TÜİK’in aylık yüzde 3, yıllık ise yüzde 37,86 olarak açıkladığı enflasyon oranı, Artvinli vatandaşlara ve pazarcılara göre gerçeği yansıtmaktan çok uzak. Hayat pahalılığıyla her gün yüzleşen yurttaşlar, açıklanan rakamların kendilerinin yaşadığı ekonomik çöküşle bağdaşmadığını dile getiriyor. Artvin’in merkezindeki halk pazarında konuştuğumuz yurttaşların her biri, enflasyonun sadece kâğıt üzerinde düşürüldüğünü, gerçek hayatın ise derin bir geçim krizine sürüklendiğini söylüyor.
Pazarcı esnaf Hülya Dokur, TÜİK’in açıkladığı verilerin halkın yaşadığı acı gerçekleri örtmeye yönelik olduğunu belirterek, “TÜİK’in gözleri kör, kulakları sağır, dili yok, ruhu yok, vicdanı yok olmuştur. TÜİK halkı tanımıyor, halkın içine girmiyor, halkla beraber yaşamıyor. 15 bin lira maaş alıp da pazara gidip alışveriş yapmıyor. TÜİK fiyatları neye göre ayarlıyor, biz anlamıyoruz” sözleriyle tepki gösterdi.
Dokur, pazarın artık yalnızca birkaç yaşlı ve emekli vatandaşın uğradığı bir yer haline geldiğini, çoğu insanın evine kapanarak yaşamak zorunda kaldığını belirtiyor. “Ne emeklisi, ne memuru, ne çiftçisi, ne öğrencisi... Hiç kimse yaşamıyor artık. Vatandaş ne yapacak? Tavuk mu alsın, yumurta mı, et mi, süt mü? Pazardan yeşillik mi alsın, kıyafet mi alsın, çocuğunu mu okutsun? Ne yapacak yani” diyerek yaşanan geçim sıkıntısını gözler önüne seriyor.
“TÜİK yetkilileri pazara gelsinler, burada alım gücü var mı yok mu yerinde görsünler. Yüzde 3 nedir? Kimi kandırıyorlar? Öyle bir şey yok. Halk olarak kemeri sıkabildiğimiz kadar sıktık. Ben bile burada kuru kalabalığım artık. Eskiden çevremizde dostlarımızla oturur çay, çorba içerdik. Şimdi kimse kimseye selam vermiyor. Geldiğimiz nokta bu”
“Millet açlıktan ölüyor. Neyin doğrusu bu açıklanan rakam? Ekonomi diye bir şey mi kaldı? Pazarı bırak, markete bile giremiyoruz. Aldığım 14 bin 600 lira faturaları bile zor ödüyor. Birisi bana ekonomiyi ya da enflasyonu sorduğunda, sanki beddua ediyormuş gibi hissediyorum. Enflasyonu kendi ceplerine göre belirliyorlar. Bu rakamların bizimle, vatandaşla hiçbir ilgisi yok. Vatandaşı düşünen bir devlet adamı gördüyseniz bana söyleyin. Bakın, sadece askerlik ve seçim zamanı vatandaş hatırlanıyor. Onun dışında bana bir lider gösterin ki vatandaşı düşünsün, elini öpeyim!”