ARTVİN

Adli Yıl Artvin’de Törenle Başladı

2025-2026 adli yılı, Milli İrade Meydanı’nda düzenlenen çelenk koyma töreni ve Artvin Baro Başkanı Handan Demiral Almalı’nın konuşmasıyla açıldı.

Abone Ol

2025-2026 adli yılı, Artvin’de düzenlenen çelenk koyma töreniyle başladı. Milli İrade Meydanı’nda gerçekleştirilen törende saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Artvin Baro Başkanı Handan Demiral Almalı bir konuşma yaptı. Almalı, yaptığı konuşmada adaletin yalnızca mahkemelerin değil, toplumun ortak vicdanı olduğuna dikkat çekti. Yeni adli yılın başlangıcında savunmanın temsilcileri olarak mesleklerinin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini kamuoyuna hatırlatma sorumluluğunu bir kez daha üstlendiklerini vurgulayan Almalı, hukuk devletinin ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabileceğinin altını çizdi.

Konuşmasında günümüzde yargının bağımsızlığının zedelendiğini ve savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığını dile getiren Almalı, yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahale etmesinin, mahkeme kararlarının uygulanmamasının ve keyfî tutuklamaların yurttaşların adalete olan güvenini derinden sarstığını ifade etti. Tutuklama tedbirinin bir ceza aracına dönüştürüldüğünü belirten Almalı, yalnızca avukatların değil, gazetecilerin, seçilmiş belediye başkanlarının ve demokratik haklarını kullanan öğrencilerin de keyfî gözaltı ve tutuklamaların hedefi hâline getirildiğini söyledi. Bu durumun yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit ettiğini kaydeden Almalı, savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılmasının aslında adaletin yargılanması anlamına geldiğini vurguladı.

Almalı, baroların bağımsızlığına yönelik müdahalelerin yalnızca yönetimsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırı olduğunu belirtti. Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesinin demokratik meşruiyeti zedelediğini dile getirdi. Meslektaşlarının yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, aynı zamanda ağırlaşan ekonomik koşullar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi verdiğini hatırlatan Almalı, avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılmasının savunmayı işlevsiz hâle getirdiğini, bunun da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırdığını söyledi.

Hukuk fakültelerinin öngörüsüz biçimde açılmasının mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit ettiğini vurgulayan Almalı, devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılmasının olumlu bir adım olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını ifade etti. Vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılmasının zorunlu olduğunu dile getirdi.

23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’ne de değinen Almalı, bu stratejide avukatlara ilişkin hedeflerin dikkat çekici olduğunu söyledi. Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi gibi düzenlemelerin hayati önem taşıdığını belirten Almalı, bu taleplerin yalnızca avukatlık mesleği için değil, aynı zamanda toplumun adalete erişim hakkı açısından da kritik olduğunu kaydetti.

Ancak tüm bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka olan güvenin yeniden tesis edilmesinin zorunlu olduğuna dikkat çeken Almalı, bunun yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkün olabileceğini ifade etti. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı güvence altına alınmadıkça adalet duygusunun onarılamayacağını dile getiren Almalı, bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatının ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatlar olduğunu belirtti.

Avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş yöneticilerin özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemeyeceğini vurgulayan Almalı, bağımsız savunmayı, meslek örgütlerinin özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma kararlılıklarını bir kez daha kamuoyuna duyurduklarını söyledi. Yeni adli yılın yalnızca avukat, hakim ve savcıların değil, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olması gerektiğini belirten Almalı, 2024-2025 adli yılının bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, yargı mensuplarının ve toplumun tüm kesimlerinin adaletle buluştuğu, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş belediye başkanlarının özgürlüğüne kavuştuğu bir yıl olmasını diledi.