SOL Parti’nin Rize’de düzenlediği “Tarım-Çay Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi açıklandı. Doğu Karadeniz’in dört bir yanından çay üreticileri, akademisyenler, sendika temsilcileri ve siyasi aktörlerin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda, çay üretiminin karşı karşıya olduğu yapısal sorunlar ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. “Tarım ve Çay İçin Hep Birlikte” çağrısıyla yapılan çalıştay, 20 Nisan Pazar günü Rize’de gerçekleştirildi. SOL Parti Doğu Karadeniz İl Örgütleri tarafından organize edilen etkinliğin sonuç bildirgesini, SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Yusuf Aslan Yenigül kamuoyuna duyurdu.
Yenigül, çalıştayın tarım-gıda politikalarının ve özellikle çay sektörünün içinde bulunduğu durumu değerlendirmek ve çözüm yolları geliştirmek amacıyla düzenlendiğini belirtti. Yayınlanan bildirgede, çay tarımının Doğu Karadeniz’de yaklaşık 200 bin üretici ve dolaylı olarak 1 milyon kişiyi etkilediğine dikkat çekilerek, çayın bölge halkı için yalnızca bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir değer olduğu vurgulandı. Türkiye’nin dünyada kişi başına en çok çay tüketen ülke olduğu hatırlatılarak, çay tarımının korunmasının ülke genelinde de önemli bir mesele olduğunun altı çizildi.
Bildirgede, iktidarın uyguladığı tarım ve gıda politikalarının çay sektöründe de kamu yararını geri plana ittiği, üretimi piyasacı bir anlayışla sermayeye açtığı belirtildi. Özellikle ÇAYKUR’un Varlık Fonu’na devredilmesinin ardından her yıl zarar açıklamasının, kurumun özelleştirilmesinin önünü açtığı savunuldu. Çay üreticisinin uzun süredir dile getirdiği, kota ve kontenjan uygulamalarının sona erdirilmesi ve özel sektörün sınırlandırılmasını içeren bir çay kanunu talebinin halen karşılıksız bırakıldığı ifade edildi. Yenigül, mevcut kanun tekliflerinin ÇAYKUR’u işlevsizleştirdiğini, kamunun çay üretimindeki rolünü ortadan kaldırdığını ve çay tarımını tamamen serbest piyasanın insafına bıraktığını söyledi.
Bildiride, çay üreticisinin sermayenin baskısı altında giderek daha da zorlandığı belirtilirken, bölgenin sadece çay değil, doğal kaynaklar açısından da büyük bir tehdit altında olduğuna dikkat çekildi. Maden ocakları, HES projeleri ve benzeri uygulamalarla Doğu Karadeniz’in doğal yapısının sermaye lehine tahrip edildiği, çay tarımının da bu süreçten olumsuz etkilendiği kaydedildi.
SOL Parti çalıştay bildirgesinde çay üreticisine önemli çağrılar yapıldı. Üreticilerin, ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamalarına karşı sesini yükseltmesi, yaş çay alım fiyatlarının hem üreticilerin hem de mevsimlik işçilerin insanca yaşayabileceği bir düzeye çıkarılması için mücadele etmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, ÇAYKUR’un şirket mantığıyla değil, üretici ve emekçilerin denetiminde çalışması gerektiği vurgulandı. Mevsimlik işçilerin sendikal haklarının, sosyal ve sağlık güvencelerinin sağlanması da bildirgede öne çıkan talepler arasında yer aldı.
Açıklamada, çay üreticisinin ortak talepler etrafında birleşerek forumlar, meclisler gibi yapılar oluşturması ve kendi söz hakkını kullanacağı alanlar inşa etmesi gerektiği ifade edildi. Şirketlere bağımlılığı artıracak ve üreticiyi bir nevi sözleşmeli işçiye dönüştürecek üretim modellerine karşı kamuoyunun harekete geçirilmesi gerektiği vurgulandı.
“Çayda sermaye çıkarlarına ve şirket hakimiyetine karşı mücadele büyütülmeli” ifadesinin öne çıkarıldığı sonuç bildirgesinde, çay üreticisinin emeğine sahip çıkmak için bulunduğu her alanda sesini yükseltmesi ve birlikte hareket etmesi gerektiği çağrısında bulunuldu. SOL Parti, çay tarımının kamucu politikalarla sürdürülebilir hale getirilmesi ve üreticinin refahının sağlanması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.