Arhavi’de 8 Aralık sabah saat 03.15’te gerçekleşen heyelan, bölgedeki ulaşımı felç ederken, Giresun’dan Batum’a gitmekte olan bir araçta bulunan dört kişi hayatını kaybetti. Bu olay, Karadeniz Sahil Yolu projesinin yapısal sorunlarını ve bölgedeki doğa olaylarına karşı alınmayan önlemleri bir kez daha gözler önüne serdi.

Heyelan sonucunda 28 AAB 485 plakalı araçta bulunan Murat Turhan, Aykut Tiryaki (24), Nuri Apaydın (38) ve Görkem Özdemir (25) kayboldu. İki gün süren arama kurtarma çalışmaları sonucunda, teknik destek ve AFAD ekiplerinin yardımıyla aracın yeri tespit edildi. Ne yazık ki, araçtaki dört kişinin de cansız bedenine ulaşıldı. Bu acı kayıp, bölgedeki projelerin doğaya uyumsuzluğunu ve yeterli önlemlerin alınmadığını açıkça ortaya koydu.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Artvin İl Koordinasyon Kurulu (İKK), olayın ardından bir açıklama yaparak durumu sert bir şekilde eleştirdi. Açıklamada, "Bu felaket bilimsel uyarılara rağmen doğaya aykırı projelerin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Rant ve kâr hırsıyla atılan her adım geleceğimizi adım adım yok etmektedir. Yaşamlarımıza, geleceğimize ve doğamıza sahip çıkmaya devam edeceğiz" denildi.

TMMOB Artvin İKK Sekreteri Tolga Odabaş, yaptığı açıklamada, bölgede yaşanan doğal felaketlere dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bölgemizde neredeyse her gün heyelanlarla kopan kayanın, toprağın altında kalmaktan, taşkınlarda taşan suya kapılmaktan, depremlerde göçük altında kalmaktan endişe duymaktayız. Bu saydıklarımıza ‘Ne var ki bunda, gayet normal’ diyenler için, normal olan doğa olaylarının yaşanmasıdır; peki ya bunlara karşı tedbir almamak ve bu unsurları gözetmeden proje yapmak neye ve kime hizmet etmektedir?”

Tolga Odabaş, Karadeniz Sahil Yolu projesinin yapım aşamasından bu yana eleştirildiğine dikkat çekerek, bu trajik olayın projeye karşı çıkanların haklılığını bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.

Sendikalardan MEB’e Geciken Maaş Tepkisi Sendikalardan MEB’e Geciken Maaş Tepkisi

Tolga Odabaş, meslek odalarının sürekli olarak eleştirildiğine dikkat çekti ve şu çağrıda bulundu:

“Meslek örgütlerine sürekli olarak ‘Bunlar her şeye karşı çıkıyor’ diyenler için, can veya mal kaybı yaşanan olaylardan sonra itirazlarımıza hak vermeyin; haklıya hakkını zamanında teslim edin. Toplumsal mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı şiarıyla hareket eden bizler, kamuya zarar verecek rant odaklı projelerin karşısında olduk, bundan sonra da olacağız.”

Doğaya Aykırı Projeler Felaket Getiriyor

TMMOB Sekreteri, Karadeniz Sahil Yolu’nda heyelanlı alanların varlığının bilindiğine ve yeterli önlemlerin alınmadığına vurgu yaparak, şu soruları sordu:

“Günümüz teknolojisiyle bu alanlardaki hareketliliği belli periyotlarla izlemek, gerekli tedbirleri almak ve buna göre projeler geliştirmek gerçekten bu kadar zor mudur? Heyelanda kopmanın yaşandığı yerin evlere olan yakınlığı, çay bahçelerinin varlığı ve daha önce benzer olayların yaşanması ihmalin boyutunu gözler önüne sermektedir.”

Odabaş, kriz yönetimindeki eksikliklere dikkat çekerek, önlem ve hazırlık aşamalarının ihmal edildiğini, müdahale ve iyileştirme aşamalarına zorunluluktan ağırlık verildiğini belirterek “Bu durum, kriz yönetimindeki aksaklıkları kaçınılmaz hale getirmektedir” dedi.

Odabaş, 2018 yılında Artvin Belediyesi’ne açtıkları bir imar davasını hatırlatarak, bilimsel verilerin göz ardı edilmesinin tehlikelerine dikkat çekti:

“2018 yılında, daha önce imara yasaklı olan alanların imara açılması gerekçesiyle bir dava açmıştık. Bu haklılığımız bilirkişiler tarafından da onaylanmıştır. Ancak aynı alanlara yeniden imar izni verilmesi ve buralarda yapılan imalatlar, kenti ciddi risk altına sokmuştur.”

Tolga Odabaş, Artvin’in coğrafi ve doğal şartlarına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bir kent düşünün ki, baraj sularıyla oluşmuş devasa rezervuar alanlarının yaratmış olduğu sıkıştırma kuvveti, maden çalışmaları için yapılan patlatmaların etkisiyle yer değiştiren yer altı suları, bilinçsiz orman kesimleri, topoğrafik eğimin %45’in üzerinde olması ve parsel veya ada bazlı imar planı değişiklikleriyle sosyal donatı alanlarının yetersizliği gibi birçok sorun barındırıyor. Bu kentte çivi çakarken iki kere düşünmek gerekmez mi?

Odabaş, 6-7 Şubat 2023 depremlerine de dikkat çekerek, bu tür projelerde müteahhitlerden denetim mekanizmalarına kadar zafiyetler bulunduğuna vurgu yaparak "Ülkemizdeki müteahhitlerin karnesini 6-7 şubat depremlerinde bir kez daha gördüğümüzü hatırlatmak isterim. Yalnızca müteahhitlerin değil, onları kontrol etmesi gereken mekanizmaların da zafiyet içinde oldukları açıktır. Bizleri asıl korkutan tablo da budur, projeyi yapan, yaptıran ve kontrol etmesi gereken kişiler hangi gerekçeyle işlerini olması gerektiği gibi yapmamaktadır. Karadeniz Sahil Yolu üzerinde heyelanlı alanların varlığı bilinmesine rağmen, alınan önlemler (levha asmak gibi) yeterli olmamıştır" dedi.

Odabaş, bilimin rehberliğinde, doğa ve çevre dostu projelerle ilerlenmesi gerektiğini ifade ederek, şu sözlerle açıklamasını sonlandırdı:

“Doğa ve çevre dostu olmayan projeler yüretip yitip giden canlarımıza bir yenisini eklememek adına, bilimin ışığında ve kentin gerçekleriyle yüzleşerek hayata geçirilecek projelerle her canlının yaşama hakkını gözettiğimiz günlerde yaşamak dileğiyle.”

Editör: ALİ ERAY ÇELİK