Demiral Almalı, anayasal haklarını kullanan yurttaşlara ve meslektaşlarına yönelik yapılan müdahalelerin, yalnızca bireysel özgürlükleri zedelemekle kalmayıp, toplumsal ayrışmaya da sebep olacağını vurguladı.
Olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde yargının bağımsızlığına yönelik tehditlerin arttığını belirten Demiral Almalı, hukukun herkes için gerekli olduğunu vurguladı. Adaletin, bireysel vicdanları yaralamaktan öteye geçtiğini ve toplumun genel yapısını derinden etkilediğini ifade ederek, "Ortaya çıkan hasar yalnızca bugünümüzü değil, geleceğimizi de karartır" dedi.
Demiral Almalı, kamusal güvenliğin sağlanması esnasında adaletin de gözetilmesi gerektiğini dile getirerek, hukukun sosyal menfaatler ya da siyasal pazarlıklara konu edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Siyasal gücün, yalnızca devletin zorlayıcı araçlarıyla değil, aynı zamanda özgür ve eşit yurttaşların kolektif iradesiyle şekillenmesi gerektiğini söyledi.
Son dönemde yargı süreçlerinin bir güç gösterisi aracı olarak kullanıldığına dikkat çeken Demiral Almalı, bu durumun hukuk devletinin varlığını sorgulanır hale getirdiğini belirtti. "Güçler ayrılığını savunan Montesquieu’nün de dediği gibi, bir rejim halkın adalete inanmaz hale geldiği noktada mahkûm olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada, anayasal düzenin temel ilkeleri zedelenmekte ve bu da toplumsal huzursuzlukları beraberinde getirmektedir" diye konuştu.
Başkan Demiral Almalı, demokratik rejimin temel taşları olan ifade özgürlüğü, toplanma hakkı, düşünce ve vicdan özgürlüğünün tartışmasız kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Tarihsel olarak anayasal devletlerin en büyük kusurlarından birinin, siyasal özgürlüklerin korunmasında başarısız olması olduğuna dikkat çeken Almalı, bu değerlerin korunması için hukukçuların ve baroların büyük bir sorumluluk taşıdığını ifade etti.
Demiral Almalı, baroların bağımsız olmasının hukuk devleti açısından hayati bir öneme sahip olduğunu belirterek, "Atamız Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir’ sözü, aslında devletin kurucu ilkelerinin sınırlarını da çizmektedir. Ancak özgür ve bağımsız barolar, savunmanın ve adaletin güçlü kaleleri olabilir" dedi.
Son olarak, yargının bağımsızlığını savunmaya devam edeceklerini belirten Demiral Almalı, "Bizler bu çerçevede son kaleleriz" diyerek, hukukun üstünlüğü ilkesine sahip çıkmaya devam edeceklerini vurguladı.