ŞAVŞAT

“Enerjiye Değil, Doğa Katliamına Karşıyız”

Şavşat’ta Renecore Enerji Yatırımları A.Ş. tarafından yapılması planlanan rüzgar enerji santrali (RES) projesi, bölge halkının tepkisini çekti.

Abone Ol

Şavşat’a bağlı Yavuzköy, Kireçli, Çamlıca, Düzenli köyleri ile Hopa ve Kemalpaşa ilçelerinin yaylalarını kapsayan geniş bir alanda planlanan projeye karşı çıkan vatandaşlar, projenin doğaya ve geçim kaynaklarına büyük zarar vereceğini savunuyor.

Şirketin bölgede 13 rüzgar türbini kurmayı planladığı projeye yönelik en büyük endişelerden biri, orman katliamının artacağı, tarım ve hayvancılık gibi temel geçim kaynaklarının yok olacağı yönünde. Şavşatlılar, bugüne kadar hidroelektrik santralleri (HES) nedeniyle zarar gören doğal yapının şimdi de RES projeleriyle tehdit altında olduğunu belirtiyor. Halk, projeye karşı sesini yükseltirken, "Enerjiye karşı değiliz ama doğanın ve halkın yok sayılmasına rıza göstermiyoruz" mesajını veriyor.

Şavşatlı Vesbiye Sevim, yaşananlara tepki göstererek, “Bizim yerimize kimse girmesin, sularımızı da almasınlar. Bizi üzmesinler. Muğlalılara yaptıkları gibi bizi de ağlatmasınlar. Biz de ağaçlarımıza sarılırız" sözleriyle duygularını dile getirdi. Bir başka vatandaş ise “Küresel iklim krizi kapıda, susuzluk büyük bir tehlike. Bu dağlarda yapılacak RES’lerin doğanın dengesini tamamen bozacağı çok açık. Biz doğamıza, ormanımıza, suyumuza sahip çıkmak için buradayız" diyerek projenin sadece bölgeyi değil, iklim dengesini de tehdit ettiğini ifade etti.

Projeye karşı çıkanlar arasında Şavşatlı Nahide Alkan da yer aldı. Alkan, "Doğamızı, yaylalarımızı harap ediyorlar. Buna kesinlikle karşıyız. Önce HES’lerle başladılar, ormanları yok ettiler. Şimdi RES projeleriyle köylüleri huzursuz ediyorlar" sözleriyle tepkisini gösterdi. Alimerdan Aymelek ise daha önce HES projelerine karşı verilen mücadeleyi hatırlatarak, "Şavşat’ta HES’ler için çok mücadele ettik. Şimdi de RES’lerin gelmesi bizleri ayrıca hayal kırıklığına uğrattı. Yaşam alanlarımızın içine bu tür yapılar inşa edilmesini asla kabul etmiyoruz" dedi.

Projeden en çok etkilenecek köylerden biri olan Yavuzköy’ün muhtarı Zihni Şimşek, projenin tarım ve hayvancılığa büyük darbe vuracağını vurguladı. Şimşek şu ifadeleri kullandı:

"Dört köyün yaylasını kapsayan bu proje, hayvancılıkla geçinen halkımızı doğrudan tehdit ediyor. 16 milyon metrekarelik alana 13 türbin kurulması planlanıyor. Bu türbinler, hayvancılık yapılan alanın neredeyse tamamını kapatıyor. Türbinler arası mesafeler, Avrupa’daki örneklerin çok üstünde, 2-2,5 kilometre. Bu da yaylacılığı imkânsız hale getiriyor. Biz enerjiye değil, yer seçimine ve bu vahşi projeye karşıyız. Enerjiye olduğu kadar ete de ihtiyacımız var. Bu meralar ata-dededen kalma geçim alanlarımızdır."

Projenin doğal yaşama vereceği zarar konusunda bilim insanları da uyarıda bulunuyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bölgenin Kafkasya ekolojik bölgesine ait özel bir biyoçeşitlilik taşıdığını vurgulayarak, "Buradaki ormanlar koruma değeri taşıyor. 13 türbinin kurulması planlanan bu bölge, eşsiz bir ekosisteme sahip. İnsan eliyle yapılan bu tür müdahaleler telafisi zor zararlar veriyor" dedi.

Türkiye Ormancılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Demirel ise köyündeki arazilerin proje kapsamında kaldığını belirterek, “Düzenliköy’de başka bir geçim kaynağımız yok. Yaylalarımız elimizden alınıyor. Bu sadece bir enerji yatırımı değil, yaşam alanlarımızın gaspıdır” ifadelerini kullandı.

Bölgede doğa içerikleri üreterek yaşamını sürdüren Fatih Kaya da projeye karşı çıkan isimlerden. Kaya, “Bu doğa harikası bölgede video içerikleri üretiyorum. Ancak bu güzelliği tahrip edecek bir proje planlanıyor. Yaylalar sadece kendine yetecek kadar alan sunuyor. Eğer bu proje hayata geçirilirse, hayvancılık da tarım da bitecek. İnsanlar geçimini sağladıkları yaylalardan kopacak” dedi.

Artvin’in yüksek yaylalarında yükselmesi planlanan rüzgar türbinlerine karşı Şavşatlılar, doğaya ve geleceğe sahip çıkmak adına bir kez daha birlik oldu. “Enerji üretimi gerekçesiyle yaşam alanlarımızı feda etmeyeceğiz” diyen bölge halkı, projeye karşı kararlı bir duruş sergiliyor. Projeyle ilgili süreç ve halkın direnişi ise önümüzdeki günlerde yakından takip edilmeye devam edecek.