Yazıcı, sosyal medya meselesinin yalnızca bireysel değil, doğrudan milli güvenlik ve gelecek meselesi olduğunu vurguladı.
Yazılı bir açıklama yapan Yazıcı, çocukların algoritmaların insafına terk edildiğini ifade ederek, “Evlatlarımızın geleceği tehlikede. Dijital kuşatmaya ‘dur’ demezsek bir nesli kaybedeceğiz. Çocuklarımızı korumak milli bir mecburiyettir” dedi.
Sosyal medya platformlarının çocukların zihinsel, ahlaki ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilediğini dile getiren Yazıcı, kontrolsüz dijital dünyanın aile yapısını zayıflattığını, okul disiplinini aşındırdığını ve toplumsal değerleri tehdit ettiğini söyledi.
Yazıcı, “Ahlakı aşındıran, mahremiyeti yok eden ve çocuğun fıtratını bozan bu dijital saldırı karşısında hiçbir devlet kayıtsız kalamaz. Müdahale şarttır ve gecikmeden yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya kısıtlamasının sansür olarak görülmemesi gerektiğini belirten Yazıcı, bunun bir milletin kendini savunma refleksi olduğunu kaydetti. 13 yaş altına sosyal medya yasağı, 13–16 yaş arası için denetimli erişim, gece kullanım sınırları, algoritma denetimi ve ağır yaptırımların artık tartışılmaması gereken devlet politikaları olduğunu söyledi.
Açıklamasında “Bu mesele evlat meselesidir, millet meselesidir, istiklal ve istikbal meselesidir” vurgusu yapan Yazıcı, her geçen gün alınmayan tedbirlerin bedelinin çocuklar, aileler ve toplum tarafından ödendiğini dile getirdi.
Mil Diyanet-Sen olarak bu konuda kararlı olduklarını ifade eden Yazıcı, “Devlet, çocuklarımız için sosyal medya kısıtlamasını derhal hayata geçirmelidir. Sosyal medya şirketleri bu ülkenin çocukları üzerinde kural koyan değil, kurala uyan taraf olmak zorundadır. Türkiye, evlatlarını algoritmalara teslim etmeyecek kadar büyük bir devlettir” dedi.
Yazıcı açıklamasını, “Her gecikilen gün kaybedilen bir çocukluk, zedelenen bir ruh ve yarım kalan bir eğitimdir. Çocuklarımız bir emanettir. Bu emaneti korumak devletin namus borcudur. Biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” sözleriyle tamamladı.