Genellikle evde uygulanabilen egzersizlerle tedavi edilebilirken kimi durumlarda diğer tedavi yöntemlerine başvurmak da gerekebilir. Eğri boyun hastalığı (tortikolis) hakkındaki “eğri boyun hastalığı genetik mi?”, “eğri boyun hastalığı kaç yaşında ortaya çıkar” gibi sorulara Fizyoterapist Berkant Ketenci, açıklamalarda bulundu.

Boyunda eğrilik oluşturan birçok hastalık bulunmakla birlikte tortikollis denilince akla ilk gelen bebeklerde görülen tablodur. Yakınma boynun sağ ya da sol tarafında uzanan kaslar üzerinde bir şişlik bulunması, boynun tutulan tarafa doğru eğriliği ve aynı taraf yüzün diğerine göre kısmen küçük olduğunun fark edilmesidir. Fizyoterapist Berkant Ketenci konu hakkında şu şekilde açıklamalarda bulundu;

“Boyun kaslarında görülen bir probleme bağlı baş ve çenenin bir tarafa eğikliği Tortikolis olarak adlandırılır. Genelde sağa doğru bir eğrilik gözüken Tortikolis sıklıkla doğum anında gelişir. Anne karnında veya doğum anında gelişmesi kaynaklı Konjenital Tortikolis adını alan bu tablo ileri yaşlarda gelişirse Edinilmiş Tortikolis olarak adlandırlır.

Konjenital Tortikolis tablosu bebek başını tutmaya başlayıncaya kadar aile tarafından zor fark edilen bir durumdur.

Ana rahminde yanlış pozisyonlanmış bebek, zorlu doğumlar ya da doğum sonrası travmaya maruz kalan bebeklerde baş ve çene genelde sağ tarafta doğru yatık pozisyondadır. Baş ve çene hareketlerinde kısıtlılık hissi ya da omuz seviyelerinde fark gözlemlenmesi Tortikolis habercisi olabilmektedir. Bu durum kaynaklı bebek meme emerken bir tarafı daha rahat alıp diğer tarafı almakta zorluk yaşayabilir. Kafa kemikleri bebeklik döneminde henüz kaynaşmadığı için erken fark edilmeyen Tortikolis durumlarında yüz ve kafada düzleşme gözlenebilir. Ayrıca fiziki muayenede boyun kaslarında oluşmuş yumru şeklinde yapılar hissedilebilir. Buraya kadar bahsettiğimiz kısım Konjenital (Doğumsal) Tortikolis vakalarında gözlenirken Edinilmiş Tortikolis vakalarında baş-çene hareketlerinde kısıtlılık, sırt-boyun ağrısı gibi durumlar tanı koymayı kolaylaştırır.

Tanı konma aşamasında fiziki muayeneye ek olarak röntgen, MR, BT gibi ileri tetkik yöntemlerinden de faydalanılır.

Tanı sonrası Tortikolis tipine ve durumun ciddiyetine göre tedavi şekillenmektedir. Genelde egzersiz ve günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi ile olumlu dönüşler alınırken bazı durumlarda boyun kaslarının uzatılmasını gerektiren cerrahi işlemler uygulanabilmektedir.

Egzersiz programları Fizyoterapist eşliğinde düzenlenip ev programları olarak yürütülmelidir. Boyun kaslarına yönelik esnetme egzersizleri ana temayı oluştururken aktif kas kontraksiyonu için emzirmenin çift taraflı yapılması, görsel ve işitsel uyaranların eğriliğin aksi yönünden yapılması gibi günlük yaşama dair düzenlemeler ile olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Bebeğinizde böyle bir duruma dair gözleminiz varsa mutlaka zaman kaybetmeden ilgili hekime ve ardından bir Fizyoterapiste danışmanız son derece önemli olmaktadır.”

Bebeğinizde “Tortikolis“ olabilir!

Eğri boyun hastalığı ya da diğer bir ismiyle tortikolis, genellikle bebeklik döneminde görülen ve başın bir yana yatık pozisyonda kalmasına sebep olan bir hastalıktır. Bebeklerde doğuştan var olabilir ya da çeşitli sebeplerle sonradan da ortaya çıkabilir.

Genellikle evde uygulanabilen egzersizlerle tedavi edilebilirken kimi durumlarda diğer tedavi yöntemlerine başvurmak da gerekebilir. Eğri boyun hastalığı (tortikolis) hakkındaki “eğri boyun hastalığı genetik mi?”, “eğri boyun hastalığı kaç yaşında ortaya çıkar” gibi sorulara Fizyoterapist Berkant Ketenci, açıklamalarda bulundu.

Boyunda eğrilik oluşturan birçok hastalık bulunmakla birlikte tortikollis denilince akla ilk gelen bebeklerde görülen tablodur. Yakınma boynun sağ ya da sol tarafında uzanan kaslar üzerinde bir şişlik bulunması, boynun tutulan tarafa doğru eğriliği ve aynı taraf yüzün diğerine göre kısmen küçük olduğunun fark edilmesidir. Fizyoterapist Berkant Ketenci konu hakkında şu şekilde açıklamalarda bulundu;

“Boyun kaslarında görülen bir probleme bağlı baş ve çenenin bir tarafa eğikliği Tortikolis olarak adlandırılır. Genelde sağa doğru bir eğrilik gözüken Tortikolis sıklıkla doğum anında gelişir. Anne karnında veya doğum anında gelişmesi kaynaklı Konjenital Tortikolis adını alan bu tablo ileri yaşlarda gelişirse Edinilmiş Tortikolis olarak adlandırlır.

Konjenital Tortikolis tablosu bebek başını tutmaya başlayıncaya kadar aile tarafından zor fark edilen bir durumdur.

Ana rahminde yanlış pozisyonlanmış bebek, zorlu doğumlar ya da doğum sonrası travmaya maruz kalan bebeklerde baş ve çene genelde sağ tarafta doğru yatık pozisyondadır. Baş ve çene hareketlerinde kısıtlılık hissi ya da omuz seviyelerinde fark gözlemlenmesi Tortikolis habercisi olabilmektedir. Bu durum kaynaklı bebek meme emerken bir tarafı daha rahat alıp diğer tarafı almakta zorluk yaşayabilir. Kafa kemikleri bebeklik döneminde henüz kaynaşmadığı için erken fark edilmeyen Tortikolis durumlarında yüz ve kafada düzleşme gözlenebilir. Ayrıca fiziki muayenede boyun kaslarında oluşmuş yumru şeklinde yapılar hissedilebilir. Buraya kadar bahsettiğimiz kısım Konjenital (Doğumsal) Tortikolis vakalarında gözlenirken Edinilmiş Tortikolis vakalarında baş-çene hareketlerinde kısıtlılık, sırt-boyun ağrısı gibi durumlar tanı koymayı kolaylaştırır.

Tanı konma aşamasında fiziki muayeneye ek olarak röntgen, MR, BT gibi ileri tetkik yöntemlerinden de faydalanılır.

“Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” “Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz”

Tanı sonrası Tortikolis tipine ve durumun ciddiyetine göre tedavi şekillenmektedir. Genelde egzersiz ve günlük yaşam aktivitelerinin düzenlenmesi ile olumlu dönüşler alınırken bazı durumlarda boyun kaslarının uzatılmasını gerektiren cerrahi işlemler uygulanabilmektedir.

Egzersiz programları Fizyoterapist eşliğinde düzenlenip ev programları olarak yürütülmelidir. Boyun kaslarına yönelik esnetme egzersizleri ana temayı oluştururken aktif kas kontraksiyonu için emzirmenin çift taraflı yapılması, görsel ve işitsel uyaranların eğriliğin aksi yönünden yapılması gibi günlük yaşama dair düzenlemeler ile olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Bebeğinizde böyle bir duruma dair gözleminiz varsa mutlaka zaman kaybetmeden ilgili hekime ve ardından bir Fizyoterapiste danışmanız son derece önemli olmaktadır.”

Ali Eray ÇELİK

Editör: Haber Masası