Bu eklem, çene kemiğini kafatasına bağlar ve çiğneme, konuşma gibi hareketlerde önemli bir rol oynar. Stres, diş sıkma, kötü duruş veya travmalar bu eklemde sorunlara yol açabilir. Boyun kaslarının gerilmesi de çene problemlerini tetikleyebilir, çünkü boyun ve çene kasları birbirine bağlıdır. Çene ağrısı, baş ağrısı, boyun sertliği ve hareket kısıtlılığı yaygın belirtilerdir. Tedavi genellikle fizik tedavi, egzersizler, stres yönetimi ve duruş düzeltmeleriyle yapılır.
Fizyoterapist Berkant Ketenci, boyun ve çene problemlerinde fizyoterapist ve diş hekimi iş birliği hakkında açıklamalarda bulundu. Ketenci, “Çene eklemindeki işlev bozuklukları ağrı ve rahatsızlıklara neden olabilir. Bu durumlar genellikle diş sıkma, stres, yanlış kapanış ya da eklem yaralanmalarından kaynaklanıyor. Diş sıkma (bruksizm) ise, kaygı, stres veya uyku bozukluklarından dolayı meydana geliyor ve çene kaslarında gerginlik yaratarak boyun ve baş ağrılarına yol açıyor” dedi.
Berkant Ketenci, boyun-çene problemlerinin çözümünde multidisipliner yaklaşımın önemine vurgu yaparak, “Fizyoterapistler kas-iskelet sistemi ve hareket analizi konusunda uzmanlaşmışken, diş hekimleri ağız ve çene sağlığı üzerine çalışıyor. Her iki uzman bir araya gelerek, hastayı değerlendirir ve sorunun temel nedenini belirler. Bu iş birliği tedavi sürecini hızlandırır ve daha etkili sonuçlar alınmasını sağlar” şeklinde konuştu.
Tedavi sürecinde, diş hekiminin ağız sağlığı ve kapanış ilişkisine dair değerlendirmeleriyle birlikte fizyoterapistin kas gerginliği, hareket kısıtlılığı ve postür analizi de yapılıyor. Hastanın ihtiyacına göre hazırlanan tedavi planı, gece plakları gibi diş koruma aparatlarıyla fizyoterapi egzersizlerinin bir kombinasyonunu içerebilir.
Fizyoterapistler, çene ve boyun kaslarını güçlendirmek ve esnetmek için özel egzersizler uygularken, manuel terapi, sıcak-soğuk tedavi ve elektroterapi gibi yöntemlerle de ağrıyı hafifletiyor. Ayrıca, doğru duruş ve stres yönetimi gibi konularda da hastalara rehberlik ediyorlar.
Fizyoterapist Berkant Ketenci, bu tür rahatsızlıklar yaşayan bireylerin hem diş hekimine hem de fizyoterapiste başvurmalarının, daha hızlı ve etkili sonuçlar elde etmeleri açısından önemli olduğunu belirtti. Ketenci, bu iş birliği sayesinde hastaların hem dental hem de fiziksel sağlıklarını koruyabileceğini vurguladı.
Ketenci yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Her iki uzman da hastayı birlikte değerlendirerek, çene ve boyun problemlerinin nedenlerini belirleyebilir. Diş hekimi, dişlerin durumu ve kapanış ilişkisi hakkında bilgi verirken, fizyoterapist kas gerginliği, hareket kısıtlılığı ve postür analizi yapar.
İki uzman, hastanın ihtiyaçlarına uygun bir tedavi planı oluşturur. Bu plan, diş hekimi tarafından önerilen diş koruma aparatlarını (gece plakları gibi) ve fizyoterapist tarafından önerilen fiziksel terapi egzersizlerini içerebilir.
Fizyoterapistler, çene ve boyun kaslarını güçlendirmek ve esnetmek için özel egzersizler uygulayabilir. Ayrıca, manuel terapi, sıcak-soğuk uygulamalar ve elektroterapi gibi yöntemlerle ağrıyı azaltabilirler.
Fizyoterapistler, hastalara doğru duruş, gevşeme teknikleri ve stres yönetimi gibi konularda eğitim verebilir. Diş hekimleri ise diş sağlığını koruma ve bruksizm gibi alışkanlıkların yönetimi hakkında bilgi sağlayabilir.
Çene ve boyun problemleri, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren karmaşık durumlar olabilir. Fizyoterapist ve diş hekimi işbirliği, hastaların tedavi sürecini hızlandırabilir ve yaşam kalitelerini artırabilir. Bu nedenle, çene ve boyun problemleri yaşayan bireylerin, her iki uzmanla da görüşmeleri önemlidir. Bu sayede, hem dental hem de fiziksel sağlıkları için en uygun tedavi yöntemleri belirlenebilir.”