Birleşik Kamu İş Artvin Temsilcisi Filiz Yılmaz, “Asgari değil gerçekler kadar yaşam istiyoruz” sloganıyla yazılı basın açıklaması yayınladı. Önümüzdeki haftalarda açıklanacak olan ve milyonlarca kamu emekçisini ilgilendiren maaş zammı öncesi Birleşik Kamu İş Artvin Temsilcisi Filiz Yılmaz tarafından yayınlanan yazılı basın yapılan açıklamasında, memur maaşının yoksulluk sınırının altında kalmaması gerektiği vurgulanarak en düşük memur maaşının en az 30 bin lira olarak belirlenmesi gerektiği ifade edildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"KAMU EMEKÇİSİNİ İNSANİ KOŞULLARDA YAŞATMAYA YETECEK ÜCRET ZAMMI BELLİDİR”

İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı yapıldı İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu Toplantısı yapıldı

“Kamu emekçisinin maaş zamlarının belirlenmesine sayılı günler kala milyonlarca emekçi belirlenecek zam oranını beklemektedir.

Son toplu görüşmelerde sarı sendikaların razı olduğu ‘buçukluk’ zamlar, yanlış ekonomi politikaları sonucu içine düştüğümüz ağır enflasyon ortamı nedeniyle alım gücü günden güne eriyen, ay sonunu getiremeyen kamu emekçileri, maaşlarında insanca yaşamalarını mümkün kılacak bir oranda artış beklemektedir.

Bilindiği üzere;

Ocak 2023 döneminde memur zammı enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammı, yüzde 8 olarak belirlenmişti. Temmuz 2023 döneminde ise toplu sözleşme zammı yüzde 6’da kalmıştı. Yani yüzde 8'in üzerindeki 6 aylık enflasyon oranına yeni yüzde 6'lık toplu sözleşme zammı eklenerek 6 aylık memur zammı belirlenecektir. Bu rakamlara refah payı dahil değildir. Rakamlarla ve gerçeklerle oynayan TÜİK Haziran ayı enflasyon açıklamasından sonra kamu emekçilerinin zam tutarları netleşecektir.

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce can havliyle verdiği “en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı” vaadi hala kulaklardadır.

Dolayısıyla gelinen noktada, kamu emekçisine verilen tüm sözlerin bugün ki koşullar göz önüne alınarak yerine getirilmelidir.

Kamu emekçisinin haklarının savunucusu olan Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak altını çiziyoruz:

Konfederasyonumuzun AR-GE birimi tarafından yapılan güncel araştırmalar, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 32 bin liraya dayandığını ortaya koymaktadır. İşsizlik oranını geri çekmeye yönelik kamusal adımlar atmayıp hanede çalışan insan sayısının düşmesine neden olan iktidar, tam da bu nedenle en düşük memur maaşını en az yoksulluk sınırı olan 32 bin lira olarak belirlemelidir.Memur maaşı, yoksulluk sınırının altında kalmamalı devlette çalışan emekçiler derin yoksulluğun pençelerine itilmemelidir.Enflasyon oranı, ülkede çalışan nüfusun ücret zammından, kira artış oranlarına kadar birçok hayati konunun belirleyenidir.

Bu yüzden enflasyon ölçme işi TÜİK’in yaptığı gibi hayali marketlerden alınan fiyatlarla, seçim zamanı bedava dağıtılan doğalgazı seçim sonrasında emekçiye ödettiren arka kapı oyunlarıyla, hangi ürünlerin yer aldığı mahkeme kararına rağmen açıklanmayan bir garip alışveriş sepetiyle belirlenemez. Geçim derdi de yoksulluk da bu kadar ciddiyetsiz biçimde görmezden gelinemez. Enflasyon ölçme işlemleri aylık olarak, bilimsel yöntemlerle ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde şeffaf olarak yapılmalıdır. Belirlenen bu gerçek enflasyon oranları, yine aylık olarak kamu emekçilerinin ücretine yansıtılmalı, ‘Halkımızı enflasyona ezdirmiyoruz’ tekerlemesi bir kez olsun ete kemiğe büründürülmelidir.

Kamudaki çalışma yaşamında memur-işçi arasında gelir adaletsizliği oluşturulmuştur. İşyeri hiyerarşisine, çalışma barışına ve akla aykırı biçimde çoğu memur, işyerindeki işçi arkadaşından daha düşük ücret alır hale gelmiştir.

Hastanedeki temizlik personelinden daha az ücret alan memur, okulundaki aşçıdan daha az ücret alan öğretmen gibi sayısız örnekle ortaya koyulabilecek bu ucube tablo, işyerlerindeki çalışma barışını da baltalamaktadır.Burada soru, kamuda çalışan işçi kardeşimizin neden o ücreti aldığı değil, memur sıfatıyla emek verenlerin neden alamadığıdır. Kamudaki işçi de memur da insani şartlarda yaşayabileceği ücretlere derhal kavuşturulmalı, kamudaki çalışma yaşamındaki ücret dağılımı adil bir şekilde dengelenmelidir.

Kimsenin şüphesi olmasın ki Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, seçim zamanı verilen vaatlerin de kamu emekçilerinin geçim sıkıntısı başta olmak üzere acil çözüm bekleyen sorunlarının da takipçisidir. Kamu emekçisinin sırtında her gün biraz daha ağırlaşan bu yükün altında ezilmemesi ve fedakârca verdiği emeklerin tam karşılığını alabilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizin altını çiziyoruz."

Hikmet BAŞAR

Editör: Haber Masası