Artvin ve ilçelerde toplam 40 maden işletmesinin faaliyet gösterdiği Artvin'de, bir yıl içerisindeki ihalelerle 1046 alan maden sahası olarak ilan edildi. Bu durum, Artvin topraklarının yüzde 71’inin maden ruhsat alanı kapsamında olması anlamına geliyor.
Artvin'de maden faaliyetleri, 30 yıl öncesine dayanan Cerrattepe Dağları'ndaki ilk maden projeleriyle başladı. Bugün gelinen noktada ise neredeyse il topraklarının tümü maden işletme ve ruhsat alanı olarak tanımlanıyor. Artvin halkı, bu yoğun madenleşme sürecine karşı tepkili.
Artvin'in temel geçim kaynaklarından biri olan tarım, madencilik faaliyetleri nedeniyle ciddi zarar görüyor. İldeki toplam tarım alanlarının yüzde 47’si ve toplam meraların yüzde 54’ü madenler için ruhsatlandırılmış durumda. Tarım alanlarının yüzde 33’ü ihale, yüzde 10’u arama, yüzde 4’ü ise işletme ruhsatı kapsamında bulunuyor. Benzer şekilde meraların yüzde 36’sı ihale, yüzde 15’i arama, yüzde 3’ü ise işletme ruhsatı aşamasında.
Ormancılık faaliyetleri de madencilikten nasibini alıyor. Orman varlığının yüzde 65’i maden ruhsatı kapsamına alınırken, koruma altındaki alanlar da tehlike altında. Kent ormanı, tabiat parkı, milli park ve doğal sit alanı gibi koruma statülerine sahip alanların yüzde 47’sinin madencilik faaliyetlerine açık hale getirilmesi, endişe yaratan bir diğer konu.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, madenlerin henüz çoğunun işletmeye alınmadığını ancak gelecekteki etkilerin daha büyük olacağını belirtiyor. “Henüz madenlerin birçoğu açılıp işletilmeye başlanmadı. Asıl etkiyi o zaman görebileceğiz ancak Murgul ilçesinde yıllardan bu yana işleyen madenler var ve Murgul tarumar olmuş durumda. Eğer maden şirketlerinin beklediği gibi Artvin genelinde madenler bulunursa, bütün il Murgul olmaya aday” diyen Karahan, şimdiden heyelan olaylarının arttığına dikkat çekti.
Artvin’de madencilik faaliyetlerinin ekonomik etkileri de tartışma konusu. Tarım ve ormancılığın gerilemesiyle birlikte, Artvinliler için geçim kaynaklarının azalması önemli bir sorun haline geldi. Maden sahalarının neden olduğu erozyon ve doğa tahribatı, tarımsal üretimi olumsuz etkilerken, yerel halkın yaşam kalitesini düşürüyor.
Maden faaliyetlerinin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak için daha etkin yasal düzenlemeler ve şeffaf bir denetim mekanizması gerektiği açık. Artvin’in doğal zenginliklerini korumak ve gelecek nesillere aktarabilmek için toplumun her kesiminden destek gerekiyor. Yoksa bu cennet coğgrafya, bir maden sahasına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.