ARTVİN

Artvin’in Tarihsel Adları

Artvin, yüzyıllar boyunca çeşitli kültür ve uygarlığın etkisi altında kalmış bir bölge olarak dikkat çeker. Şehrin bugün bilinen adı, tarih boyunca farklı dönemlerde farklı şekillerde anılmıştır.

Abone Ol

Artvin'deki yer adları çoğunlukla Gürcüce, bir kısmı ise Lazca ve Ermenice kökenlidir. Bugünkü Artvin ilini de kapsayan tarihsel Klarceti bölgesi, uzun süre Gürcü krallığının ve prensliklerinin merkezi olmuştur. Bunun yanı sıra, Çoruh havzası ağırlıklı olarak Gürcü nüfusuna ev sahipliği yapmıştır. Yer adlarının çoğunun Gürcüce olması, bu tarihsel bağla ilişkilidir.

Bugünkü Artvin ilini de kapsayan tarihsel Klarceti bölgesi, uzun yıllar Gürcü krallığının ve prensliklerinin merkezi olmuştur. Bu durum, özellikle Çoruh havzasında Gürcü nüfusunun yoğun olmasıyla ilişkilidir. Gürcü tarihçi Pavle İngorokva, “Giorgi Merçule” adlı eserinde, Klarceti bölgesindeki yer adlarının büyük çoğunluğunun Gürcüce olduğunu belirtmiştir. Ancak Osmanlı dönemi kayıtlarında, bu yer adları yanlış yazılarak özgün biçimlerinden uzaklaşmıştır.

Artvin adı, 9. yüzyılda Grigol Khantsteli’nin yaşam öyküsünde Nigali olarak anılan yerin, kentin karşısındaki Seyitler Köyü olduğunu gösterir. Bu isim daha sonra “Ligani” ve “Livani” olarak dönüşmüştür. 16. yüzyıl başlarında Gürcü Livani beylerinin egemenliğinde olan bölge, 1549 yılında Osmanlı yönetimine geçtikten sonra “Livana” veya “Livane” Sancağı adıyla anılmaya devam etmiştir. Yani, 850 yılında Nigali (Başka Yer), 1004 yılında Artıvan, 1574-1854 yıllarında Livana/Livane, 1933 yılında ise Çoruh olmuştur.

Livana’nın idari merkezi olan Artvin Kalesi, 1878-1918 yılları arasındaki Rus idaresi döneminde gelişen kasabanın nüvesini oluşturur. 1921 yılında Türkiye’ye katılan Merkez, Borçka, Ardanuç ve Şavşat ilçelerinde tüm yer adları, 1926 yılında Türkçeleştirilmiştir. Yusufeli, Hopa ve Arhavi köy adları ise 1960’tan sonra düzenlenmiştir. 1936 yılında Çoruh Vilayeti adı verilen birim, 1956 yılında Artvin olarak değiştirilmiştir.

Gürcü tarihçi Pavle İngorokva, "Giorgi Merçule" adlı eserinde Klarceti'deki yer adlarını detaylı bir şekilde incelemiştir. Tarihi kaynaklarda geçen Klarceti, Tuharisi, Artanuci, Ahiza, Porta, Ançi, Opiza, Parehi, Hantsta, Şatberdi, Midznadzori, Tskarostavi, Berta, Doliskana, Korta, Tbeti, Ahaldaba, Nigozeti, Agara, Kvakrili, Shalta, Dahatula, Karçhali, Sakrulavi gibi 50'den fazla coğrafi adın büyük çoğunluğunun Gürcüce kökenli olduğunu belirtmiştir. Bu adların bazıları, Megrelce ve Lazca ile ilişkilidir; bir kısmı ise arkaik Kafkas dilleriyle bağlantılıdır. Ayrıca, bu adların sadece Klarceti’de değil, Gürcistan’ın diğer bölgelerinde de mevcut olduğunu vurgulamıştır. İngorokva'ya göre, bu yer adlarının başka dillere ait olduğu iddia edilse de, bu adlara söz konusu dillerin ana coğrafyasında rastlanmamaktadır.

Osmanlı döneminden önce de bugünkü Artvin il sınırlarında yer alan birçok yer adı kayıtlara geçmiştir. Bunlar arasında Artanuci, Şavşeti, Hertvisi, Parhali gibi adlar bulunmaktadır. Ancak Osmanlı kayıtlarında bu yer adları yanlış yazılmıştır. Örneğin, Parhali "Barhal"; Hertvisi ise "Hertevis" olarak kaydedilmiştir. Osmanlıca yazım kurallarının her sesli harfi karşılamaması nedeniyle bazı yer adları özgün biçimlerinden oldukça uzaklaşmıştır. Örneğin, bir köy ve bölge adı olan Sirya'nın özgün biçiminin "Tsria" olduğu varsayılmaktadır. Ancak bu kesin değildir. Eğer ad "Tsria"dan geliyorsa, Sirya önce bu forma dönüşmüş, ardından "Zeytinlik" olarak değiştirilmiştir. Borçka ilçesine bağlı Muratlı köyünün adının Maradit'ten geldiği bilinmektedir. Maradit ise daha önce Maradidi olarak kayıtlara geçmiştir. Yine Borçka ilçesine bağlı Karşıköy’ün, 1925 öncesinde adı Heba idi. Bu adın, Gürcüce "vadi" anlamına gelen "heoba" kelimesinden türediği düşünülmektedir. Çoruh Nehri'nin aşağı havzası ise zaman içinde Nigali, Ligani, Livana ya da Livane gibi farklı biçimlerde adlandırılmıştır. Bu tür yer adlarının ilk biçimlerini tespit etmek günümüzde mümkün değildir.

Türkiye'de yer adlarının değiştirilmesine yönelik ilk girişim 1913 yılında gerçekleşmiştir. Ancak kapsamlı bir çalışma ancak 1916 yılında yapılabilmiştir. Bu süreçte Karadeniz kıyısındaki Bafra'nın adı "Kızılırmak", Ünye'nin "Saray Bahçe", Fatsa'nın "Yalı Saray", Tirebolu'nun "Akça Yurt", Hopa'nın "Cihadiye" olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra da yer adlarını değiştirme çalışmaları devam etmiştir.

Artvin ilinde büyük kısmı Gürcüce olan yerleşim yerlerinin adları, il genel meclisinin 1925 tarihli kararıyla değiştirilmiştir. Bu kararla Artvin merkez ilçesinde 33, Ardanuç’ta 53, Borçka’da 40, Murgul’da 26, Maçahel’de 8, Şavşat’ta 24, Merya’da 16 ve İmerhev’de 16 köyün adı değiştirilmiştir. Ancak bu değişiklikler, İçişleri Bakanlığı'nın 8589 sayılı genelgesiyle 1940 yılında resmiyet kazanmıştır. 1925’te Yusufeli Erzurum’a, Hopa ve Arhavi ise Rize’ye bağlı olduğu için bu ilçelerdeki yer adları değiştirilmemiştir. Ayrıca, 1927 yılında il meclisi Gürcücenin konuşulmasını yasaklamıştır.

Artvin’deki bucak adları ise 1964 yılında değiştirilmiştir. Ancak bu süreçte istisnai durumlar da yaşanmıştır. Örneğin, 1925’te "Çatak" olarak değiştirilen Maçahel nahiyesinin adı, 1964 yılında "Camili" olmuştur. 1964’te yayımlanan Resmi Gazete’deki kararnamelerle Berta "Ortaköy", Sirya "Zeytinlik", Maçahel "Camili", Maradit "Muratlı", Murgul "Göktaş", Merya "Veliköy", Erkinis "Demirkent", Ersis "Kılıçkaya" olarak değiştirilmiştir. Daha sonraki yıllarda bucaklar idari birim olmaktan çıkarılmış ve köylere dönüştürülmüştür.

Artvin’deki Türkçe olmayan yer adları yalnızca köy ve bucaklarla sınırlı değildir. Dağ, tepe, geçit, mahalle, tarla gibi coğrafi adlar da genellikle Gürcüce kökenlidir. Bu adlar, 1969, 1970 ve 1975-1976 yıllarında yapılan çalışmalarla değiştirilmiştir. Ancak tüm bu değişikliklere rağmen, Artvin ilinde bazı küçük coğrafi adlar eski adlarını korumaktadır. Öte yandan, bölge halkı eski yer adlarını konuşma dilinde kullanmaya devam etmektedir.

Artvin’de yeni yer adlarının nasıl belirlendiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı adların, o bölgede üretilen ürünlere göre seçildiği söylenebilir. Örneğin, Sirya’nın adı zeytincilikten dolayı "Zeytinlik"; Opiza’nın adı bağcılıktan dolayı "Bağcılar" olarak değiştirilmiştir. Ancak Ebrika adının "İbrikli" olması, o köyün ibrik üretimiyle ünlü olduğu anlamına gelmez. Bu değişikliklerin, yabancı kökenli adların Türkçeleştirilmesi amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Berta’nın "Ortaköy", Heba’nın "Karşıköy" olarak değiştirilmesi ise yerleşim yerinin coğrafi konumuyla ilişkili olabilir. Bununla birlikte, Zedvake’nin "Düzenli", Eprati’nin "Efeler" olmasını bu tür kriterlerle açıklamak zordur. Maçahel nahiyesinin 1925’te "Çatak", 1964’te "Camili" olarak değiştirilmesi, yer adlarının belirlenmesinde belli bir standardın olmadığını göstermektedir.

Artvin’de eski ve yeni yer adları konusunda ilk kapsamlı çalışma, Taner Artvinli tarafından 2013 yılında yayımlanan Artvin Yer Adları Sözlüğü adlı eserde yapılmıştır. Daha önce ise, ilköğretim müfettişi Muvahhid Zeki, 1927 yılında Osmanlıca olarak yayımlanan Artvin Vilayeti Hakkında Malumat-ı Umumiye adlı kitabında ilin eski ve yeni yer adlarını listelemiştir. Bu kitap 2010 yılında Latin harfleriyle yeniden basılmıştır. Özhan Öztürk’ün 2005 yılında yayımladığı iki ciltlik Karadeniz Ansiklopedik Sözlük adlı çalışması da Artvin’deki eski yer adları konusunda önemli bir kaynaktır. Ayrıca, Roland Topçişvili ve Inga Ğutidze’nin 2019 yılında Tiflis’te üç dilde yayımlanan XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıl Başlarındaki Rus Belgelerinde Şavşeti ve Klarceti Yer Adları adlı çalışması da bu alanda değerlidir. Bunların dışında Tao-Klarceti adlı blog, Artvin’in köylerini tarihi eski adları üzerinden anlatmaktadır.