Hastalığa yorgunluk, uykusuzluk, depresyon gibi çeşitli fiziksel ve psikolojik belirtiler de eşlik eder. Toplumun yaklaşık %3'ünde görülen fibromiyalji sendromuna kadınlarda daha sık rastlanır.
Fizyoterapist Berkant Ketenci, Fibromiyalji ile ilgili detaylı açıklamalarda bulundu. Ketenci, Fibromiyalji esasında yaygın vücut ağrıları, kronik yorgunluk, belirli vücut noktalarında kronik hassasiyet, bozuk uyku düzeni, stresle artan şikayetler, soğuk havalarda artan şikayetler gibi durumlara yol açan bir yumuşak doku romatizması olduğunu dedi.
Ketenci yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Toplumun yaklaşık %5lik bir kısmında görüldüğü, her yaşta görülebildiği gibi orta yaşlarda daha fazla görüldüğü, kadınlarda erkeklere oranlara 2 daha daha fazla görüldüğü yapılan çalışmalar neticesinde elde ettiğimiz bilgiler arasındadır.
Fibromiyalji neyin neden olduğu tam olarak bilinmemekle beraber, geçirilen travmalar, kişinin stres düzeyi, inatçı enfeksiyonlar, genetik yatkınlıklar gibi parametrelerin fibromiyalji üzerinde önemli etkisi olduğu düşünülmektedir.
Fibromiyalji durumunun değerlendirilmesi yapılırken nesnel ölçümler yapmak mümkün değildir çünkü her bireyin ağrı eşiği, huzursuzluk düzeyi gibi durumlar birbirinden farklılık gösterir. Bu sebeple fibromiyalji bir çok rahatsızlık ile karıştırılmaktadır.
Tanı konma aşamasında en kabul gören yöntem şikayetlerin dinlenmesi ve belirlenmiş 18 noktadan (baştan ayaklara kadar belirlenen kaslar üzerindeki noktalar) en az 11i üzerinde baskı ile hassasiyet olup olmadığının değerlendirilmesidir. Bunların da yeterli olmadığı noktada en az 3 aydır süren şikayetlerin varlığı ve bu şikayetlere yol açacak başka bir rahatsızlık bulunmayışı fibromiyalji tanısı koymakta kabul görülen bir yöntemdir.
Fibromiyalji varlığında karşılaştığımız şikayetler genelde şunlardır; sürekli yorgunluk, yaygın vücut ağrısı, stres ve kaygı düzeyinde artış, uyku problemleri ve uyanınca hissedilen dinçlik hissinin olmayışı, odak ve dikkat eksikliği vs.
Şikayetlerin artış gösterdiği dönemler atak dönemleri olarak adlandırılırken atak dönemlerinde bu şikayetlere ek olarak sindirim sistemi problemleri, boşaltım sistemi problemleri, sinir sistemi problemleri gibi sistemsel problemler de eşlik edebilmektedir.
Tüm bu şikayet varlığında uzman bir hekim muayenesinin ardından fizyoterapist eşliğinde kişiye özgü planlanmış manuel terapi be egzersiz programları ile şikayetleri hafifletmek mümkündür.
Tedavi noktasında 2 aşamalı bir program yürütmek daha makuldür. İlk aşamada ağrı ve şikayetlerin azaltılmasına odaklanılırken 2. aşamada yaşam kalitesini artırmak odak noktamız olmaktadır. Bu bağlamda tedavi protokolü medikal ve fizik tedavi olarak yürütülmektedir. Medikal kısımda ağrı kesici-kas gevşetici ilaçlar, stres ve kaygı düzeyini azaltmak için antidepresanlar, bağışıklığı artırmak için vitamin-mineral takviyeleri ve diyetisyen eşliğinde beslenme programları ön plana çıkarken, fizik tedavi aşamasında kas iskelet sisteminde meydana gelen mekanik bozuklukları gidermeye yönelik manuel terapi uygulamaları ve bu uygulamaların kalıcılığı artırmak amacıyla tariflenen ev egzersiz programları uygulanmaktadır.
Detaylı bilgi ve değerlendirme için ofisimi ziyaret edebilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.”
Ali Eray ÇELİK