HOPA

“Cankurtarana Sahip Çıkıyoruz” 

Hopa-Borçka arasında bulunan Cankurtaran bölgesinde boş kalan 17 hektar alanın özel şirkete “Turizm Alanı Kompleksi” için verilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor

Abone Ol

Hopa-Borçka arasında “Cankurtaran Tüneli’nin açılması ile birlikte boş kalan alanın SIT Alanı veya Milli Park’a dönüştürülmesi beklenirken ihaleye çıkartılarak 17 hektar alanın özel bir şirkete ‘Turizm Alanı Kompleksi’ için verilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor.

Çifteköprü Köylülerinin ortak çatısı olan Çifteköprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin öncülüğünde Cankurtaran bölgesinde basın açıklaması gerçekleştirildi. 

Hopa, Borçka ve Kemalpaşa halkı “bu bölge doğal haliyle kalmalıdır, bir Ayder, Uzungöl, Kartepe gibi düşünülmemeli. Biz burada yaşayanlar olarak asla müsaade etmeyeceğiz. Bize danışılmadan alınan bu karar iptal edilmelidir” diyerek tepki gösterdi.

Gerçekleşen basın açıklamasında konuşma yapan Çifteköprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden Dursun Ali Koyuncu “Gün geçmiyor ki köyümüzde bir sorunla daha karşı karşıya kalmayalım. Baz istasyonları ile başlayan sorunlarımız; ormanların katledilmesi ve Cankurtaran Tüneli inşaatı ile devam etmişti. Tünel çalışmalarında yaşanan patlatmalar nedeniyle çatlaklar meydana gelmiş, evlerde çatlaklar oluşmuştu. Bunların sonucunda sularımız azaldı. Yetmemiş gibi tünel atıklarını köyümüzün en güzel yerine döktüler. Çocukken top oynadığımız, çocuklarımızın kullanacağı alana moloz döktüler. Piknik yapılabilen, adeta köyün güvenlikli oyun parkı diyebildiğimiz, böyle güzel bir alanı geleceğe taşıyamamış olduk. Yok ettiler. Tepki gösterenlerimiz oldu ancak yeterli olmadı. Bununla yetindiler mi? Tabi ki hayır. Moloz döküp molozdan tepe inşa etmeleri yetmiyormuş gibi geceleri çöp arabalarıyla gizli gizli çöp dökerek, çöp atık yeri yapmayı bile denemişlerdi. Yine köylülerin müdahalesi ile bu süreç durduruldu. Yetmedi. Bitmediler” dedi.  

 “Taşını Vermedik Toprağını Koruyacağız”

Dursun Ali Koyuncu ,“Biz taşocağına karşı çıkarken hain ilan edenler, yatırımı engelliyor diyenler, taşocağı yapmak isteyenler; bugün turizm diye tutturuyor” diyerek konuşmasına şu sözlerle devam etti “Üç taşocağı birden projelendirmişlerdi. İmza toplamış ve dava açmıştık hepsini durdurduk. Ancak o dönem Cankurtaran'a taşocağı açmak için ruhsat başvurusu yapan; Reşit ve Bünyamin Merttürk projede ısrarcı olup, iptal ettiğimiz projeyi yeniden ruhsatlandırmak istediler. Biz bu projeye karşı da mücadele vermiştik. "Taş ocağı olmazsa otel yapalım" demişlerdi, kabul etmemiştik. Pandemi dönemi sokağa çıkmak zorunda kaldık. Yürüyüş gerçekleştirdik, cezalar aldık. Yine de cankurtaranı vermedik. Bugün Yunus Merttürk isimli Kocaeli merkezli iş insanı her ne hikmetse taşocağı için verilmek istenilen alanda turizm kompleksi yapmak istemektedir. Biz taşocağına karşı çıkarken hain ilan edenler, yatırımı engelliyor diyenler, taşocağı yapmak isteyenler; bugün turizm diye tutturuyor. Üstelik Turizim ile Oman İl Müdürlükleri yapılsın demiş Artvin Valiliği onay vermişti. Bu ikiyüzlü bir davranıştır. Şirketlerin Cankurtaran'a karşı planları alçakça bir plandır. O dönem sussaydık, bugün burada iş makinaları olacaktı. Bu gördüğünüz güzellikler olmayacaktı” ifadelerine yer verdi.  

“Her Turizm Faaliyeti Çevreci Değildir”

Cankurtaranı Turizm çöplüğüne çevirmeyeceklerini söyleyen Koyuncu “Turizm konusunda bir dayatma var. Bize "Taşocağı olsa daha mı iyi olacak?" deniliyor. Bunu demek ölümü gösterip sıtmaya razı etmek demektir. Evet taşocağı daha büyük bir yıkımdır ancak açgözlü turizm de hastalıktır. Asla Cankurtaran'ı turizm çöplüğüne çevirmeyeceğiz. Ormanlık alana kurulması planlanan bu projeyi de çöpe atacağız. Bu proje bizim için yok hükmündedir. Bu ihale hazırlık aşamasında bile şaibeli hale gelmiştir. İhalenin proje müdürüyle ihaleyi alan Yunus Merttürk'ün ihaleden birkaç gün önce bir araya gelmesi, ne anlama gelmektedir. Biz konuyu ilgili kurumlara ilettik, ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Topraklarımıza sahip çıkmak en doğal hakkımızdır. Kimse bu nedenle bizi yargılayamaz Onlar güçlü sermayeleri ile üzerimize gelecekler, yaşanacakları biliyoruz ancak bize yaşatılacak olanlara er ya da geç misli ile karşılık vereceğimizi buradan ilan ediyoruz. Cankurtaran'da bir kişinin burnu kanadığında, biz biliriz ki bunun sebebi şirkettir ve şirketten nemalanmak isteyen destekçileridir! Belki şirket sahipleri çekip giderler ardında bıraktıkları bunun bedelini ağır öder. Dostumuzu da düşmanımızı da not ediyoruz. Bu topraklar bize emanettir. Emanete hıyanet etmeyecek, çocuklarımıza bu güzellikleri aktaracak, onlara güzel bir Cankurtaran emanet edeceğiz” diye konuştu. 

Hikmet BAŞAR