldüğü gibi sporda holiganizmi doğuran ana olgulardan biri, kişinin kendi öz farkındalığını yükseltmemesi nedeniyle ihtiyaç duyduğu sosyal ihtiyaçları spor takımlarıyla kendini özdeşleştirerek gidermeye çalışmasıdır. Öz farkındalığın sağlayacağı kimliksel edinimlerden eksik kalan birey, kendini bir takımla özdeşleştirerek fanatizme; sonrasında takımının üstünlüğü uğruna şiddet ve saldırganlığı sakıncasız görerek holiganizme yönelmektedir.

Futbol derneklerine üye olan taraftarların şiddet ve holiganizm eğilimlerinin belirlenmesine yönelik yapılan başka bir araştırmaya göre; taraftarların gazetelerde daha çok hakaret, kışkırtıcı nitelikte olup şiddet ve saldırganlık içeren haberleri ve yorumları takip etkileri; hakemin verdiği yanlış kararlardan, spor medyasındaki haberler ve yorumlardan ve futbol federasyonunun aldığı kararlardan olumsuz olarak etkilendikleri ve genel olarak şiddet ve holiganizm eğilimlerinin yüksek olduğu görülmektedir.”

Ali Eray ÇELİK